İstanbul’u Koruyan 15 Tılsımlı Anıt

Yaklaşık 3 bin yıllık tarihinde birçok medeniyete evsahipliği yapan İstanbul’u çeşitli belalardan korumak için Bizans İmparatorluğu döneminde 15 tılsımlı anıt dikilmiş.

Eminönü Belediyesi için hazırlanan “İstanbul’un İlkleri ve Enleri” adlı kitaba göre, Sultanahmet’e dikilen üç başlı ejderla şeklindeki Burma Sütun’un kenti akreplerden, Atmeydanı’ndaki Örne Sütun’un tepesinde bulunan güçlü bir mıknatısın da depremlerden koruduğuna inanılmış.

Yaklaşık 3 bin yıllık tarihinde birçok medeniyetlere evsahipliği yapan İstanbul, tarihte çeşitli belalardan korunmak için “tılsımlı” anıtlara emanet edilmiş.

Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi, kültür tarihi araştırmacısı Süleyman Faruk Göncüoğlu’nun Eminönü Belediyesi’ne hazırladığı “İstanbul’un İlkleri ve Enleri” adlı kitabında Bizans İmparatorları Yanko, Vezondan ve Konstantinus’un kenti türlü belalardan korumak amacıyla diktikleri 15 tılsımlı anıta yer verildi. Kitapta bu tılsımlı sütunların “kenti kötülüklerden, hastalıklardan, depremden ve yılan, çıyan, akrep, kurt gibi hayvanlardan koruduğu, karı-koca kavgasını bitirdiği, insanları sağlıklı ve genç kıldığı kaydedildi.

DİKİLME NEDENLERİ

İstanbul’da Suriçi’nde bulunan 15 tılsımlı anıt ile dikilme nedenleri ve söylenceleri şöyle:

Arkadius Sütunu: Avratpazarı’nda (Cerrahpaşa) bin parça beyaz mermerden yapılan merdivenli yüksek sütundaki peri yüzlü heykelin yılda bir defa bir feryat kopardığında yeryüzündeki kuşların heykelin etrafında döndüğüne inanılmış. Bu kuşların binlercesinin yere düştüğü ve bunların halk tarafından yendiği de söylenceler arasında yer alıyor.

Çemberlitaş: Tavukpazarı denilen (Çemberlitaş) yerde bulunan kırmızı renkli som mermerden yapılan bu sütunun hanedanı kötülüklerden, hastalıklardan ve fesattan koruduğuna inanılmış.

Kıztaşı: Saraçhane’de Büyük Pozantin’in kızının mezarı üzerine dikilen bu tılsımlı sütunun, imparatorun kızını yılanlardan, çıyanlardan ve karıncalardan koruduğuna inanılmış.

Altımermerli Sütun: Altımermer (Kocamustafapaşa) denilen yerde herbiri eski bilginler tarafından altı adet mermerden yapılan ve üzerinde sinek, leylek, horoz ve kurt resmi bulunan sütunun kenti sivrisinek ve kurtlardan koruduğuna inanılmış. Ayrıca, leyleğin yılda iki kere çığlık attığı, birinci çığlıkta bir anda kentin leyleklerle dolduğu, ikinci çığlıkta da tüm leyleklerin ortadan kaybolduğu, horozun 24 saatte bir öterek bütün horozlara önderlik ettiği de söylenceler arasına girmiş.

Kucaklaşmış sevgililer: bir erkek ve sevgilisinin birbirleriyle kucaklaşmış haldeki tunçtan heykeli de, kavga eden karı-kocadan biri heykeli kucakladığında hemen barıştıklarına inanılırmış.

İhtiyar adam ve kadın: Bilgin Calinus’un beyaz mermer üzerine yaptırdığı ihtiyar adam ve kadın resimli heykelinin ise, geçinemeyen bir erkek ile kadından birinin heykeli kucakladığında hemen boşanacaklarına inanılmış.

Sultan Beyazıt Hamamı’nın altında bulunan dört köşeli sütun: Bu sütun sayesinde kente veba hastalığının girmediğine inanılmış.

Tekfur Sarayı’ndaki tunçtan ifrit heykeli: Bu heykelin yılda bir kez etrafına ateş saçtığı, bu ateşten bir kıvımcım alabilen kişinin çok sağlıklı yaşadığı ve genç kaldığına inanılmış.

Zeyrek’te Hazreti Yahya Kilisesi bitişiğindeki mağara: Her kış “koncoloz” denilen cadıların bu mağaradan çıkarak, arabalara binip şehri dolaştıklarına inanılmış.

Ayasofya’daki dört sütunlu anıt: Azrail, Cebrail, İsrafil ve Mikail resimleri bulunan bu sütunların her birinin ayrı bir tılsım olduğuna inanılmış.

Atmeydanı’ndaki Milyobar (Örme Sütun) anıtı: 300 bin taştan yapılma bu sütunun tepesinde bulunan çok güçlü bir mıknatıs sayesinde İstanbul’un depremlerden korunduğuna inanılmış.

Sultanahmet’e dikilen Burma Sütun: Üç başlı ejderha şeklinde olan bu sütunun başının biri bir yeniçeri tarafından kılıçla koparıldıktan sonra tılsımın kısmen bozulduğu ve İstanbul’da birdenbire akreplerin görüldüğüne inanılmış.