İşte İstanbul’un Geleceği!

Fotoğraf: Deniz Akbulut

Türkiye’nin megakenti İstanbul’un geleceğini şekillendirecek en önemli imar planı, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde geçtiğimiz günlerde oybirliği ile kabul edildi. 500 kent uzmanının çalıştığı İstanbul Metropoliten Planlama Bürosu tarafından hazırlanan ve “İstanbul’un Anayasası” diye sunulan İstanbul Çevre Düzeni Planı, bomboş bir meclis salonunda tartışıldı.

Planın oylandığı toplantıya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la birlikte çok sayıda meclis üyesi katılmadı. CHP’li meclis üyelerinin de “En kötü plan plansızlıktan iyidir. Eksiklerine ve yanlışlarına rağmen evet oyu vereceğiz” şeklindeki konuşmalarının ardından geçilen oylama sonucu kabul edilen imar planı ilginç detaylarla dolu.

Üçüncü köprü mü geliyor?
İmar planının görüşüldüğü oturumu Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi adına izleyen Yüksek Mühendis Mimar Mücella Yapıcı, gazetemize yaptığı değerlendirmede, “Yasadışı gelişen İstanbul’un yasadışı planı” tanımlamasında bulundu. İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda tartışılması gereken çok nokta olduğunu kaydeden Yapıcı, “Örneğin, İstanbul’un su havzalarındaki talanı zaten görüyoruz. Bu plan eliyle Hadımköy’de belirlenen lojistik merkez, su havzaları eşiğinin içinde kalıyor. Bu çok önemli bir konu. Bir de ‘üçüncü köprü yok’ deniliyor. Ancak plan haritalarında görüyoruz ki üçüncü köprünün yolları belirlenmiş, bir tek deniz üzerindeki izdüşümü haritaya çizilmemiş” dedi.

Film endüstrileri
Çevre Düzeni Planı’nda İstanbul’un bütün kuzey alanlarında “film endüstrileri” gibi birtakım alanların belirlendiğine dikkat çeken Yapıcı, şunları söyledi: “Ekolojik Tarım ve Turizm alanı (ETTA) diye bir alan belirlenmiş ve bütün orman alanlarının içine girmiş bu tanım. Tabii 1/25 binlik planları da beklemek lazım kesin konuşabilmek için ancak yine de dikkat çekici.”

Hastaneler taşınıyor mu?
Planda, Silivri taraflarında hastane alanları belirlenmesine de değinen Yapıcı, kent içindeki Çapa ve Haseki gibi önemli hastanelerin kaldırılmasının planlandığını hatırlatarak “Burada Tabip Odası’nı da göreve çağırmak lazım. Çünkü kent içinde siz 10 dakika içinde bir tam teşekkülü hastaneye ulaşamazsanız ölebilirsiniz de” uyarısında bulundu.

Haydarpaşa şimdi de müze oldu!
İstanbul Çevre Düzeni planı paftalarında ilgi çekici bir nokta da, İstanbul’un Dünya Mirası listesinden çıkartılmasını gündeme getiren nedenlerden biri olan Tarihi Yarımada Suriçi bölgesinin Haydarpaşa ile birlikte ticaret merkezleri olarak belirlenmiş olması. Ayrıca yoğun tepkiler nedeniyle nasıl özelleştirileceği bir türlü belirlenemeyen Haydarpaşa Gar binası haritalarda bu kez de “tematik müze” olarak gösteriliyor.

Ayrıca meslek örgütleri ve bilim insanları tarafından birçok kez tepki gösterilen, “Kartal Merkezi İş Alanı Projesi, Zeytinburnu Hizmet Turizm ve Rekreasyon Alanları Kentsel Tasarım Projesi, Küçükçekmece-Avcılar İç-Dış Kumsal Kentsel Tasarım Projesi” gibi kentsel dönüşüm projeleri Çevre Düzeni Planı’na alınmış. Ayrıca Ömerli Su Havzası’nın ortasında bütün havzayı tahrip eden Formula 1 de yine plana alınmış.

İstanbul’un 30 yılı böyle mi planlanır?

Mücella Yapıcı (Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi): İstanbul’un değil belki de ülkenin önümüzdeki yirmi otuz yılının kararlarının verildiği; sadece yerleşim kararlarının değil ama politik, teknolojik, üretime dair tüm kararların verildiği bir plan geçti meclisten. Son derece boş bir salonda ve bazı meclis üyelerinin gazete okuduğu bir ortamda üstelik. Bu plan gerçekten yasal gelişmeyen İstanbul’un yasalara uygun olmayan planıydı. Bu planın kamuda tartışılacağı; uzlaşmaya varılıp öyle onaylanacağı söylendi ancak böyle bir süreç gelişmedi. Bu planın müellifi dört hocamız. Normalde belediyenin imar ve planlama müdürlüğünün süzgecinden geçmesi; onların görüşleri ile birlikte belediye meclisinin imar komisyona gelmesi lazım. Ama komisyon raporuna bakılırsa İmar Planlama Müdürlüğü de bu planla ne yapacağını bilememiş, başkana iade etmiş. Başkan da başkanlık onayı ile meclise sunmuş. Bu noktada gerçekten eksiktir bu süreç.