İstanbul'un Bizans Kral Mezarı Çöplük Oldu!



Keşfedilmeden önce üzeri molozla kaplı olan Silivrikapı hipojesi 1988 yılında yapılan sur restorasyonu sırasında Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu tarafından bulundu. İS 4. yüzyıl Doğu Roma Kralı Theodosius dönemine tarihlenen ve 1600 yıldan günümüze kalan kral mezarlığı, İstanbul'da Antikçağ'ın hem plastik hem resim örneği olarak yerinde bulunmuş ender eserlerden biri sayılıyor. Mezarlık, 1989 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edildi ancak bölgedeki yaygın iddialara göre pek çok kez yağmalandı. Hırsızlar 1993 yılında duvarı 3 kez delerek mekanı kaplayan mermer kabartmaları çaldı. Daha sonra Gaziosmanpaşa’da ele geçirilen kabartmalar İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne teslim edildi. Kabartmalar birleştirilerek kalıpları çıkarıldı ve kopyaları mezardaki yerlerine yerleştirildi. Mezardaki freskolar (duvar resimleri) restore edildi ancak tahribat zaman içerisinde devam etti. Radikal'den Fundanur Öztürk'ün haberine göre, tarihi Bizans Kral mezarlığının şimdiki durumu ise çöplükten farksız.

Silivrikapı hipojesi ve bahçesi yıllardır evsizler tarafından kullanılıyor. Soy ismini ve fotoğrafını vermek istemeyen Atilla da, 40 yıldır Silivrikapı surlarında yaşayan evsizlerden biri. Gündüzlerini hipojenin bahçesindeki sur dibinde, gecelerini ise terk edilmiş bir araçta geçiren Atilla, etraftaki çöplerin fotoğrafını çektiğimiz zaman biraz huzursuz olsa da iletişime kapatmıyor kendisini. “Evet, ben de kirletiyorum bu bahçeyi ama utanacak bir şeyim yok. Çok şükür hiçbir şey çalmadık buradan. Benim yerime yıllardır burayı talan edip içindeki değerli kabartmaları çalanlar ve yıllardır burayı koruyamayan yetkililer utansın!” diyor.

“Evsizi, şarapçıyı suçlamak kolay”

Atilla, keşfedildiği 1988 yılından beri Silivrikapı hipojesinin başına gelenlerin birebir şahidi. “40 yıldır buradayım, çocukluğum buralarda top oynayarak geçti ama biz bile bilmiyorduk burada böyle bir şey olduğunu çünkü üstü molozla kapalıydı. Bir gün geldiler, elleriyle koymuş gibi buldular, içinde ne var ne yoksa aldılar. Buradaki restorasyonda çalışan işçiler arasında cinayet bile işlendi hazine kavgası yüzünden. Sonrasında da kaybolup gitti herkes. Yedikule yapılıyor, surlar da kısmen restore edildi ama burası aynen bu şekilde kaldı. Yıllar yılı baya bir hazine götürüldü buradan. İki senede bir belediye başkanı uğrar buraya, bakarlar ama sadece bakarlar yani. Sonra da yürüyüp giderler, başka bir şey yok!” diyor.

“Defineciler talan etti”

İki sur bedeni arasındaki alanda bu hipoje gibi pek çok mezar anıtı gün ışığına çıkartıldı. Bunların 2. Theodosius öncesi nekropolünün (mezarlık) parçaları olduğu sanılmakta. 1992’den beri Silivrikapı’da yaşayan esnaf Mustafa, “Hafta sonu bazen serin oluyor diye bu bahçeye gelip oturuyorum” diyor. Sadece kral mezarlığının değil, etrafındaki bahçenin de defineciler ve koleksiyoncuların hedefi olduğunu ise şu örneklerle anlatıyor: “Geçenlerde sivil 6-7 kişi geldi buraya. ‘Biz burayı kazacağız’ dediler. ‘Burası dağ başı mı öyle kafanıza göre gelip kazacaksınız’ dedim gönderdim. Aradan birkaç gün geçince tekrar gelip kazmışlar. Ama bir şey bulabildiklerini sanmıyorum. O kadar kolay değil öyle. Ben mezarlığa elinde çekiçle tırmananları gördüm, kafayı yemişler. Neler görmedik ki burada. Bir gece yarısı polis kılığına girdiklerini tahmin ettiğimiz birkaç silahlı kişi bahçenin girişinde durup kimseyi içeri sokmadı ve bahçede kazı yaptı. Baya derin kazmışlardı ama şimdi kapandı.”

“Bu mezarlığı kumar bile yaptılar”

Fatih Belediyesi’nin önlem olarak mezarlığın girişine kapı taktığını ama bunun da çare olmadığını şöyle anlatıyor Mustafa: “Belediye, mezarın girişine kapı taktı. Buradaki serseriler aynı gece kapıyı söküp götürdü. O kapıyı nasıl sökebildiler hiç anlamadık. Kumarhane bile yaptılar bu mezarlığı. Elektrik çektiler, semaveri kurdular, içinde kumar oynadılar. Fatih Belediye Başkanı iki yıl önce yanında gazetecilerle geldi, oturduk konuştuk. Halledeceğiz dedi ama ses yok.”