Bugün adları unutulmuş Rum mimarların İstanbul’a
kazandırmış oldukları eserleri bir sergi ortamında bir araya getirerek,
İstanbul'un mimari, tarihi, sanatsal ve kültürel hazinesini geliştirmeyi
hedefleyen ve Zoğrafyon Lisesi Mezunları Derneği’nce İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti
Ajansı’na başvurusu yapılan 'İstanbul’un Rum
Mimarları' projesinin hayata geçirilmesine yönelik sözleşme
imzalandı.
19. ve 20. yüzyılda İstanbul mimarisine katkıda bulunmuş, ama bugün adları
unutulmuş İstanbul’lu Rum mimarlarının eserlerini ve yaşam öykülerini sergi ve
katalog amaçlı derleyerek, İstanbul'un mimari, tarihi, sanatsal ve kültürel
hazinesini yeniden hatırlatmayı; kentin kültürel mirasını kamuoyunda
sergileyerek, İstanbul’un kültürel turizmine katkıda bulunmayı hedefleyen
'İstanbul’un Rum Mimarları' projesi, Ekim 2009 – Aralık 2010
tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
Zoğrafyon Lisesi Mezunları Derneği adına Laki Vingas
ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Genel Sekreteri Yılmaz
Kurt’un Ajans merkezinde imzaladıkları sözleşme kapsamında, özellikle
Beyoğlu ve Kadıköy’de Rum mimarlarca
inşa edilmiş olan eserler hakkında bilgi, belge, fotoğraf, plan vb. dokümanlar
derlenecek. Tespit edilecek yapıların mimari plan çizimleri, fotoğraflanması,
maketlerinin yapılması ve bunların katalogunun hazırlanması süreçleri, 2010
yılının Eylül ayına kadar tamamlanacak. Yapılacak çalışmaların sonuçları,
2010’un yıl sonuna kadar vakıflara ait mekanlarda izlenebilecek.
İstanbul’un modernleşmesine Rum mimarların katkısı
İstanbul’un kentsel yapılaşma sürecinde, 20. yüzyıl başına kadar büyük devlet
binalarından iş hanı ve apartmanlara kadar İstanbul’un belirli bölgelerindeki
bina stokunun büyük bir bölümü, yabancı mimarlar ile Levanten mimarların
yanısıra gayrimüslim Osmanlı mimarları inşa edildi. Ancak bu mimarların çoğunun
(bazı büyük ve ünlü binaları yapanlar dışında) adları zamanla unutuldu. Bugün
hâlâ Sultanhamam - Eminönü - Karaköy - Beyoğlu - Tarlabaşı - Sıraserviler -
Pangaltı çevresinde bütün görkemiyle ayakta duran ve bu bölgelerin günümüzde de
geçerliliğini sürdüren mimari karakterinin oluşmasını sağlayan iş hanlarının,
apartmanların mimarları çokça bilinmiyor.
Özellikle Rum mimarlar, inşa ettikleri binalarla İstanbul mimarlığına büyük
katkılarda bulundular. 'İstanbul’un Rum Mimarları' sergisinde, bu mimarların
yaşam öyküleri ve eserleri birlikte ele alınacak. Yaptıkları binalar,
fotoğraflar ve bulunabilen özgün çizimleri ile tanıtılacak. Bu mimarlar
arasında, örneğin “mimar-ı saray-ı humayun” (saray mimarı) unvanını taşıyan ve
Taksim’deki Aya Triada Kilisesi’ni yapan (1880) Vasilaki Bey İoannidis ve oğlu
“sermimar-ı hazret-i şehriyari” (padişahın başmimarı) unvanlı Yanko Bey
İoannidis gibi önemli ve çok üst mevkilere kadar yükselmiş olanlar; Heybeliada
Ruhban Okulu’nun (1895) mimarı Perikles Fotiadis, Özel Fener Rum Lisesi’nin
(1881) mimarı Kostantinos Dimadis, Bristol Oteli’nin (şimdi Pera Müzesi) mimarı
A. Manoussos’un adları sıralanabilir.