İsviçre’deki “minare referandumu” için
Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) ile İsviçre Mimarlar
Birliği’ne (CSA) birer mektup göndererek “mesleki ve kültürel
kaygıları”nı bildiren Mimarlar Odası’na yanıt
geldi.
Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu 9 Aralık 2009 tarihli
mektubunda, dinsel bir mimari simge için halkoylaması yapılmasının “tartışmalı”
olduğunu vurgulayarak “Demokrasinin, düşünceyi ifade özgürlüğünün, bütün
insanlığın ortak isteği olmasını dilediğimiz bir çağda, insanın inanç
simgelerini çoğunluk isteğiyle yasaklamak demokrasiyle nasıl bağdaşabilir?” diye
sormuş ve özetle şunları belirtmişti:
“Çağlar boyu her türlü dinsel inanışın yan yana var olabildiği bir ülkenin,
Anadolu’nun çocukları olarak, bu türlü bir yasaklamayı, ayrımcılığı
anlamadığımızı dile getirmek zorundayız. Minare yasaklaması, çağdaş olması
gereken bir ülkede gerçekleştiğinde, öteki ülkelere yandaş ya da karşıt örnek
oluşturabilecek bir davranış olarak bizi endişelere düşürmektedir. Bu davranışın
örnek alındığı bir dünyayı düşünmek bile istemiyoruz...”
‘Endişelerinizi paylaşıyoruz’
Mimarlar Odası’nın bu serzenişi üzerine AB’nin mimarlık politikalarına da
danışmanlık yapan ACE’nin Dönem Başkanı Juhani Katainen 11
Aralık 2009 tarihinde verdiği yanıtta, “konuyu önemsediklerini ve din
özgürlüğünün yapılardaki ifadesi konusunu yeni dönemde ele alacaklarını”
belirtti.
CSA Başkanı Regina Gonthier ile İsviçre Mimarlar Konferansı
Başkanı Pierre Henri Schmutz’un 23 Aralık 2009 tarihini taşıyan
ortak imzalı yanıtlarında ise “Din ve etnik köken gibi en temel konularda bile
toplumun genelinde ve devletlerde görülmekte olan hoşgörü eksikliğine ilişkin
aktarmış olduğunuz endişelerinizi biz de paylaşıyoruz...” denilerek şunlar
belirtiliyor:
“İsviçre’de demokrasinin tüm özgürlükleri içeren bir biçimde sürmesine inanan
bir kültüre sahip olduğumuzun altını çizmek isteriz. Dinler ve etnik gruplar
hiçbir istisna olmaksızın İsviçre’de on yıllar boyunca birlikte uyum içinde
yaşamaktadır. Bu tartışmada biz mimarları da ilgilendiren konu, dini veya etnik
herhangi bir ayrımcılığı hiçbir şekilde kabul edemeyeceğimizdir...”
Bazı politikacıların istekleri sonucunda “çeşitli manipülasyonlar”ın
yapılabildiği belirtilen CSA yanıtında, söz konusu referandumun “özgürlük,
eşitlik ve kardeşlik” kavramları üzerine kurulu 150 yıllık İsviçre Anayasası’nı
geçersiz kılamayacağı vurgulanarak şunlar anımsatılıyor: “İsviçre’deki en eski
minare Neuchâtel’dedir ve restore edilerek tarihi anıt statüsüne alınmıştır. Le
Corbusier’in 1916-17’de tasarladığı ‘Türk Villası’ projesi de kesinlikle
unutmadığımız bir örnektir...” İsviçreli mimarların bu yanıtları, “siyasi” bir
karar olduğu anlaşılan tartışmalı minare referandumunun, ülkenin aydın
çevrelerince uygun karşılanmadığının da belgesi olarak yorumlanıyor...