Gaziemir’de zehirli atıkların gömüldüğü araziye yapılan incelemeler tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdi. Radikal Gazetesi'nden Serkan Ocak'ın haberine göre, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Alper Baba, arazide gömülen atıkların miktarı ve yarattığı kirlilikle ilgili 100 sayfayı aşkın bir rapor hazırladı. Raporda, yeraltı sularında yüksek konsantrasyonlarda ağır metal (arsenik, kurşun ve çinko) tespit edildi. Atıklarda bulunan radyasyonun toprağa geçtiği kanıtlandı. Atıkları gömen Aslan Avcı Kurşun Fabrikası’na Türkiye tarihinin en büyük cezasını kesen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, 5.7 milyon TL’lik para cezasının bu rapor incelendikten sonra tehlikenin büyüklüğü göz önüne alınarak kesildiğini söyledi.
Radikal, Gaziemir’deki radyoaktivite içeren gömülü atıkları duyurduktan sonra İzmir Valiliği bünyesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve İzmir İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün katılımıyla bir koordinasyon kurulu oluşturuldu. Bu kurulun talimatları doğrultusunda Gaziemir’deki fabrika arazisinde incelemeler yapıldı. Raporda yer alan bilgilere göre, inceleme haziran ve Ağustos 2013 tarihleri arasında yapıldı. Arazinin jeolojik ve hidrojeolojik özelliklerine ilişkin veriler toplandı. Toplanan verilere göre de, şunlar yapıldı:
3 bölgede yoğun kirlilik
12 farklı noktada 240 metre derinlere kadar sondaj yapılarak örnekler alındı. Yeraltı suları için de her biri 20 metre derinliğinde 4 adet kuyu açıldı.
İnceleme sahasında yaklaşık 10 bin 125 metreküp atık içerikli bir kirlenme saptandı. Atıkta Europium 152 (nükleer santral ve nükleer denizaltılarda bulunan atom izotopu) ile toprakta kurşun, arsenik, çinko ve mangan gibi toksik elementler bulundu. Sahada 3 bölgede yoğun kirlilik gözlendi. Kirliliğin iki bölgeye gömülen atıklardan, bir bölgede rastgele yüzeyde depolanan atıklardan kaynaklandığı belirlendi.
TAEK Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’nde yapılan analizlere göre, inceleme alanında en yüksek Eu-152 (Europium - atom izotopu) değeri K-8 noktasında ölçüldü.
Atık sahası içinde ve çevresindeki sularda yüksek konsantrasyonlarda ağır metal (arsenik, kurşun ve çinko) tespit edildi. Gömülü atığın belirli kesimlerde toprağa sızdığı ve bu kısımlarda ağır metal birikimi görüldüğü de saptandı.
TAEK’te su numunelerinde yapılan analizlere göre, alandaki su kaynaklarında radyoaktif bir kirlilik gözlenmedi. Ancak yüksek konsantrasyonlara sahip arsenik, kurşun, demir ve mangan gibi elementler bulundu.Özellikle atık sahasının önünde açılan gözlem kuyularından alınan sularda ölçülen toksik elementler hem ulusal hem de uluslararası standartları aştı. Alanda rastgele depolanmış atıkların, yüksek konsantrasyonlara sahip toksik elementler de içerdiği saptandı.
‘Bu konuyu bürokrasiye boğmak cinayettir’
Fabrikaya rapor sonrası 5.7 milyon Raporu görür görmez harekete geçtiklerini belirten Çevre Şehir Bakanlığı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, fabrikaya bugüne kadar verilmiş en ağır çevre cezasını kestiklerini söyledi. Cezanın bir çözüm olmadığını bildiklerine değinen Birpınar, bundan sonra yapılacakları da şöyle özetledi: “Cezayı hak ettikleri bir gerçek. İzmirlilerin sağlığı için bunu yapmamız gerekiyordu. Para adına bu ülkenin suyunu toprağını kirletmeye kimsenin hakkı yok. 1 ay süre verdik. Nasıl temizleneceği ile ilgili plan yapmaları gerekiyor. Yapmazlarsa önce 5.7 milyon TL’lik ilk cezanın iki katı yeni ceza kesilecek. Sonra biz temizletme yoluna gideceğiz. Arazilerini satıp harcanan parayı tahsil edeceğiz. Bunu bürokrasiye boğmak cinayettir. ”
Prof. Birpınar, “Gömülmüş ve toprağa yayılmış. Rapor korkunç sonuçlar içeriyor. Tek iyi yönü radyasyonun suya karışmamış olması. Ama toprağa karışmış. Su kaynaklarında da dünyanın yasakladığı civa, arsenik ve kurşun var. İzmir’deki mülki amirlere yazı yazdık. Yeraltı sularının kullanımı orada yasaklandı. Vatandaşlarımız rahat olsunlar, kısa sürede buranın temizlenmesi bitecek” dedi. Uzmanlık konusunda yeraltı suları olduğunu hatırlatan Birpınar, şöyle devam etti: “Yeraltı suyunun temizliği uzun sürecek ama yapmamız gerekiyor. Çekebildiğimiz kadar suyu da çekeceğiz. Bürokrasiye boğmak gibi bir niyetimiz yok. Her yağmur yağdığında ağır metaller yerin altına inmeye devam ediyor. Daha önce bir suç duyurusunda bulunulmuş ancak yeni raporu delil olarak kullanıp yeniden suç duyurusunda bulunacağız.”