Başbakan Erdoğan’a yakınlığıyla tanınan Rixos Oteller zincirinin Sahibi Fettah Tamince tarafından yapımı planlanan otel projesinin uygulanacağı alanın milli park sınırlarında yer alması tepkilere neden olmuştu. Ancak projeye yönelik tepkilerin büyüğü, 280 oda kapasiteli olması planlanan otel için tahsis edilen arazinin bir bölümünün 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalıyor oluşuna.
Evrensel'den Yusuf Yavuz'un haberine göre, ilgili firmanın inşaata başlayabilmek için ÇED başvurusu yaptığı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün görüş sorduğu kurumlardan biri olan Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, sit alanı dışında kalan alanda kurul uzmanlarınca yapılan yüzey araştırmasında herhangi bir kültür varlığına rastlanmadığını öne sürerek, “Arkeolojik sit alanına müdahale edilmemesi koşuluyla projenin uygulanmasında bir sakınca olmadığı” görüşünü belirtti.
Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz kimi uzmanlar ise alanda yüzey araştırması yaparak “Burada kültür varlığı yok” demenin bilimsel bir geçerliliği olmadığını, sismik ve jeomorfolojik araştırmalar yapılması gerektiğini dile getirdiler.
İzleri gördük, yok deseniz de oradalar
Kamuoyunda tepkilere neden olan otel girişimiyle ilgili kaygılar sürerken Kemer’de ve bölgede yaşayan yurttaşlar alana giderek incelemede bulundular. Yazar Şafak Okdemir, ormanlık alanın içerisinde bulunan kültür varlıklarını fotoğraflayarak kayıt altına aldı. “İzleri gördük, yok deseniz de oradalar” diyen Okdemir’in izlenimlerini aktardığı yazısının bir bölümü şöyle:
“Her tür insan aktivitesine kapalı olan bu yerde devasa bir alana yayılacak çok yıldızlı bir otel projesine hem de “ÇED gerekli değildir” koşuluyla izin verildiğini öğrenince iş değişti! Hem de en yetkili makam sahiplerinden otel yapılacak yerde SİT alanı kurallarına aykırı bir durum olmadığının söylendiğini duyunca, kaygımız katmerlendi. Yirmi yıldır yaşadığımız bölgede, titizlikle yasaklanmış olduğuna inandığımız için hiç girmediğimiz ormana gitmeye ve “el izleri”ne bakmaya karar verdik.
Anlamak zor değil, burada orman kıyımı olacak
Çok şükür ki, yetkili makamların kendilerine tanıdığı bütün kolaylıklara ve olanaklara rağmen henüz ‘yatırımcı’ ve iş makinelerinin bir yıkım izi oluşmamıştı! Bıraktıkları yegâne iz, 001 diye başlayıp bin küsürlere kadar devam eden numaraları üzerlerinde taşıyan küçük metal plakaların çam ağaçlarına çivilenmiş olmasıydı. Ki bu ağaçlar proje haritasında da yer alıyor. Ancak, otel planında tamamen ağaçsız gösterilen bölgelerin, numaralı ya da değil ulu çam ağaçlarıyla dolu olduğunu da gördük. Anlaması zor değil. Demek ki bir orman kıyımı olacak. Tabii bu yıkıcı proje hayata geçirilebilirse...”