Ege'de Son Söz'den Mehmet İşler'in haberine göre, Gaziemir’de bahçesine gömülü radyoaktif atıklar nedeniyle ‘İzmir’in Çernobil’i olarak adlandırılan kurşun fabrikası kentte yaklaşık 4 yıldır gündem olmaya devam ederken istif alanını temizlik sürecinde geçtiğimiz günlerde flaş bir gelişme yaşandı.
İstif alanında 2014 yılında başlatılan bertaraf süreci çevreci avukatlar tarafından yargıya taşınmış, Valilik tarafından Turanlar A.Ş. tarafından yapılan temizlik için verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir’ kararı 2015 yılında İzmir 2.İdare Mahkemesi’nden dönmüş. Aynı mahkeme yine 2015 yılının Mayıs ayı sonunda alandaki temizlik çalışmaları için yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
Yargı kararının ardından alanın bir an evvel gerekli önlemler alınarak temizlenmesi için çevreci avukatlardan bakanlığa, valiliğe ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na yeni bir ÇED süreci çağrısı gelmişti.
Bu çağrı İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yapılan duyuruyla karşılık buldu. Turanlar firması ÇED dosyasını hazırlayarak kuruma sundu. Valilikten yapılan açıklamada dosyanın onaylandığı ve yeni ÇED sürecinin başladığı duyuruldu.
Valilik onayının ardından nükleer atıkları temizleme çalışmasının halkın kantarına çıktı. Karabağlar’da bir kıraathanede firma yetkilileri, çevreci avukatlar ve halk bir araya geldi.
Toplantıdaki en önemli ayrıntı firmanın projede ayrıştırma için dışarıdan atık getireceğine dair maddesinin avukatlar tarafından reddedilmesi oldu.
‘Sivil izleme komitesi oluşturalım' dedik
Davacı olan çevreci avukatlardan Arif Ali Cangı süreç hakkında konuştu.
Toplantı değerlendirmesi yapan Cangı, “Mahalle halkının ilgisi iyiydi. Görüşlerimizi itirazlarımızı ilettik. Projenin en önemli yanı, dosya incelendiğinde radyoaktif ve tehlikeli atıkların ayrıştırılması ve geri kazanımı projesi olmasıdır. Bu geri kazanım sırasında dışarıdan atık alınacağına dair ibareler var. Biz ona karşı çıktık. Firma yetkilisi dışarıdan atık gelmeyeceğine dair söz verdi ama söz tek başına yetmez. Bundan sonraki süreçte bunun izlenmesi gerekiyor. İşi bilen bilim insanları, uzmanlar, mahalle halkının da içinde bulunduğu bir izleme komitesi oluşturalım’ dedik. Bu sivil izleme komitesi hem ÇED sürecine dahil olsun hem de firmayla görüşme tartışma öneride bulunma yetinde gözlem yapma gibi karşılıklı görüş alışverişinde bulunsun talebinde bulunduk. Firma ‘Biz eleştiriye açığız, şeffafız’ dedi. Dediğim gibi dışarıdan atık getirilmeyeceğine dair söz verdi. Oradaki atıkların taşınması gerekiyor ama bu haliyle başka atıklara bulaşmış şekilde olması pek mümkün görünmüyor” dedi.
Sırada kurşun ve çinko var
Cangı ayrıca atıklar için depolama alanı olmadığını belirtirken ayrıştırmadan sonra kurşun ve çinko gibi atıklara sıra geleceğini ifade etti. Cangı, “Bunu depolayacak hiçbir yer yok. Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi, ‘ben 2 bin tonu kabul ederim’ diyor. Bu tona düşürülmesi için de nükleer kısmının Çekmece’ye gönderilmesi gerekiyor. Bu yapıldıktan sonra kurşun çinko gibi atıklar da var. Onların ayrıştırılması gündeme gelecek. Ayrıştırma sırasında geri kazanım yapmak istiyorlar. Değerli metal çıkarsa değerlendirmek istiyorlar. Bunun için dışarıdan atık alınabilir diye bir madde koymuşlar. Süreç daha yeni başladı. Sivil izleme komitesiyle takip etmeye devam edeceğiz. Firma bizimle işbirliği içine girerse bu temizlik bir an önce sorunsuz şekilde yapılır. Bugünkü toplantının çıktısı bu…” diye konuştu.
Bizimle işbirliği yaparlarsa…
Cangı şunları söyledi: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın halkın katılımını bundan sonraki süreçte de sağlaması halinde Türkiye’de bugüne kadar yapılmamış olan bir ayrıştırma olacak. Firma da bakanlık da ilk yapıyor bizim de başımıza ilk geliyor. Olayın tüm taraflarını tatmin edici bir iş yapılabilirse bundan sonraki ÇED süreçleri için örnek bir çalışma olur. Gerek bakanlığın gerek firmanın bizim görüş, öneri ve taleplerimizi dikkate alması lazım.