İSKİ'nin açıkladığı verilere göre; İstanbul'a verilen günlük su miktarı 2 milyon 929 bin metreküp. Bugün itibarıyla İstanbul’un içme suyu kaynaklarının doluluk oranı yüzde 40’tan az. Küresel bir problem olan iklim değişikliği her geçen gün Türkiye ve dünyayı biraz daha tehdit ediyor. Yıllardır İstanbul'un su ihtiyacına çare olacağı söylenen Melen Barajı'nın durumu ise yılan hikâyesine dönmüş durumda.
Sakarya ilinin, Kocaali ilçesinde Melen Çayı üzerinde bulunan Melen Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin yapılış amacı, İstanbul'u su ihtiyacını temin etmekti. Ancak “İstanbul’un 2040 yılına kadar içme suyu ihtiyacını karşılayacak” denilen ve “7 Aralık 2016 saat 14.59’da” açılacağı ilan edilen Melen Barajı, hâlâ tam anlamıyla hizmete girebilmiş değil.
Sözcü’den Batuhan Serim’in haberine göre; Melen Barajı'nın akıbeti henüz netliğe kavuşmamışken İstanbul'da barajlarda yaşanan su oranlarındaki düşüş ise tedirginlik yaratıyor. Alınması gereken birçok önlem var. Ancak ilk olarak en büyük sorumluluk yine vatandaşa düşüyor: Mümkün olduğunca az su kullanmak…
Devlet Su İşleri (DSİ) İçme Suyu Dairesi eski Başkan Yardımcısı ve Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, İstanbul su ihtiyacını karşılamak için alınması gereken tedbirleri anlattı.
Yıldız'a göre ilk olarak İstanbul'da kayıp-kaçak oranının yüzde 5 ile yüzde 10 arasına indirilmesi gerekiyor. Atık suların arıtılarak tekrar kullanılmasına dair projelerin artması gerektiğini belirten Yıldız, İstanbul'un Melen dışındaki su havzalarında her 7-8 senede bir kurak periyod yaşandığına dikkat çekti. Yıldız, “Melen Barajı depolama hacmi olarak İstanbul'un 2040 yılına kadar su teminini sağlayabilir ancak bunun için de İstanbul'un suyunu çok iyi yönetmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Günlük su kullanımını 25 litre ile sınırlamalıyız
İstanbul’da su kullanımı sınırlamasına gidilmesi gerektiğini belirten Yıldız, “İstanbul'da su artık sıkıntıya giriyor. Günde 25 litre ile 40 litre arasındaki su kullanımınızı 25 litre ile sınırlandırmak istiyoruz. Çünkü gelecekte bu risk arttığı zaman yapacak hiçbir şeyimiz kalmaz.” dedi.
Talep yönetiminde katılımcı politikaların çok önemli olduğunu dile getiren Yıldız, su hakkını gasp etmeden alınması gereken diğer önlemlere dikkat çekti: “Kayıp-kaçakların azaltılması şart. Atık suyun arıtılarak yeniden kullanımına da öncelik verilmesi gerekli.” İstanbul'da su talebinin 5 yılda 150 milyon metreküpe yakın arttığını ifade eden Yıldız, önümüzdeki 5 yılda da bu artışın devam etme ihtimalinin yüksek olduğunu kaydetti. İstanbul'un Melen dışında, tamamlandığı zaman belirli oranlarda su biriktirecek başka baraj inşaatları da var ancak Yıldız'a göre yalnızca su ihtiyacını karşılamaya yönelik bir yaklaşım İstanbul için yeterli olmayacak. Çünkü iklim değişikliği gibi bir risk söz konusu. İki yıl üst üste kuraklık olduğunda İstanbul'un suyunu yönetebilmek için barajlardan daha fazlasına ihtiyaç duyulacak.
Kanal İstanbul riski artıracak
Su konusunda olası risklere önceden önlem alınmasının önemine dikkat çeken Yıldız, İstanbul'daki nüfus ve su faktörüne de parantez açıyor: “Su yönetimi İstanbul'a bir kriz yaşarsa telafisi çok zor olur. İstanbul'da nüfusun yaklaşık yüzde 60'ı Avrupa yakasında; su kaynaklarının ise sadece yüzde 40'ı Avrupa yakasında bulunuyor. Burada zaten bir risk durumu var. Bir de Kanal İstanbul çevresindeki yeni yerleşimler su talebi oluşturduğunda bu sorun daha da büyüyecektir. Su sorununa birçok farklı açıdan yaklaşıp el atılması gerektiğini kaydeden Yıldız, “Talep Yönetimi kavramının yerleşmesine imkân tanımalıyız. Yoksa yarın düğmeye bastığımız anda insanlar ‘alışkanlıklarını hemen değiştirirler' diye bir şey yok. İSKİ'nin bu konuda çeşitli çalışmalar yapması lazım. Çalışmalara da başladığını biliyorum.” diye konuştu.
Melen Barajı çözüm olacak mı?
Dursun Yıldız, Melen Barajı ile ilgili gündeme gelen teknik problemler hakkında da açıklama yaptı. Barajın zeminindeki bazı sorunlar nedeniyle çatlaklar oluşması meselesine değinen Yıldız, “Bu durum, orada suyun tutulması işlevinin gerçekleşmesini engelledi. Şimdi yeniden güçlendirme yapılıyor. Ama güçlendirmenin yapılması durumunda olumlu sonuç alınıp alınmayacağı konusunda uzmanlar hemfikir değiller.” dedi.
Yıldız'ın aktardığına göre; uzmanlar, geçtiğimiz yıl tamamlanması gereken Melen Barajı'ndaki sorunun çözüleceğinden kuşku duyuyor. “Melen Barajı’nın geçen yıl işletmeye alınamaması İstanbul'un Su Temin Planı'nı bozmuştur.” diyen Yıldız, bugün ortaya çıkan yeni durumun ise uzun süreli olarak İstanbul'un su temini güvenliğini riske soktuğunu ifade ediyor.
Melen Barajı'nın 2007'deki ilk projesinde baraj tipi Kil Çekirdekli Kaya Dolgu iken sonrasında inşaatın daha hızlı ilerlemesi için Silindirle Sıkıştırılmış Beton Baraj tipine dönüştürülmüştü. Bu detaya vurgu yapan Yıldız, sözlerini şöyle noktaladı: “Barajın yeni beton gövdesinin oturduğu temel zemininde bu tipin ihtiyaç duyduğu çok kapsamlı sondajlar ve zemin emniyeti incelemelerinin eksik yapıldığı ileri sürülmektedir. Bu durumun ortaya çıkaracağı sakıncaların müşavirlik firması tarafından DSİ Bölge Müdürlüğü’ne iletildiği ancak dikkate alınmadığı da iddialar arasındadır. Baraj gövdesinde çatlakların oluşmasından sonra Melen Barajı'nın aks yeri jeolojisi ve zemin emniyeti konusunda yapılan teorik incelemeler, temel zemininin güçlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.”
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.