Osmanlı döneminde özellikle saray ve türbelerin duvarlarını süsleyen ve
turkuaz rengiyle ünü yayılan İznik çinisi, dünyaca ünlü
markaların vitrinlerini de süslemeye başladı. Fransızların ünlü
Hermes mağazasının vitrinlerinde binlerce avroluk çanta, eşarp
ve ceketler, İznik çinileri arasında sergileniyor.
İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı Üretim Müdürü Yasemin Öztürk
Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İznik'in Roma ve Bizans
seramikleri ile Selçuk ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde kuars çinileriyle
ünlü önemli bir kültür merkezi olarak kabul edildiğini hatırlattı. Koç, İznik'te
15. yüzyılda başlayan ve 17. yüzyılda kaybolan İznik çiniciliği yeniden
canlandırmak adına uzun yıllardır yoğun bir çaba harcadıklarını belirterek, bu
yoğun çabaların sonuçlarını özellikle son yıllarda almayı başardıklarını ifade
etti.
İznik çinilerinin artık bir dünya markası
haline geldiğini vurgulayan Koç, İznik çinilerinin çeşitli ülkelerde çeşitli
şekillerde insanların beğenisine sunulduğunu anlattı. Tayland, İsrail, Kanada,
ABD, İngiltere ve daha birçok Avrupa ülkesine çini ihraç ettiklerini belirten
Koç, İznik çinilerinin güzelliğini yansıtan sergilerin dünyanın dört bir
köşesinde her yıl daha fazla ilgi topladığına dikkati çekti. Koç, İznik Vakfı
Başkanı Prof. Işıl Akbaygil ile Hermes'in vitrinlerini hazırlayan ünlü tasarımcı
Leila Menchari'nin ortak çalışması sonucu İznik çinilerinin son olarak bu
mağazanın vitrinlerine taşındığını kaydederek, şu bilgileri verdi:
''Hermes mağazasında çok prestijli ve sanatsal bir çalışma gerçekleştirdik.
Fransızların ünlü Hermes mağazasının vitrinlerinde binlerce avroluk çanta, eşarp
ve ceketler, İznik çinileri arasında sergileniyor. Yurt dışında İznik çinisini
çok daha iyi biliyorlar ve değer veriyorlar. El yapımı olması, geleneksel
yöntemlerle üretiliyor olması, bunların hepsi İznik çinisine çok değer katıyor.
Vitrinde bazı çiniler düz renk bir çantayla tamamlanırken bazıları lale desenli
eşarplara dekor oluyor. 15 bin avroya kadar çıkan fiyatları gösteren etiketlerin
yanında ise güzelce görülecek şekilde 'Osmanlı Çinileri' yazan tabelalar yer
alıyor. Bunlar özellikle vitrinlerin hepsini tek tek inceleyen Fransızların ve
turistlerin ilgisini çekiyor. Vitrinlerin önünde her an 'Osmanlı çinisiymiş ya
da İznik çinisiymiş' diyen birilerine rastlamak mümkün.''
İznik çinisini Türk ve dünya mimarisinin bir parçası haline getirmek için
çalışmaların sürdüğünü belirten Koç, ''İznik Vakfı durmaksızın çini üretiyor ve
dünyanın dört bir yanını ülkemizin bu prestijli sanatıyla donatıyor''
dedi.