Yapımı ''inatla'' sürdürülerek tamamlanma aşamasına gelen Bergama'daki Yortanlı Barajı 'nın suları altında kalması istenen Allianoi, bugünlerde nefesini tutmuş bekliyor. Çünkü, İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu , bu hafta bir kez daha ''yerinde inceleme'' yaparak ''1800 yıllık'' insanlık mirasının sadece ''30 yıllık'' bir sulama projesi uğruna gözden çıkartılıp çıkartılamayacağına karar verecek!
Kazı alanına ve inşaat bölgesine yarın gelmesi beklenen Koruma Kurulu'nun, Allianoi ile ilgili olarak 29.03.2001 tarihinde aldığı 9226 sayılı kararda; ''...alanın 1. derece arkeolojik sit olarak tesciline, antik yerleşimin göl alanı dışına çıkarılmasına ve İlya Çayı'nın su baskınından korunması için, DSİ tarafından gerekli bilimsel ve teknik çalışmaların yapılmasına..'' denilmişti.
DSİ'nin son hedefi
Ne var ki kurulun bu kararını dinlemeyen DSİ yöneticileri, arkeolojik mirasın gölet altında kalmasını öngören 1970'lerden kalma ''çağdışı'' projeyi ''aynen'' uygulamaktan vazgeçmediler. Bilim çevrelerinin ve mühendislerin, antik kenti boğulmaktan kurtarabilecek proje değişikliklerini de reddeden DSİ'nin son hedefi, ''2005 yılının Kasım ayından itibaren barajda su tutulmaya başlanması...''
Şimdi Koruma Kurulu, 4 yıl önceki kararını ''dinlemeyen'' DSİ'nin işte bu ''yasadışı inşaat takvimi'' üzerine Allianoi'nin ''akıbetine'' karar vermek sorumluluğuyla karşı karşıya. Şu ünlü ama zavallı ''milli servet'' söylemine bakılırsa, baraj için harcanan paraların boşa gitmemesi için Allianoi'nin boğulması gerekiyor. Bilime, yasalara ve Türkiye'nin de imzası bulunan ''Avrupa Arkeolojik Mirasını Koruma Sözleşmesi'' ne göre ise antik kentin değil, ''hukuk dışı baraj inşaatının'' ve hatta ''sorumlularının'' cezalandırılması gerekiyor.
Bakalım, AB ile müzakere sürecinin daha başındayken bu ''insanlık sınavı'' nı nasıl geçeceğiz?