İstanbullu Hava Durumunu Beyazıt Yangın Kulesi'nden Öğrenecek



İstanbul’un değişmez simgelerinden biri olan İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi, İstanbul Üniversitesi, Siemens ve OSRAM’ın işbirliği sonucunda gerçekleştirilen aydınlatma projesiyle eski günlerine geri döndü. Tarihî Yarımada’nın kalbinde yer alan 261 yaşındaki kule, ışıkları ile eskiden olduğu gibi İstanbullulara bir sonraki günün hava durumu hakkında bilgi verecek.

İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi Aydınlatma Projesi tanıtım gecesi, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi Merkez Bahçe’de 24 Ocak 2011 Pazartesi günü yapıldı. Geceye, YÖK Üyesi ve İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Ali Karahan, Siemens A.Ş. Genel Müdürü Hüseyin Gelis, OSRAM LAMEA Bölge CEO’su Erol Kırılmaz’ın yanısıra iş, sanat, siyaset ve akademik camiadan birçok temsilci katıldı. İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi’nin 261 yıllık öyküsü, davetlilere görsel etkinliklerle anlatıldı.

YÖK Üyesi ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, Siemens ve OSRAM işbirliği ile gerçekleştirdikleri bu proje ile İstanbul’un ve İstanbul Üniversitesi’nin sembol eserlerinden birini daha eski günlerine kavuşturduklarını söyledi. Söylet, sözlerine şöyle devam etti:

“Beyazıt Yangın Kulesi, hem mimari hem tarihî hem de sanatsal özellikleriyle nadir eserlerimizden biridir. İstanbul Üniversitesi’nin tarihe sahip çıkışının en önemli göstergelerinden biri olan bu proje, Beyazıt yerleşkemizin turizme açılması projesinin de en önemli ayaklarından biridir. Atalarımızdan bize miras kalan bu eşsiz eserleri yarına en güzel şekilde bırakmak bizim asli görevlerimizdendir. Tabii bunu yaparken işlevlerini kaybetmeden, yaşayan, ziyaret edilen mekânlar olmalarına özen göstermek çok önemli bir noktadır. İstanbul Üniversitesi olarak kültürel değerlerimizin korunması ve yaşatılması için elimizden gelen her türlü çabayı sarf edeceğimizi belirtmek ister,  İstanbul’a renk kattığımız bu özel projede emeği geçen herkese çok teşekkür ederim”.

Siemens A.Ş. Genel Müdürü Hüseyin Gelis ise İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi gibi İstanbul’un tarihî bir sembolüne, eski günlerinin görkemini kazandırmayı, sosyal sorumlulukları olarak gördüklerini belirterek, şunları kaydetti:



"İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi, gerek tarihsel kimliği, gerekse İstanbul silüetindeki yeri nedeniyle gündüz sahip olduğu ihtişamı geceye de taşıması gereken, bu nedenle de çok dikkatli, titiz ve estetik bir şekilde aydınlatılması gereken bir eserdi. En önemli önceliği sürdürülebilirlik olan bir şirket olarak İstanbul Üniversitesi ve OSRAM ile gerçekleştirdiğimiz ortak çalışmayla eski bir geleneği tekrar canlandırmanın ve İstanbul tarih ve kültür hayatına, bir eserin ihtişamını daha kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İstanbul’a renk katan bu çalışmayla aynı zamanda geçmişten geleceğe bir bağ kuruldu. Siemens olarak bu projeyi “Sürdürülebilir Şehirler” stratejimizin ayrılmaz parçası gibi görüyoruz. Bu tür çalışmaların, bizim, gelecek kuşaklara yönelik sorumluluğumuz olduğunu biliyoruz ve  “sorumlu büyümenin“ tek geçerli anahtar olduğunu düşünüyoruz".

Tarihi eserlere zarar vermeyen teknoloji

Tarihi eserlere zarar vermeyen LED teknolojisi ile aydınlatılan Beyazıt Kulesi, İstanbullulara ertesi gün havanın nasıl olacağını da bildirecek. Gerçekleştirilen ışıklandırma sistemine göre mavi açık ve güneşli; yeşil yağmurlu; sarı sisli havayı; kırmızı ise kar yağışını simgeliyor.

Beyazıt Kulesi’nin mimari aydınlatma tasarımının, gelecek nesillere taşınması için oldukça titiz ve duyarlı çalıştıklarını ifade eden OSRAM LAMEA (Latin Amerika, Ortadoğu ve Afrika) Bölge CEO’su Erol Kırılmaz, geceye katılanları projenin detayları hakkında bilgilendirdi. Erol Kırılmaz, böylesine uzun ve köklü geçmişi olan ayrıca  geçmişte büyük badireler atlatmasına rağmen halen ayakta kalmayı başarabilen Beyazıt Kulesi’ni tekrar  İstanbul’umuza  kazandırmış olmaktan büyük onur duyduklarını ve bu proje kapsamında  kulenin geçmişteki  hava durumunu bildirme fonksiyonunu tekrar yerine getirecek olmasının da kendisini son derece heyecanlandırdığını söyledi.



Işığın sadece fiziksel olarak değil bedenimizin ve ruhumuzun üzerindeki etkileriyle de hayatımızda yer aldığını belirten Kırılmaz, en zor uygulamalardan birinin tarihi eserler olduğunu çünkü eser üzerinde oluşabilecek deformasyonların geri dönüşünün mümkün olmadığını ve bu bağlamda çok hassas ve titiz bir proje çalışması yürütüldüğünü kaydetti. Kırılmaz, proje kapsamında kullanılan çevreye dost LED teknolojisinin çevreye katkılarından ve bütün dünyada yeni  trendin LED’li uygulamalar olduğundan bahsederek yakın bir gelecekte bütün aydınlatma uygulamalarının LED teknolojileriyle yer değiştireceğini belirtti. Burada LED teknolojisinin estetik görünüm sağlamasının yanı sıra günümüzün en önemli konu başlığı olan enerji verimliliği anlamında da çok önemli kazanımlar sunması ve OSRAM’ın  sürdürülebilirlik ilkesi ile de uyumlu  olmasının önem taşıdığını aktardı. 

İstanbul’a renk katan yeni projeyle birlikte:

Beyazıt Kulesi bir önceki aydınlatma çözümüne göre yüzde 60 enerji tasarrufu sağlayacak.
Atmosfere salınan sera gazında yıllık 19 ton azalma sağlanacak. Bu da yıllık 1000 adet ağacın kurtarılması anlamına geliyor.
Kullanılan yeni armatürlerin ömürlerinin 3 kat daha uzun olması sayesinde bakım maliyetleri yüzde 70 oranında azalacak.

İstanbul’a renk kattı

İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi, çıkan yangınları haber vermek amacıyla 1749 yılında, 85 metre yüksekliğinde ve ahşap olarak inşa edildi.
1756'daki Cibali yangınında yandı. 1826'da yeniden yapılan kule Yeniçeri ayaklanmasında tekrar yandı.
1828 yılında, Sultan II. Mahmut zamanında, Mimar Senekerim Balyan'ın tarafından tekrar yapıldı.
İstanbul Üniversitesi Beyazıt kulesi Cumhuriyet döneminde de kullanıldı.
Yangın gözetleme amacının yanında hava durumu İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi’ndeki ışıklarla bildirilmiş. 1995 yılına kadar, Beyazıt Kulesi’nin ışıkları, mavi yandığı zaman havanın açık, yeşil yandığı zaman yağmurlu ve sarı yandığı zaman sisli olacağını, kırmızı yandığı zaman kar yağacağını göstermiş. Orijinalliğinin korunması için, bugün hava durumu yine aynı renklerle veriliyor.
Galata ve Unkapanı köprülerinin açık/kapalı konumları da kule ışıkları ile belirlenirmiş. Sabaha karşı saat dörtle altı arasında kulede yeşil ışığın yanması Haliç’teki gemilerin Marmara Denizi’ne, kırmızı ışığın yanması Marmara Denizi’ndeki gemilerin Haliç’e geçeceği; çift kırmızı ışığın yanması ise köprülerin kapalı olduğu anlamına gelirmiş.