İstanbul'u Bir de Su Yollarından Gezmeye Ne Dersiniz?
Tarihî ve doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistleri büyüleyen
İstanbul'un artık yepyeni bir gezi güzergahı var: Su
yolları... İstanbul Büyükşehir Belediyesi,
"Şehrin Merkezinden Suyun Merkezine İstanbul Su Medeniyeti"
adlı proje kapsamında su yollarını yakında turizme açacak. İSKİ
ve İstanbul Üniversitesi'nin destek verdiği proje ile
kentin 500 yıldır hiç durmadan işleyen su sisteminin içindeki su yolları ve su
yapıları görülebilecek. Böylece hem alternatif bir gezi güzergahı oluşacak hem
de Mimar Sinan'ın kurduğu su sisteminin incelikleri kamuoyunun
ilgisine sunulacak. Proje tamamlandığında Turizm Müdürlüğü'nün
belirlediği alanları tek başınıza değil, tur operatörleri eşliğinde
gezebileceksiniz.
Büyükşehir Belediyesi Turizm Müdürü Tuncer Arabul, İstanbul
Araştırmalar Merkezi'nden Prof. Dr. Ahmet Kala, Vakıf Sular
Müdürü Adnan Şahin ve İstanbul Üniversitesi'nden projeye
katkıda bulunan bazı öğrenciler, iki hafta önce su yollarına bir keşif gezisi
yaptı. Sabah saat 10.00'dan akşam 17.00'ye kadar süren gezi Şehzadebaşı
Su Terazisi'nde başladı, Belgrad Ormanları'nda
II. Mahmud bendinde sona erdi. Bu özel gezinin amacı, proje
tamamlandığında 'suyolları turu'nda nasıl bir yol haritası izleneceğini
belirlemekti.
İstanbul'un Bizansla başlamış, Osmanlı ile mühendislik harikasına dönüşmüş
tarihi su yolları ve yapılarını bir bilenden dinleyerek gezmek başka bir şey.
Suyun şehre ulaşmasını sağlayan binlerce kemer, sarnıç, galeri, maksem (suların
çeşmelere dağıtıldığı yerler), havuz, bend, lüle odası (şehre suyun ne kadar
verileceğinin ayarlandığı yer) ve çeşmelerin görüleceği gezide ilk istikamet
Fatih'teki Bozdoğan kemeriydi. Birçoğumuz İstanbul ile
özdeşleşen bu yapının içinden halen su geçtiğini bilmiyor. İstanbul'un üçüncü ve
dördündü tepelerini birbirine bağlayan kemerin işlevi, Unkapanı'ndan Yenikapı'ya
uzanan derin vadinin üzerinden suyu geçirip saraya ve halka ulaşmasını
sağlamakmış. Aynı zamanda Süleymaniye su yollarının da son durağıymış.
Bozdoğan kemerinden sonra istikamet, belki önünden defalarca geçip fark
etmediğimiz Beyazıt'taki Şehzadebaşı su terazi ile Damat İbrahim Paşa Sebili ve
Çeşmesi. Su terazisi, suyun basıncını ayarlamak için kullanılıyor. İstanbul'un
mimarisinde önemli bir yeri olan bu terazilerinin 30'u ayakta. Damat İbrahim
Paşa sebili ve çeşmesinin ise bugün büyük bir kısmı yol altında kalmış. Sebil,
büfe olarak kullanılıyor.
Sarnıç deyince aklımıza Sultanahmet'teki Yerebatan Sarnıcı gelir ilk önce.
Turistlerin akın akın ziyaret ettiği en popüler tarihi mekanlarımızdan biridir
burası. 'Suyolları turu'nda ise Edirnekapı Sarnıcı gibi hiç bilminmeyen yerler
var. 1868'de inşa edilen yapı, Edirnekapı'daki İSKİ'nin bahçesinde yer alıyor.
Logar kapakları açılarak merdivenlerle indiğimiz tarihi mekan, adeta bir Ortaçağ
kentinin caddelerini andırıyor. Burası da proje kapsamında onarılıp ses ve
ışıklar ile gezilecek bir yer haline getirilecek.
Haritadaki başka bir yer ise Eğrikapı Maksemi... Bentler bölgesinden tarihî
yarımadaya gelen Kırkçeşme Suları, bu maksemde şehrin isale hatlarına taksim
ediliyor. Maksemin tarihi hakkında çeşitli kitabeler var ancak hiçbiri net bir
tarih ve kimin yaptığına dair bilgi vermiyor. Halen restorasyonu devam eden
yapının içinde bir de çeşme mevcut ve güzel bir avlusu var.Hamidiye Pompa
İstasyonu da oldukça ilginç... Bu yapı yıllarca, Kâğıthane bölgesindeki 40
farklı maslaktan gelen suyun, buharlı pompa makineleriyle Balmumcu ve Beşiktaş'a
ulaşmasını sağlamış. Yakında ise Cendere Su Medeniyeti Müzesi olarak açılışı
yapılacak.
Tarihî yarımadadan sonraki rota, Kemerburgaz ve Belgrad Ormanları'ndaki Mimar
Sinan eseri yapılar. Uzunkemer, Eğrikemer, Güzelcekemer, Mağlova Kemeri bu
yapılar arasında. Halen içlerinden su geçen bu kemerleri tek tek çıkıp gezmek,
içinden yürümek zaten gezinin en önemli kısmını oluşturuyor. Mağlova kemeri bir
mühendislik harikası. Haliyle buranın projedeki yeri de farklı. Kemeri ve
kemerin üzerinde bulunduğu Alibeyköy Barajı'nın görülebileceği seyirlik bir alan
yapılacak. Bir de teleferik planlanıyor. Belgrad Ormanları'nda Kırkçeşme su
sisteminin parçası olarak yapılan bendler, gezinin son durağıydı. Hepsinin
dıştan görüşü istinad duvarını andırsa da üstüne çıktığınızda oturup saatlerce
ormanın yeşilliğine kendinizi bırakmamak elde değil. Turizm Müdürlüğü'de bu
yüzden bendlerin görülebileceği bir seyirlik yapmak için kolları sıvamış.