İzmir’in Ortasında Antik Kent



Dünyanın "şehir merkezindeki en büyük antik agorası" olarak bilinen İzmir Agorası'ndaki kazılar devam ediyor. M.S. 2. yüzyıla ait hamam yapısı da ortaya çıkarıldı.

Agora'da, Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy başkanlığında kazı çalışmaları yürütülüyor. Konu hakkında bilgi veren Ersoy, MS 2. yüzyıla uzanan yıllarda hamamların, siyasetçilerin ve düşünürlerin toplandığı, önemli meseleleri konuştuğu merkezler olduğunu belirtti. Ersoy, şunları anlattı: "Antik kentlerde agoralar, kentin siyasî, idarî, adlî ve ticarî merkezi durumundaydı. Agoralar için her kentin merkezinde birkaç yapı adası ayrılırdı. Agora alanının etrafı portikolarla (sütunlu galeriler) çevrelenirdi. Galerilerin gerisinde bouleuterion (meclis binası), prytaneion (resmî tören ve toplantıların yapıldığı, yemeklerin verildiği yapı), resmî ofisler, mahkeme, borsa, arşiv, et ve balık pazarı, latrina (tuvaletler) gibi kamu yapıları yer alabilirdi. Portikolar güneşli, yağmurlu, aşırı soğuk ve sıcaklarda insanların korunması ve sığınması için kullanılan yarı açık alanlardı. Agora avlusunda önemli kişiler, günler ve anlaşmalar için dikilmiş basamaklı anıtlar, heykeller, dinî törenlerde adak yapılan altarlar, eksedralar (mermer oturma yerleri), kentin saygı gösterdiği bir tanrının tapınak ve sabit sunağı yer alırdı."

Smyrna (İzmir) Agorası şehrin merkezinde, bu bölgedeki ızgara plana uygun olarak dikdörtgen bir alanı kapsamaktadır. Smyrna'nın idarî, siyasî, adlî ve ticarî merkezi durumundaydı. Agora'nın planlandığı alandaki arazi eğimi, batı ve kuzeyde inşa edilmiş, bugün kalıntıları görülen bodrum katlarıyla giderilmiştir. Agora avlusu, bodrum katların üst seviyesine kadar dolgu yapılarak yükseltilip bir teras haline getirilmiştir. Bu teras düzleminin etrafı ise portikolarla çevrelenmiştir. Smyrna Agorası, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde mezarlık alanı olarak kullanılmıştır. Mevcut kalıntılar ve sondajlar, alanın kentin kuruluş efsanesine uygun olarak Büyük İskender'den hemen sonra, M.Ö. 4. yüzyılın sonundan itibaren planlandığını ve bu tarihle birlikte çevresindeki yapıların etap etap inşa edildiğini işaret etmektedir.

Grekçe bir kelime olan "agora" toplanılan yer, kent meydanı, çarşı, pazaryeri gibi anlamlara geliyor. Antik Çağ'da agoraların ticarî, siyasî ve dinî fonksiyonlarının yanı sıra sanatın yoğunlaştığı ve birçok sosyal olayların geçtiği veya yapıldığı, kentin odak noktası olduğu biliniyor. Antik Çağ'da her kentte en az bir agora bulunurdu. Kimi büyük kentlerde ise genellikle iki tane yer alırdı. Bunlardan biri devlet işlerinin görüldüğü, etrafında çeşitli kamu binalarının toplandığı devlet agorası, diğeri ise ticarî faaliyetlerin yoğunlaştığı ticaret agorasıydı.