İstanbul'un Simgesi Tünel ve Tramvay Ondan Soruluyor
Tünel, Londra'dan sonra 135 yıllık mazisiyle dünyanın en
eski metrosu unvanını taşıyor. Yüzlerce film, dizi ve reklam organizasyonuna
konu olan metro, bir başka ilginç özelliğiyle de dikkat çekiyor. Tünel
ve Tramvay İşletmesi şefliğini bir kadına emanet ederek,
İstanbul'un demiryolu tarihinde bir ilke imza atıyor.
Ayşe Derya (43), İstanbul Elektrikli Tramvay ve Tünel
İşletmeleri (İETT) nin 141 yıllık geçmişinde bu görevi yapan tek kadın.
Üstelik emrinde çalışan 40 erkek personeliyle.
Türkiye'nin ilk kadın vatmanları da henüz bir yıl önce Taksim metrosunda
başlamıştı demiryolu işine. Daha sonra yurdun farklı şehirlerinden kadın vatman
haberleri gazete ve televizyonlara konu olmuştu. Dedesi ve amcası makinist olan
Ayşe Derya, yönetici olarak çıktı karşımıza. Demiryollarına aileden gelen bir
ilgisi olan Ayşe Hanım, henüz çocukken öğrenimini bu alanda yapmayı kafasına
koymuş. Liseyi bitirdikten sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Ulaştırma Anabilim
Dalı Demiryolu İnşaat ve İşletme bölümüne yerleşmiş. 1986 yılında mezun olmuş.
İlk olarak İETT'de tekniker olarak işe başlayan Derya, 5 yıldır da İstanbul'un
simgelerinden Nostaljik Tramvay ve Tünel'in işletme şefliğini yapıyor.
Tarihî eser niteliği taşıyan iki demiryolunda yöneticilik yapan Derya'nın
sorumluluğu meslektaşlarına göre biraz daha farklı. Çünkü Tünel ve nostaljik
tramvay, ulaşım aracı olmaktan öte tarihî ve turistik yanıyla ön plana çıkıyor.
Nerede İstanbul'u tanıtan bir film veya sergi varsa bu ikilinin orada muhakkak
yerini aldığını vurgulayan Ayşe Hanım, "Benim 2 değil, 4 oğlum var. Diğerleri
tramvay ve Tünel." diyor.
Kadın şef, Karaköy'de 135 yıldır çalan geleneksel zilin hikmetini ise şöyle
anlatıyor: "Tünel'in asıl amacı Karaköy'den Beyoğlu'na gidecek vatandaşları
yokuşu tırmanmaktan kurtarmak. Yani asıl kumanda Karaköy'de. Vagonlar kalkışa
hazır olduğunda bunu Beyoğlu'na haber vermek için zil çalar."
Yerli yolcular Kadıköy'den yabancılar Japonya'dan
Dünyanın en eski ikinci metrosu olması nedeniyle Tünel ve tramvaya
turistlerin ilgisi yoğun. Yıl boyunca toplam yolcunun yüzde 20'sini turistler
oluşturuyor. Ayşe Derya, tünel ve tramvaya en çok Japon turistlerin ilgi
gösterdiğini söylüyor. Tünel'i düzenli kullanan İstanbulluların büyük
çoğunluğunun ise Kadıköy ve Üsküdar'dan olduğunu belirtiyor. Beyoğlu'na gitmek
için Anadolu yakasından Karaköy İskelesi'ne gelen yolcular, dik yokuşu
yürümekten Tünel sayesinde kurtuluyor.
Tarihi, Cumhuriyet'ten daha eski olan eski bu iki demiryoluna 'yolu
düşmeyenler için' söyleyelim; Karaköy'den Beyoğlu'na çıkan Tünel'in uzunluğu 573
metre. Zilin sesiyle başlayan yolculuk 110 saniye sürüyor. İstiklal Caddesi'nin
bir ucundan diğer ucuna seferler yapan Nostaljik tramvay hattı ise bin 640 metre
ve 5 duraktan ibaret. Yani bu yolu yayan gidecek olsanız bile tramvaydan daha
önce gitme şansınız hep vardır.
Henüz elektriğin olmadığı dönemde kazma kürekle kazılarak açılan Tünel
yaklaşık 100 yıl buharlı sistemle çalışmış. Tünel, Fransız mühendis Henri
Gavand'ın girişimiyle yapılır. Gavand, dönemin ticaret ve bankacılık merkezi
olan Galata ile Pera arasında sürekli mekik dokuyan insanları gözlemler ve
Yüksekkaldırım Yokuşu ile Galip Dede Caddesi'ne alternatif bir yol düşünür. Bu
iki merkezi birbirine bağlayacak asansör tipinde bir demiryolu projesi için
Osmanlı Padişahı Abdülaziz'in huzuruna çıkar, 10 Haziran 1869'da Tünel yapım
imtiyazını alır ve 1875'te Tünel'in yapımı tamamlanır. Yap-işlet sistemiyle
kurulan ilk işletme olan ve İngiliz sermayesiyle yapımı tamamlanan Tünel, 1911
yılında Osmanlı uyruğuna geçer. 1 Mart 1939'da devlet tarafından 175 bin TL'ye
satın alınıp millileştirilerek İETT Umum Müdürlüğü'ne
devredilir.