İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD), Türk
ekonomisi ve inşaat sektöründeki son gelişmeleri değerlendirmek amacıyla
'Kentsel Dönüşüm-TOKİ' başlıklı bir toplantı
düzenledi. Toplantıda konuşan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı İstanbul Emlak
Dairesi Başkanı Ali Seydi Karaoğlu, geçen yıl yüzde 11,2
büyüyen inşaat sektörünün 1,9 milyon kişiye istihdam sağladığını belirtti.
TOKİ'nin son 8 yılda 535 bin konutla sektörün gelişmesinde önemli rol aldığını
ve büyümenin lokomotifi olduğunu ifade eden Karaoğlu, bunun 2012'de de devam
edeceğini, inşaat sektörünün Türk ekonomisi üzerindeki payının yüzde 30'lara
ulaştığını vurguladı.
Karaoğlu, Türkiye'de 16
milyon konutun (yüzde 60) nitelik açısından konut anlayışına uymadığını ve ciddi
deprem riski olan Türkiye'de bu sorunlu tablonun değiştirilmesi için TOKİ olarak
ciddi gayret sarf ettiklerini söyledi. Afet Riski Altındaki Alanların
Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'un yürürlüğe girmesiyle birlikte kentsel
dönüşümün sağlanmasında TOKİ'nin de etkin rol alacağını dile getiren Karaoğlu,
bu kapsamda Türkiye nüfusunun altıda birini barındıran ve ülkenin en büyük
metropolü olan İstanbul'da kentsel dönüşümün yapılmasının kaçınılmaz olduğunu
anlattı. Karaoğlu, İstanbul'da kentsel dönüşüm yapılmaması halinde olası afette
yaşanacak çok büyük can, mal ve ekonomik kayıplar ile İstanbul çökeceğini ve
bunun Türkiye'nin çökmesi anlamına geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Türk milleti böyle bir riski taşıyamaz.
İstanbul'un kentsel dönüşümü kaçınılmazdır. Bu toplumsal mutabakatla, siyaset
üstü uzlaşma ile yaşamsal bir proje. Tüm paydaşların katılımıyla belirlenecek
temel ilkelere göre bütüncül bir yaklaşımla İstanbul'un tümü için hazırlanacak
bir 'Dönüşüm Nazım Planı' çerçevesinde yürütülmelidir. Bu dönüşüm çok önemli bir
fırsattır. Bu İstanbul'un çağdaş ve sürdürülebilir metropole dönüştürülmesi için
yüzyılın fırsatının yanı sıra ekonomik kalkınma için de bir fırsat sunmaktadır.
Potansiyel afet riski bulunan İstanbul'u ya biz dönüştüreceğiz ya deprem.''
''Dönüşümü tamamıyla imar artışı ile
yaparsak çok ürkütücü''
Karaoğlu,
paydaşların bu dönüşüm için gereken iradeyi göstermeleri ve deprem riskini göz
ardı ederek, ayak süren açık gözlere ve rant bekleyen paydaşlara prim
vermemeleri gerektiğini kaydetti. Bu süreçte çok önemli olan bireysel mülkiyet
hakkının, toplumsal yaşam hakkının veya kamu hakkının önüne geçmesine izin
verilmemesi gerektiğini ifade eden Karaoğlu, şunları kaydetti:
''Bu dönüşüm sürecini tıkayacak birtakım
girişim ve beklentiler bizim gibi aktör olan kurumları tedirgin etmektedir.
Dönüşümü rant için imar artışı bekleyerek süreci tıkamak, bizim için en büyük
talihsizlik olacaktır. Uzun vadeli düşünmemiz gerekiyor. Kentsel dönüşüm ile kat
artışı, daire büyüklüğü değil de, kentsel kazanımımızın geleceğimiz açısından
daha büyük değer olduğunu benimseyerek yaklaşmamız gerekiyor. Aksi halde bu
dönüşüm ileride telafisi imkansız daha büyük sorunlara neden olabilir. Tamamıyla
imar artışı ile biz dönüşümü yapacak olursak çok ürkütücü. İstanbul'da 3 milyon
600 bin konut var. Bunun 2 milyonu riskli ve dönüşmesi gereken bina stoku. Yüzde
100 imar artışı verilerek bu konutları dönüştürecek olursak, 2 milyon konut
yapmamız lazım. Mevcut 2 milyon riskli konut sayısını ikiye katlayarak 4 milyon
konut yaparsak, 2 milyon konutu kime satacağız. Sektör için en büyük tehlike
bu.''
''Hedef İstanbul'da ilk aşamada
50 bin konutluk dönüşüm''
Toplu Konut
İdaresi Başkanlığı İstanbul Emlak Dairesi Başkanı Ali Seydi Karaoğlu,
müteahhitlerin İstanbul'un cazip merkezlerinde vatandaşlara 130 metrekare daire
için 150 metrekare verme vaadinde bulunduklarını, bunların bu dönüşüm sürecini
tıkayacak en önemli tuzaklar olduğunu söyledi. Bu tuzaklara düşülmemesi
uyarısında bulunan Karaoğlu, mutlaka dönüşüm master planı hazırlanması
gerektiğini, bu hazırlanmadan parsel ve ada bazında yapılacak dönüşümün ilerde
telafisi imkansız riskler taşıyacağını vurguladı.
Karaoğlu, dönüşümde aşırı imar artışına tevessül etmeden başlamaları
gerektiğini de dile getirerek, ''Mutlaka imar artışı olacaktır. Bu olmadan da
dönüşümü sağlamak çok zor. Devlet bunu destekleyecek. Kanun tasarısında var.
Uzun vadeli, düşük faizli kredi ve kira ödemeleri bu dönüşüme destek sağlayacak
ek finansman kaynağı olacak. Ancak dönüşümü tamamıyla imar artışından sağlamak
mümkün değildir. Böyle bir şey olmayacaktır. TOKİ olarak yapacağımız dönüşüm
alanlarında toplumda beklenen imar artışının yapılmayacağının altını çiziyorum''
dedi. Karaoğlu, hedeflerinin kanun çıktıktan sonra İstanbul'da ilk aşamada
farklı ilçelerde dalga dalga 50 bin konutluk dönüşüm proje başlatmak olduğunu
söyledi.
İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı
Bilmaç: Planlı bir kentsel
dönüşüm kaçınılmaz
İMSAD Yönetim
Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç da, 2011 yılını yüzde 11,2 büyüme
oranı ile sektörler arasında 2. sırada tamamlayan inşaat sektörünün ihracatının
da 18 milyar 132 milyon dolar olarak gerçekleştiğini ve toplam ihracattaki
paylarının yüzde 13 olduğunu bildirdi. Türkiye'nin inşaat malzemeleri ihracatı
yapan ülkeler arasında dünyada 7. sırada yer aldığına işaret eden Bilmaç,
ağırlıklı yerel hammaddeye dayalı Türk inşaat sanayisinin cari açığa pozitif
katkısının da yüzde 300 seviyesinde olduğunu söyledi.
Bilmaç, ''Sektörümüzün son beş yılda ortalama büyüme hızı yüzde 15'ler
civarında. Sektörümüzde örneğin çimentoda, seramik sağlık gereçlerinde Avrupa'da
birinci, demir-çelik ve gaz betonda ikinci, seramik, plastik profil, hazır
betonda üçüncü sıradayız. Artık ülkemiz inşaat malzemesinde dünyada rekabet
edebilir bir kaliteye, güce ulaşmış durumda ve çeşitlilik, kalite, kapasitede de
bölgemizdeki en güçlü oyuncuyuz'' dedi. Sektörün bu stratejik gelişiminin iç
pazarda da inşaat sektöründe büyük bir gelişim potansiyeli ve ihtiyacına sahip
Türkiye'de önemli bir rolü bulunduğuna işaret eden Bilmaç, ''İMSAD olarak 2012
yılından beklentimiz yüzde 5-7 civarında bir sektörel büyüme'' diye konuştu.
Bilmaç, 'Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un kentsel
dönüşüm için önemli bir fırsat olacağına da işaret ederek, şunları kaydetti:
''Türkiye'de 20 milyon civarında olan
konutların büyük bölümü uygunsuz. Bu nedenle planlı bir kentsel dönüşüm
başlatılması kaçınılmaz. 400-500 milyar dolarlık kentsel dönüşüm büyüklüğünün
sektöre en az 50 milyar dolar yansıması olacaük. Bütün paydaşların bu projede
yer alması gerekiyor. Bu süreci çok hızlı geçmeliyiz. Kaybedilecek zaman yok.
Zaman geriye doğru saymaya başladı. Her türlü önlemi bir an önce almazsak,
başımıza ne geleceğini biliyoruz.''
Alkin: ''Her yıl 15 milyar dolarlık kentsel dönüşüm
yapılmalı''
İMSAD Ekonomi Danışmanı
Prof. Dr. Kerem Alkin de, Türkiye'nin her yıl en az 5 milyar
doları İstanbul'a harcanmak koşuluyla 15 milyar dolar kentsel dönüşüm yatırımı
yapması gerektiğini ve bu yatırımların 2023'e kadar her yıl ara vermeden
gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti. Ancak bunun hepsinin kamu tarafından
yapılmasının mümkün olmadığını dile getiren Alkin, TOKİ ile özel sektörün bunu
nasıl harmonize edeceğinin konuşulması gerektiğini söyledi. Alkin, kentsel
dönüşümün ülkenin GSMH'na katkısının göz ardı edilemeyeceğini, her yıl yapılacak
15 milyar dolarlık kentsel dönüşüm hamlesinin, Türkiye'nin ekonomik büyümesine
tek başına her yıl 1 puan ekleyeceğini vurguladı.
Kamu inşaat yatırımlarının Cumhuriyet tarihi rekoruyla ilk defa 41,5 milyar
liraya, özel sektör yatırımlarının da 76 milyar 548 milyon liraya çıktığını ve
sektörün toplam yatırım miktarının 118 milyar lira gibi rekor bir düzeye
ulaştığını kaydetti. Alkin, yeni tasarruf paketinde İstanbul gibi büyük
şehirlerde 149 metrekarenin altında olan konutlarda yüzde 1 olan KDV'nin yüzde
18'e çıkarılmasına da işaret ederek, bunun hemen uygulamaya girmesini eleştirdi.