İTÜ Rektörlüğünün 7 Kasım Çarşamba akşamı 50/d maddesinden 33/a maddesine geçiş için üniversite kamuoyuna duyurduğu Yönetim Kurulu (YK) kararlarının hukuka aykırı olduğunu duyuran ‘Asistan Dayanışması / İTÜ Araştırma Görevlileri’, araştırma görevlilerinin kazanılmış haklarının hiçe sayıldığını ve kararın adalet ilkesiyle bağdaşmadığını belirtmişti. Söz konusu Yönetim Kurulu kararıyla birlikte İTÜ’deki asistan kıyımı ‘resmiyet’ kazandığını da belirten ‘Asistan Dayanışması / İTÜ Araştırma Görevlileri’; sürecin sonunda, başta 15 Kasım’da işlerinden atılacak araştırma görevlileri olmak üzere, İTÜ araştırma görevlilerinin yüzde 80’ı işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu aktarmış ve 15 Kasım Perşembe günü İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Ayazağa Kampusu’nda gerçekleştirilecek eyleme davet etmişti.
Bu bağlamda; 15 Kasım Perşembe günü İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Ayazağa Kampusu’nda gerçekleştirilen protesto kapsamında İTÜ Rektörlüğü tarafından Ağustos ayında başlatılan ‘asistan kıyımı’nın 7 Kasım günü ‘resmiyet’ kazandığını ve kararları izleyen 5 iş günü içerisinde 30’dan fazla araştırma görevlisi işten atıldığını vurguladı. Asistan Dayanışması / İTÜ Araştırma Görevlileri protesto sonucu yayımladıkları metin ile İTÜ Rektörü Mehmet Karaca’yı istifaya davet ederek 17 Kasım Cumartesi günü yapılacak sınavları boykot edeceklerini ve iş bırakacaklarını duyurdular.
İTÜ Araştırma Görevlileri tarafından yayınlanan basın metinin tamamı ise şöyle:
“İTÜ araştırma görevlileri olarak bir kere daha İTÜ Rektörlüğü’nün önündeyiz. Bu sefer sadece daha güçlü değil aynı zamanda daha öfkeliyiz. Öncelikle bizleri yalnız bırakmayan hocalarımıza, öğrencilerimize, idari personele, meslek odalarına ve sendikamız Eğitim-Sen’e teşekkür ediyoruz. İTÜ Rektörlüğü tarafından Ağustos ayında başlatılan ‘asistan kıyımı’ 7 Kasım günü üniversite kamuoyuna duyurulan 33/a kadrosuna geçiş kriterleriyle birlikte ‘resmiyet’ kazanmıştır. Öyle ki kararları izleyen 5 iş günü içerisinde 30’dan fazla araştırma görevlisi işten atılmıştır.
İTÜ Rektörlüğü, YÖK’ün, hukuki dayanağı olmayan azami süreyle ilgili görüşünü, başka bir hukuksuzlukla meşrulaştırmaktadır. Rektörlük, bir yandan YÖK ve Sayıştay baskısı gerekçesiyle yapabilecek bir şeyleri olmadığını söyleyerek kendisini ‘iyi niyetli fakat çaresiz’ gibi göstermeye çalışmakta, öte yandan 33/a maddesine geçişle ilgili aldığı kararla keyfi uygulamaların önünü alabildiğine açmaktadır. Bu kararın azami süresi dolan araştırma görevlilerine uygulanıp uygulanmayacağı kasten muğlâk bırakılırken, dekanlar hayal mahsulü bir zimmet tehdidiyle Rektörlük tarafından ağır bir baskı altına alınmaktadır. Üniversitede her kafadan başka bir ses çıkmakta, araştırma görevlileri birbiriyle taban tabana zıt uygulamalara kurban edilmektedir. Yeni kararların 31 Aralık 2013’e kadar geçerli olacağı belirtilmektedir. Bu tarihten sonra 33/a’ya geçişler daha da imkânsız hale getirilecek ve ‘asistan kıyımı’ bir yıllık zaman zarfı içerisinde tamamlanacaktır. Sonuç olarak, İTÜ’de istihdam edilen 50-d’li araştırma görevlileri kısa bir süre içinde işlerinden atılacaktır.
Daha önce İTÜ’de yeni YÖK yasasının provasının yapıldığını ifade etmiştik. Fakat bu karar gösteriyor ki İTÜ Rektörlüğü, YÖK’ü bile aratan baskıcı ve anti-demokratik bir anlayışla yetkilerini alabildiğine artırmanın peşindedir. Yeni İTÜ yönetimi sadece araştırma görevlilerini değil, başta dekanlar olmak üzere bütün akademik personeli insafsız bir baskı altına alarak özgür ve demokratik bir tartışma ortamının oluşmasına engel olmaktadır.
Yaklaşık 6 aydır YÖK ve Rektörlüğün her türlü baskısına rağmen kararlı bir direniş sergileyen araştırma görevlilerinin sabrı tükendi. Gözlerimizin önünde meslektaşlarımızın, en yakın arkadaşlarımızın geleceklerinin bu denli insafsız ve hukuksuz bir şekilde yağmalanmasına seyirci kalmayacağız. Bu keyfi uygulamaların sorumlusu İTÜ Rektörü Mehmet Karaca’yı istifaya davet ediyoruz. Azami süre uygulaması geri çekilene ve atılan arkadaşlarımız işe iade edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz!
17 Kasım Cumartesi günü yapılacak sınavları boykot ediyoruz ve iş bırakıyoruz.
Fermanları yaktık, geri dönüş yok!
Direne direne kazanacağız!”.