İzmir İçin Zemin ve Bina Uyarısı



İzmir’de depremlerin ardından gözler, İzmir Deprem Master Planı’na çevrildi. Boğaziçi Üniversitesi tarafından hazırlanan çalışmada, İzmir’de olası bir depremde en büyük risk olarak zeminin sağlam olmaması ile binaların dayanıksızlığına dikkat çekildi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi’nin işbirliğiyle hazırlanan İzmir Deprem Master Planı’nda kentin olası büyük depremlerden nasıl etkileneceği ortaya kondu. İzmir’in yaşadığı depremlerin tarihsel dizinine bakıldığında 7 büyüklüğünde 3 deprem bulunuyor. 1928’de Torbalı’da 7, 1939’da Dikili’de 7,1, 1949’da da Karuburun’da 7 büyüklüğünde depremler yaşandı. Gediz Grabeni Batısı, Dumanlıdağ, Bornova, İzmir, Cumaovasi, Karaburun, Gümüldür, Tuzla İzmir’in aktif faylari arasinda yer alıyor.

Hareketliliğin İzmir'e yansıması
Boğaziçi Üniversitesi tarafından kentte yapılan incelemelerde ilginç verilere ulaşıldı. Hem zemin, hem de binaların zayıf olması İzmir’deki en dikkat edilmesi gereken konu olarak çalışmaya yansıdı.

6,5 büyüklüğünde, 25 saniye süreli depremin kent üzerinde etkisinin araştırıldığı raporda ortaya çıkan verilen de oldukça dikkat çekici..

Kıyı bölgelerde sıvılaşma tehlikesi
Yapılan çalışma sonucu ortaya çıkan grafikte İzmir’in özellikle Bostanlı, Çiğli, Karşıyaka, Altınyol, Bayraklı, Alsancak sahili ile İnciraltı’nda sıvılaşma riskinin yüksek olduğu belirlendi. Raporda, “Böyle bir durumda kum tabakası, kısa bir süre için viskoz bir sıvı haline dönüşmekte ve bu tabakaya oturan bütün yapılarda büyük oturmalar, tabakanın içinde bulunan su ve yakıt depoları gibi yapılarda ise yüzeye doğru hareketler, şevlerde ise kaymalar meydana gelebilmektedir. Bu nedenle bu tür tabakalarda sıvılaşma olasılığının incelenmesi gerekir” denildi.

Raporda ayrıca sıvılaşma tehlikesine karşı şu bilgiler verildi:
“İzmir Büyükşehir Belediye sınırları içine kalan bölgede derlenmiş bütün Standard Penetrasyon SPT-N ve statik penetrasyon CPT deney sonuçları yukarıda açıklanan şekilde değerlendirilmiş ve sıvılaşmaya karşı güvenlik sayısının değişimi hesaplanmıştır. Bu hesaplarda üst 15 metrenin sıvılaşabilir tabakalar olduğu var sayılarak üst 15 metre içinde bulunan en küçük güvenlik sayısı o nokta için güvenlik sayısı olarak kabul edilmiştir. Bu derlenmiş SPT ve CPT deneylerinin sınırlı olması nedeniyle güvenli tarafta kalmak için yapılan bir kabuldür. Bu şekilde hesaplanan sıvılaşmaya karşı güvenlik sayısının İzmir Büyükşehir Belediye sınırları içine değişimi bulunan bu değerler sıvılaşma olasılığı bakımından yorumlanarak sıvılaşma olasılığı yüksek, orta-az, ve düşük olarak tanımlanarak bir bölgelendirme yapılmıştır. Bu bölgelendirmenin bir ön değerlendirme olduğu düşünülmeli ve sıvılaşma olasılığının yüksek ve orta-az olarak tanımlandığı bölgelerde proje aşamasında zemin etüdleri yapılarak sıvılaşma olasılığı belirlenmelidir.”

Kentin zemini kötü
Zemin sınıflamasında da İzmir’in özellikle sahil bölgelerinin zeminsel açıdan risk altında olduğu, iç bölgelere doğru gidildiğinde ise zeminin sağlamlaştığı belirlendi. Yapılan sondajlarda kentin özellikle kıyı bölgelerindeki zeminin kötü olduğu ortaya çıkıyor. Buna göre, Çamlaraltı Tuzlası, Sasalı, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, Mavişehir, Bostanlı, Bayraklı, Salhane, Liman, Birinci Kordon, Alsancak, Konak, Pasaport, Altıntaş, İnciraltı bölgeleri birinci derece tehlikeli alanlar olarak haritaya yansıdı.

Planda, “İzmir Büyükşehir Belediye sınırları içinde kalan bölgelerin geoteknik açıdan değerlendirilmesi amacıyla bu sınırlar içinde kalan bölgelerde yapılmış sondajlar derlenmiştir. İncelenen alanın oldukça büyük olmasına karşılık bugüne kadar derlenmiş olan sondajlar bazı bölgelerde yoğunlaşmakta ve bazı bölgelerde seyrekleşmektedir. Bu nedenle daha önceki bölümlerde verilmiş olan jeolojik bulgular esas alınarak bir değerlendirme yapılma zorunluğu doğmaktadır. Uzun dönemde sondaj verilerinin artması ile yapılan bu değerlendirmelerin geliştirilmesi daha gerçekçi sonuçlar elde edilmesine imkan sağlayacaktır. Bu çalışma sürekli yaşayan bir çalışma olmalı ve elde olunan bilgiler arttıkça güncelleştirilmelidir” görüşüne yer verildi.

Yapılar zayıf
Yapılan çalışmada, İzmir Büyükşehir Belediye sınırları içinde 190 bin 419 betonarme, 23 bin 362 yığma kağgir ve 4 bin 043 diğer türde olmak üzere toplam 217 bin 824 bina bulunduğu saptandı. Araştırmada özellikle riskli bölgelerdeki binaların güçlendirilmeye ihtiyaç duyduğu belirtildi. Yine olası bir 6,5 şiddetinde depremde 18 bine yakın betonerme binada ağır hasar olacağı da dile getirildi.

Çalışmada ayrıca kent içindeki altyapının depremde büyük hasar göreceğine dikkat çekildi. Bir başka konuda kentin çeşitli bölgelerindeki üst geçitler. Bu tip köprü ve viyadüklerde güçlendirme çalışmasının yapılması gerekliliği de vurgulandı.