İşte Gelir Dağılımı ve Yaşam Koşullarımız!



Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2014 yılına ilişkin 'Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması' sonuçlarını açıkladı. Buna göre, eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine göre, en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay, geçen seneye göre 0,7 puan azalarak yüzde 45,9, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun payı 0,1 puan artarak yüzde 6,2 oldu. Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri, "hane halkı kullanılabilir gelirinin, hane halkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak hesaplanan eşdeğer hane halkı büyüklüğüne bölünmesiyle" elde ediliyor.

Toplumun en zengin yüzde 20’sinin gelirinin en yoksul yüzde 20’sinin gelirine oranı da 7,7'den 7,4'e geriledi.

Gelir dağılımında iyileşme

Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan ve sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade eden Gini katsayısı 2014'te bir önceki yıla göre 0,009 puan düşüş ile 0,391 olarak tahmin edildi.

Daha önce Türkiye, kent, kır ve İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1. Düzey’e göre açıklanan Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, 2014 yılı sonuçları ile birlikte Türkiye, İBBS 1. Düzey ve İBBS 2. Düzey’e göre ele alınacak.

Bölgesel sonuçlar ise 2 Ekim'de yayımlanacak haber bülteni ile kamuoyuna duyurulacak.

Toplam gelir içinde en yüksek pay, yüzde 49,1 ile maaş-ücret gelirine ait

Türkiye’de ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 9,8 artarak 13 bin 250 liradan 14 bin 553 liraya ulaştı. Toplam gelir içinde en yüksek pay, yüzde 49,1 ile maaş-ücret gelirine ait iken, ikinci sırada yüzde 20,1 ile sosyal transferler, üçüncü sırada ise yüzde 18,5 ile müteşebbis gelirleri yer aldı. Sosyal transferlerin yüzde 93’ünü emekli ve dul-yetim aylıkları, müteşebbis gelirlerin ise yüzde 71,1’ini tarım-dışı gelirler oluşturdu.

Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı bir önceki yıla göre değişmedi ve yüzde 15 olarak gerçekleşti.

Okur-yazar olmayanların yüzde 27,7’si, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 25,1’i yoksul iken, bu oran lise altı mezunlarda yüzde 12,5, lise ve dengi mezunlarda ise yüzde 5,7 oldu. Yükseköğretim mezunları yüzde 1,3 ile yoksulluk oranının en düşük gözlendiği grup olarak belirlendi.

"Sürekli yoksulluk" oranı yüzde 15,1

Geçen yıl "sürekli yoksulluk" oranı yüzde 15,1 olarak hesaplandı. Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan "sürekli yoksulluk" oranı, eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ına göre, son yılda yoksul olan ve aynı zamanda önceki 3 yıldan en az ikisinde de yoksul olan fertleri kapsıyor.

Yaşam koşullarına ilişkin göstergelerde bir önceki yıla göre iyileşme gözlendi. Geçen yılın sonuçlarına göre, nüfusun yüzde 37,2’si konutunda "sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi ve benzeri" sorunlar yaşarken, yüzde 38,7’si "izolasyondan dolayı ısınma" sorunuyla karşı karşıya kaldı.

Nüfusun, yüzde 66,5’i konut alımı ve konut masrafları dışında taksit ödemeleri ve borçları olduğunu, yüzde 68,7’si evden uzakta bir haftalık tatili, yüzde 29’u beklenmedik harcamalarını ve yüzde 68,4’ü yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını ekonomik nedenlerle karşılayamadığını beyan etti.

"Maddi yoksunluk" yaşayanların oranı 29,4

Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve beklenmedik harcamalar, evden uzakta bir haftalık tatil, ödeme zorluğu, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek, evin ısınma ihtiyacı, çamaşır makinesi, renkli televizyon, telefon, otomobil sahipliği olarak belirlenen 9 maddeden en az 4'ünü karşılayamayanların durumu "maddi yoksunluk" olarak değerlendirildi.

Buna göre geçen yıl maddi yoksunluk yaşayanların oranı yüzde 29,4 olarak tespit edildi. Maddi yoksunluk oranı 2013'te 43,8 düzeyinde bulunuyor.

Maddi yoksunluk oranı Eurostat’ın bu konudaki düzenlemeleri dikkate alınarak 2006-2014 yılları için yeniden hesaplandı.