"İstanbul'da Tarih ve Yıkım: Hayal-et Yapılar" Projesi Sergi ile Son Buluyor
Taksim’deki Topçu Kışlası yıkılıp yerini Gezi Parkı
almasaydı, Taksim Meydanı nasıl bir yere dönüşecekti? Peki, Ayasofya’nın
doğusunda 19. yüzyılda inşa edilen dev cüsseli Darülfünun
Binası yanmasaydı bugün nasıl bir etki bırakacaktı? Böyle bir binanın
bugün aynı yerde yapılması kuşkusuz sert tartışmalara sebep olurdu. Ya da
ironik olarak bir başka yıkım sonucu, Atatürk Bulvarı yıkımları sırasında ortaya
çıkarılan ve Ayasofya ile yaşıt Polyeuktos Kilisesi günümüze
kadar ulaşsaydı...?
Yıkımı, kentin var oluş biçimlerinden birisi olarak
kabul eden "İstanbul’da Tarih ve Yıkım : Hayal-et Yapılar"projesi, kenti onu oluşturan hikayelerin toplamı üzerinden
okumaya çalışıyor. Kentteki ‘yapım’lar kadar ‘yıkımlar’ın da önemli
olduğu ve bu yıkımların unutulmaması gerektiği yaklaşımıyla bellek
tazeleyerek, İstanbul’un ortak bilincini oluşturmada önemli bir rol
üstleniyor.
Günümüzde var olmayan, İstanbul’un farklı dönemlerinden
seçilen ve farklı nedenlerle yıkılan, aralarında Darülfünun Binası,
Taksim Kışlası, Galata Surları ve Eski Çırağan Sarayı gibi yapıların da
bulunduğu 12 yapı, bugünden itibaren (29 Kasım 2010)
Taksim Maksemi’nde gezilebilecek olan serginin ana çerçevesini
oluşturuyor.
Seçilen yapılara dair tarih araştırmaları tamamlandıktan
sonra, yapılar bilgisayar ortamında üç boyutlu olarak canlandırılarak,
“Peki bu yıkımlar olmasaydı, kent nasıl gelişirdi?” sorusuna çeşitli
senaryolar üreterek cevap arayacak olan Hayal-et Yapılar,
ortaya çıkan tüm senaryoları, başta ana sergi olmak üzere, hem yapıların
bulundukları yerler için tasarlanacak enstalasyonlarla, hem de kitap
ve internet sitesi ile kentlilerin belleğine geri çağırmayı
hedefliyor.
Yapıların bir zamanlar oldukları yerlerde yapılan
enstalasyonlar ile Eylül 2010’da Çırağan Sarayı’nda açılışı yapılan proje,
29 Kasım-23 Aralık 2010 tarihleri arasında Taksim
Maksemi'ndeki Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde gerçekleşen ana sergi
ile tamamlanmış olacak.