İstanbul'un Şehir İçi Mekanları Çok Değerlendi



Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Öncü, Tophane'nin, İstanbul'un yoğun göç alan klasik çeperlerindeki yerleşimlerinden biri olmadığını, şehrin merkezinde ve giderek kıymetlenen bir bölgede bulunduğunu belirtti.

Tophane'nin, sosyologların ‘mutenalaşma’ dedikleri ‘soylulaştırma’ sürecinin başlangıcını yaşadığını ifade eden Öncü, bunun, ''köhnemiş şehir içi yapıların hakim olduğu bir semtteki dünyaların el değiştirerek kıymetlenmesi, semtin bütün sakinlerinin değişmesi'' anlamına geldiğini vurguladı.        

Tophane'de çok özel bir durum olduğunu anlatan Öncü, Tophane'deki yaşam tarzlarını şöyle özetledi:  
''Semtte yaşayanlar çok sağlıklı yaşam tarzlarına ait insanlar. Birincisi semtte uzun süredir yaşamakta olan halk var. Fakat bu kişilerin büyük çoğunluğu da mülk sahibi değil, köhnemiş binalarda ucuz kirada oturuyor. Bunların hangi yöreden olduğu tam da bilinmiyor. Bunun için araştırma gerekli. Buralarda oturanlar İstanbul'a göçmüş bir nüfus. Bir de İstanbul'un pahalı yerlerinde yer kiralayamayan ve ucuz kiralar dolayısıyla Tophane'ye gelmeye başlayan galeriler var. Aynı zamanda yeni orta sınıf denilen reklam ve iletişim kesimleri, genç ve bekar insanların yavaş yavaş Tophane'ye geldiğini görüyoruz. Bu yeni başlayan mutenalaşma, 3-4 sokak içinde aynı anda çok farklı yaşam tarzına sahip insanları bir araya getiriyor.''        

Mülk sahipleri mülklerini yüksek fiyata satıp çıkacak, yeterince sermayesi olanlar binalarını yenileyecek ve daha yüksek kiralar isteyecek.

Semtte kirada oturanların bir bölümünün binaların el değiştirmesi ve yenilenmeye başlamasıyla gitmek mecburiyetinde kalacaklarını belirten Prof. Dr. Öncü, şunları kaydetti:       
''Bunun da getirdiği abluka altına alınmışlık hissi var. Halkta giderek 'Çevremiz sarılıyor, biz buradan sürüleceğiz' korkusu var. Bu hemen ifade edilmiyor tabii, ama kirada yaşayan yoksul grupların korkuları olduğunu düşünüyorum. Bu birçok başka Avrupa ülkelerinde de yaşanmıştır. Burada mülk sahibi olanların bir bölümü mülklerini yüksek fiyata satıp çıkacak, yeterince sermayesi olanlar binalarını yenileyecek ve daha yüksek kiralar isteyecek. Mesele, mülk sahibi olanların değil de kiracıların kendilerini sıkışmış hissetmeleri. Dolayısıyla semt gerginliklere gebe. Şimdi burası geçiş mıntıkası niteliği taşıyor. Henüz yoksul sakinleri ayrılmamış, buna mukabil farklı eğitim ve gelir düzeyi taşınmaya başlamış. İkisinin bileşimi, 3-4 sokakta yaşaması gerginlik getiriyor.''

Fransız Sokağı ile benzer   

Prof. Dr. Öncü, benzer gerginliklerin Fransız Sokağı ilk oluşmaya başlarken yaşandığını ifade ederek, şöyle devam etti:        
''Orada çok yoksul bir nüfus yaşıyordu. Binalar el değiştirdi ve Fransız Sokağı gibi mutena bir mıntıka ortaya çıktı. Şimdi Fransız Sokağı'nda emlak fiyatları çok yüksektir. Tophane de aynı sürecin başlangıcını yaşıyor.        

Tophane'de sokakta var olan gerginlikler kalabalık bir ortamda çatışmaya dönüşüyor, güruh psikolojisi ortaya çıkıyor ve saldırganlık başlıyor. Bu tür mıntıkalarda yaşanan gerginlikler, şiddete dönüşecek diye genelleme yapmak mümkün değil. Taşlı, sopalı saldırı, çok olağanüstü, korkunç bir şey, ama yaşanan gerilimler devam edecek. Orada mülk sahibi olmaya niyetlenen iş yerleri veya meslek sahipleri bundan sonra daha dikkatli davranacak. Tetiklememeye çalışacak. Olay önceden uzun boylu planlanan bir mesele değil, zaten var olan birtakım tansiyonların, belirsizliğin o anda güruh hareketi.''
        
''19. yüzyıl binalarının değerlenmesi''

Öncü, bunları İstanbul'un 19. yüzyıl dokusunu barındıran bazı bölgelerinin değerlenerek yenilenmesinin bir parçası olarak okumak gerektiğini kaydederek, şu bilgileri verdi:        
''Örneğin, yenileme çalışmalarının başladığı Tarlabaşı'nda da çok gerginlik yaşandı. Tarlabaşı'nda fiilen birtakım binaların yıkılmaya ve diğerlerinin yenilenmeye başlaması, semt halkının yenik düştüğünü gösteriyor. Tophane, henüz yolun başında. Kuledibi'nde kiralar çok arttı, mutena bir semt haline gelmeye başladı. Bir diğer örnek Şişhane'dir. Gazinolar mıntıkası haline geldi. Önceden oraya yerleşen sanatçılar, seramikçiler, yazarlar, 'Burası çok gürültülü oldu' diye kaçıyor. Tophane'nin 3-4 sokağı ise çok yeni bu süreci yaşıyor. İstanbul'un şehir içi mekanları çok değerlendi.''