İsviçre Minare Paniğinde



İsviçre’de referandumundan çıkan minare yasağına tepki yağarken, uluslararası hukuka aykırı olduğu yorumu yapılıyor.  AB ve BM nezdinde zora düşüp köşeye sıkışan İsviçre hükümeti, yasağın ülke güvenliğini tehlikeye atacağı uyarısı yaparken, uygulanma kolay olmayacak. BM’ye 2002’de üye olup Avrupa Konseyi’nin dönem başkanlığını yürüten İsviçre’de minare yasağına karşı çıkan Yeşiller, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacak. Yeşil vekillerden Antonio Hodgers, Avrupa insan hakları değerlerine uygun olmayan sonucu gelecek hafta AİHM’ye taşıyacaklarını belirtip “İsviçre’deki Müslüman toplumu çok iyi entegre olmuş, barış içinde yaşıyor. Hiç sorun yok. Ama bundan sonra sorun yaşayabiliriz” dedi.

Neue Zürcher gazetesi, ‘Henüz son söz söylenmedi’ başlıklı yorumunda, yasağın BM İnsan Hakları Beyannamesi’nin din özgürlüğünü koruyan 9. maddesi ile din, dil ve ırka göre ayrımcılık yapılamayacağına işaret eden 14. maddesine aykırı olduğunu sıralayıp, İsviçre’nin AİHM’de bu maddeleri ihlalden suçlu bulunabileceğini, yine uygulamada ısrar ederse, yaptırımlarla karşılabileceği, hatta Avrupa Konseyi’nden ihraç edilebileceğini kaydetti.

Kızıl Danny’nin çağrısı

Nitekim dün AB Dönem Başkanı İsveç, ikinci merkezi Cenevre’de bulunan BM’nin İsviçre’deki varlığı ve faaliyetlerinin gözden geçirilmesi çağrısı yaptı. BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay, minare yasağının ayrımcılık olduğu ve İsviçre’nin insan haklarına dair uluslararası yükümlülükleriyle çeliştiğini söyledi. Avrupa Konseyi’nin Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu, İsviçreli yetkililerden insan hakları ve uluslararası hukuka uygun çözüm istedi. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi “Din-inanç özgürlüğü ve dine dayalı ayrımcılık yapmama taahhütlerine aykırı” uyarısı yaptı. Avrupa Parlamentosu Yeşiller grubu lideri Daniel Cohn-Bendit “En iyi karşılık, zengin Müslümanların parasını İsviçre bankalarından çekmesi olur. İsviçre’nin kasalarını boşaltsınlar, gereken budur. Referandumun ekonomik sonuçları olursa, İsviçreliler o zaman anlar” dedi.

Dün AGİT zirvesine katılan İsviçre Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey, referandum sonucunu “Farklı kültür ve dinlerin bir arada yaşamasını sınırlayarak İsviçre’nin güvenliğini tehlikeye atıyor” diye eleştirip ‘Yeni cami inşaatlarının engellenmeyeceği ve topluma iyi entegre olmuş Müslüman cemaatin ibadetini yerine getireceğini’ söyledi. Ama minare yasağı oylamasının başını çeken İsviçre Halk Partisi (SVP), suç isleyen yabancıların sınırdışı edilmesinin referanduma sunulması için 100 bin imzayı topladı. İsviçre Protestan Partisi, anayasaya Hristiyanlığın ülkenin esas dini olduğuna dair cümle konulması ve burka yasağı için referandumlar istiyor. Cami ve imamların devletten sağladığı finansmanın sorgulanması önerileri de gündemde.

Barguti: Gürültü yapma

La Liberatio gazetesi, ‘Avrupa virüsü’ başlığı altında yabancı düşmanlığının aslında yaşlı kıta çapında pupa yelken gittiğini belirtti. Nitekim Hollanda’da yabancı karşıtı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders, kendi ülkesinde de minare yasağı için referandum çağrısı yaptı.
Filistin gazetesi El Hayat El Cedide yazarlarından Hafız Barguti, yasağa karşı gürültü koparılmamasını isteyip, minarenin sünnet olmadığı, namaz saatlerini ulaştırmanın amaçlandığı, İsviçre’nin İslam ülkesi olmadığı, Müslüman ülkelerin çoğunda Hristiyanların kilise yapımına sınırlama getirildiğini anlattı. Barguti, İslam’ı kötü uygulayan cemaatlerle Batı’daki Haçlı zihniyetinin çıkarlarının çakıştığını savunup, “Sanki her iki taraf da İslam’a karşı savaş açmaya sözleşmişler” dedi. Öte yandan Libya, geçen yıl oğul Kaddafi’ye İsviçre’nin kötü muamelesine misilleme olarak iki İsviçreli işadamını 16 ay hapse çarptırdı.