Japonya'nın Yeni Deprem Stratejileri



Deprem uyarı teknolojileri konusunda farkındalığı artırmak amacıyla IMV Corporation ve Fuji Mühendislik tarafından Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) düzenlenen 'Japonya ve Türkiye'de Uygulanan Deprem Uyarı Teknolojileri' toplantısının ikinci bölümünde Japonya'nın Kobe depremi sonrası yeniden şekillenmeye başlayan deprem stratejisi ve erken uyarı sistemleri ele alındı. 

İTÜ Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü'nden Dr. Fatih Sütcü, "Japon Meteoroloji Ajansı Afet Uyarı Sistemleri / Japon Deprem Erken Uyarı Sistemi Gözlemleri" başlıklı konuşmasının başında, 2003-2006 yıllarında doktora çalışması için bulunduğu Tohoku Üniversitesi binası ile doktora sonrası çalışmalarını gerçekleştirdiği Tokyo Teknoloji Enstitüsü binalarında, Fukushima faciasının yaşandığı 11 Mart 2011 tarihli büyük deprem sonrasında yapılan güçlendirme çalışmalarını aktardı. Sütcü'nün aktarımına göre, Tohoku Üniversitesi'nde sismik izolasyonlu yeni bir bina tasarlanırken, 1968 tarihli Tokyo Teknoloji Enstitüsü ise cepheye eklenen burkulması önlenmiş çapraz bağlar (BRB) ile güçlendiriliyor.

FatihFatih SütcüSunumunun devamında Japon Meteoroloji Ajansı'nın, depremi de içeren afet uyarı sistemleri hakkında bilgi veren Sütcü, Erken Uyarı Sistemi için elde edilen deprem bilgisinin Japon Meteoroloji Ajansı'na bağlı Deprem Gözlem Sistemi'nde toplandıktan sonra, 4 saniye boyunca çeşitli algoritmalarla analiz edilerek, deprem dalgası olduğu tespit edildikten sonra, Deprem Gözlem Sistemi'ne aktarıldığını söyledi. Erken uyarı sistemi bilgi akışındaki sonraki aşama ise ilgili kurum ve kişileri uyarmak oluyor. Erken uyarı çeşitleri; Öncelikli uyarı raporu (okul, hastane, fabrika vb.) ve Acil deprem uyarısı (halk) olmak üzere ikiye ayrılıyor.

Erken uyarı sistemi ile demiryolları, üretim hatları, asansörler, hastaneler gibi risk altındaki yerlerde ve konutlarda can güveliğinin sağlanması, trafik kazalarının engellenmesi, okul ve insanların yoğun bulunduğu bölgelerde güvenlik ve yönlendirmede bulunulması hedefleniyor.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Japonya'da erken uyarı sistemine bağlı acil deprem uyarısı;
Televizyon ve radyo anonsları,
J-alert (uydu bağlantılı hoparlör duyuru sistemi)
Cep telefonları (3 mobil iletişim sağlayıcısı)
Özel cihazlar (erken uyarı sistemine bağlı cihazlar) ile sağlanıyor.

Erken uyarı sisteminde karşılaşılan kısıtlamalar ise şöyle sıralanıyor:

- Zamanlama: Duyuruda yaşanabilecek aksamalar
- Kör bölgeler: Merkez üssüne yakın bölgelerde erken uyarı yapacak zaman bulunmaması
- Yanlış alarmlar: Kazalar, yıldırım düşmesi, cihaz hatası
- Şiddet tespitinde yapılan hatalar: Eş zamanlı, art arda meydana gelen deprem tespitinde yaşanan zorluk
- Bölgesel tahminde zorluklar: Yüzeysel dalganın tespiti

KenjiKenji AkiyoshiKobe Depremi, Japonya deprem stratejisi için bir dönüm noktası oldu

IMV Corporation Japonya Termik ve Nükleer Santral Sistemlerinin Ölçüm Cihazlarıyla Donatılması Sorumlusu Kenji Akiyoshi de, sunumunda, Japonya deprem stratejisini oluşturan üçlü yapı üzerinde durdu. Özellikle hiç kimsenin boyutlarını öngöremediği bir felakete neden olan 1995 Kobe depremi sonrası Japonya'nın deprem güçlendirme stratejisinin yenilendiğini kaydeden Akiyoshi; deprem sırasında ve sonrasında kayıpları minumuma indirme hedefini taşıyan bir yaklaşım benimsendiğini söyledi. Erken uyarı sistemlerinden, sismik gözlem ağlarından ve deprem ölçüm cihazlarından oluşan bu üçlü yapının, birbirleriyle entegre çalıştığını belirten Akiyoshi; herhangi birinde yaşanacak bir aksaklığın diğeri tarafından telafi edilebildiğini, ideal bir bir sistemin de böyle olması gerektiğini aktardı. Özellikle endüstriyel yapılarda, baraj gibi su depolanan alanlarında, santrallerde felaketin boyutunun büyümemesi için erken uyarının öneminin altını çizen Akiyoshi, bu anlamda deprem gözlem cihazlarının hayati önemine vurgu yaptı.

YusufYusuf Zahit Gündoğdu'Gerçek zamanlı uyarı sistemleri'yle ikincil afetleri önlemek mümkün

Konferansın son konuşması için tekrar kürsüye çıkan Fuji Mühendislik Türkiye Başkanı Yusuf Zahit Gündoğdu ise deprem etkisiyle oluşan ikincil afetlere dikkat çekerek, 'gerçek zamanlı uyarı sistemleri'yle alınabilecek önlemleri aktardı. Deprem anında insanların doğru aksiyon alamayacağının altını çizen Gündoğdu; "Deprem olurken bir kontrol veya kumanda yapabilmek zor ve hatta olanaksızdır. Deprem sonrası ikincil afetlerin önlenmesinde, deprem anında müdahale ve hemen harekete geçme hayati önem taşır. 'Gerçek zamanlı uyarı sistemiyle kritik işlevler durdurularak, ikincil afetleri önlemek mümkün" dedi.