İstanbul’u Susuzluk Açısından Sıkıntılı Günler Bekliyor



Türkiye, yaşanan iklim krizi nedeniyle kurak günler geçiriyor. Hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. İstanbul’un barajlardaki doluluk oranları son 10 yılın en düşük seviyesinde. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, İstanbul’da barajların doluluk oranları yüzde 20.7 seviyesine kadar indi.

Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre; TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Meryem Kayan İstanbul’un su kaynaklarının yanlış politikalar sonucu korunamadığına dikkat çekerek “İstanbul’un akciğeri olan Kuzey Ormanları’nın korunması gerekiyor. Kanal İstanbul dahil yapılaşmaya açılmaması gerekiyor.” diye konuştu.

Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin yaptığı araştırmaya göre, İstanbul’un barajlardan gelen sularının yüzde 22.3’ü isale hatlarındaki borularda bulunan çatlaklar nedeniyle şebekeye ulaşamıyor. Araştırmada İstanbul’un yıllık su tüketimi 1 milyar 61 milyon metreküp olduğu belirtilerek isale hatlarındaki çatlaklar, boruların bağlantı noktalarındaki sorunlar nedeniyle bu suyun 236 milyon 891 bin metreküpünün boşa aktığı ifade ediliyor. Meryem Kayan, önümüzdeki günlerde şehri susuzluk açısından sıkıntılı günler beklediğini söyledi.

Su havzalarında yapılaşma
Kayan, “Su kaynaklarında yaratılan tahribatın üzerine bir de kuraklık söz konusu olduğu zaman İstanbul’daki su krizinin büyük problemlere yol açacak bir sürece evrildiğini” ifade ederek “Özellikle su havzalarında yapılaşmanın artması ki bizim bu yapılaşmayı sadece bina olarak ele almamamız lazım. Bunun içerisine yol, diğer beton, asfalta dayalı yapı modelleri de dahil. Havzalarda yapılaşmanın söz konusu olması, özellikle İstanbul’un orman arazisi ekosisteminin çok ciddi anlamda büyük projelerle yapılaşma unsurları altında yok edilmesi ve iklim krizinin en büyük etkilerinden bir tanesi olan kentsel ısı adası söz konusu olduğu için de şehrin üzerinden yağmur bulutları geçse bile maalesef yağmura dönüşmüyor. Şehre ve barajlara inemiyor. Bu da İstanbuldaki yanlış yapılaşmanın ve aşırı nufüs artışının getirmiş olduğu bir sonuç.” dedi.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Melen Çayı’ndan su getirilmesinin uzun vadede doğru bir çözüm olmadığını söyleyen Kayan, “İstanbul’un kendi kendine yetebilen bir kent olarak planlanması ve suyunun da o anlamda kullanılması gerekirken maalesef İstanbul su konusunda da dışarıya bağımlı bir kent haline dönüştü.’’ dedi.

Kayan, şehirdeki su sıkıntısına ilişkin önerilerini de sıraladı: “Bu kentin daha fazla nüfusu kaldıramayacağının farkındalığıyla yeni yapılaşma alanlarının açılmaması gerekiyor. Üretilen bu kadar bina verimli kullanılmalı. Daha fazla nüfus İstanbul’a yığılmamalı. Özellikle mevcut su havzalarının kesinlikle korunması ve belki de ileriye dönük belli müdahalalerle havza sınırlarının genişletilmesi gerekiyor. Bugüne kadar havza sınırlarının daraltılarak yapılaşmaya açılmasıyla bugün susuzluğu konuşuyorsak tam tersinden de havza alanlarının genişletilmesi havzaların korunması gerekiyor. İstanbul’un akciğeri olan Kuzey Ormanları’nın korunması gerekiyor. Kanal İstanbul dahil yapılaşmaya açılmaması gerekiyor. Kentin ısı adasıyla da mücadele noktasında kentte yeşil dokunun yeşil koridorların oluşturulması konusunda yeni vizyon çalışmaları yapılmalı ve kent içerisinde de ciddi önlemler alınmalı. Bitkisel temelli çözümlerle kentin ısısının düşürülmesi ve yağmurun kente inmesinin sağlanması gerekiyor.”

İmamoğlu: “Su sorunu yok”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı canlı yayında “Melen zaten su basıyor. Sakarya Nehri’nin de suyu ile ilgili birtakım eylem planı var. 7-8 senaryo üzerinden planlarımızı yaptık. İstanbul’un yakın aylarda su sorunu yok. 2021 kışının da kurak geçmesi ciddi bir sorun olarak önümüzde duruyor. Yazın su kesintisi planlaması şu anda yok. İstanbul son 20 yılda en az yağmuru alsa dahi bizi doyuracak bir suya sahibiz.” dedi.

Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.