İzmir’e su sağlayan Sarıkız, Göksu ve Menemen kuyularında kuraklık
ve Gediz Nehri’nin taşıdığı ağır metaller nedeniyle yükselen arsenik oranı,
yağışlı iki kış dönemine rağmen düşmedi.
Arıtma tesisleri
sayesinde kentte musluklardan temiz su akmasına karşın, arseniğin çevre
üzerindeki tehdidine dikkat çeken uzmanlar yeraltı sularında arseniğin
seyrelmesinin zaman alacağını ve Gediz Nehri’nin taşıdığı sanayi kaynaklı ağır
metallere karşı mutlaka önlem alınması uyarısında bulundu. Jeoloji Mühendisleri
Odası İzmir Şubesi Başkanı Hasan Baykal’a göre arsenik
yüksekliğinin nedenini yüzde 55-60 oranında jeolojik
yapı, yüzde 40-45 de Gediz’in taşıdığı ağır metal
kirliliği. Kurak olmayan dönemlerde jeolojik yapı kaynaklı arsenik
seyreliyor. Ancak Gediz’den gelen su yine oranları yükseltebiliyor.
Gediz Nehri’nin yüzeye yakın 50-60 metre derinlikteki suları kirletmeye
devam etmesinin de arsenik oranının düşmemesine neden olduğunu söyleyen Baykal,
“Önemli olan Gediz Nehri’ndeki sanayinin kontrol altına alınması, kirliliğin
önlenmesidir. Kirletme mutlaka önlenmeli. Arıtmalar tamamlanmalı, denetim
sıkılaştırılmalıdır. Kendi haline bırakılmasın ” dedi.
Öte yandan
İZSU yetkilileri Gördes, Sarıkız, Menemen ve Halkapınar
kuyularından çekilen Arıtma Tesisileri’nde işlemden
geçirilen suyun kent şebekesine verildiğini, çeşmeden akan suda Sağlık
Bakanlığı’nın belirlediği litrede 10 mikrogram sınır değerin altında olduğunu
belirtti. Su şebekesinde en yüksek arsenik oranı litrede 7 mikrogram olarak
ölçülürken ortalamada 5 mikrogramı geçmediği tespit edildi. (dha)