Adı, Aborijin dilindeki "buluşma yeri" anlamına gelen "canberry" kelimesinden türeyen Avustralya'nın başkenti Canberra'nın bugünkü şeklini almasındaki en etkili isimlerden biri olan İtalyan Mimar Enrico Taglietti, ülkenin en prestijli mimarlık ödülü Royal Australian Institute of Architects Altın Madalyası’nı aldı.
82 yaşındaki Taglietti, 1956'da ilk defa geldiği Canberra'nın bakir görüntüsünden, alabildiğine uzanan geniş ve yeşil alanlarından etkilenerek buraya yerleşmeye karar vermiş. Ülkenin yeni kurulan başkentini şekillendiren Taglietti, kentin manzarasındaki doğal uyumun kendi eserlerini yaparken gözettiği en önemli şey olduğunu belirtiyor ve ekliyor : " Mimarinin doğaya boyun eğmesinden değil, manzaraya saygı göstermesinden bahsediyorum ben". Geçtiğimiz 50 yıl içinde Canberra’da yapılan konut projelerinin çoğunda imzası bulunan Taglietti , “kendini manzaranın içinde kaybetmek” fikrini benimseyerek Dickson Kütüphanesi, Avustralya Savaşı Anıtı, İtalya ve Suudi Arabistan Büyükelçilik binaları, Papa’nın Avustralya’daki temsilciliği olan Apostolic Nunciature gibi yapıların dışında bir çok motel, sinema, çocuk bakım merkezi ve ev yapımında da görev aldı. Tagliette’nin Melburne ve Sidney’de de bir çok işi bulunuyor.
RAIA jürisi, Enrico Taglietti’nin yaptığı işlerin hem kişisel karakteri hem de Canberra bölgesine ait özellikleriyle Avustralya mimarisini belirleyen yapıtlar olduğunu düşünerek bu ödülü 82 yaşındaki mimara vermeyi uygun gördüklerini belirtiyor. Jürinin üzerinde görüş birliğine vardığı bir başka konu ise Taglietti’nin “yeni bir ülkeyi bir göçmenin temiz ve açık bakışıyla görerek kendi mimari hikayesini yaratmadaki başarısı" ve Harry Seidler, Frederick Romberg, Romaldo Giurgola gibi başarılı göçmen mimarların yolundan gitmesi.
Taglietti’nin kendine has binalarında, uzun yatay teras ve balkonlar, yatık tırabzanlar, eskitilmiş duvarlar, dokuyu açığa vuran boyasız yüzeyleri dikkat çeker. Geç yirminci yüzyılda, organik tarzda yapıtlar veren önemli bir mimar olan Taglietti, heykelimsi stilini İtalyan mirasına borçlu. Beton kullanımıyla öne çıkan mimarın yapıtları bir yönüyle savaş sonrası Japon mimarisine de benzetilebilir.
RAIA ödülü, 1960 yılından beri her yıl düzenli olarak, mimarlık mesleğindeki hizmetleriyle diğer mimarların da övgüsünü hak edecek, mesleğin gelişimine katkıda bulunacak yüksek değerli işler yapan mimarlara veriliyor. Mimarinin şövalyeliği olarak da adlandırılabilecek ödülü geçtiğimiz yıllarda kazananlar arasında Kerry Hill, Glenn Murcutt, Gregory Burgess, Keith Cottier, Brit Andresen ve Peter Corrigan gibi isimler bulunuyor.
Kaynak: www.architecture.com