MSGSÜ’de verdiğiniz konferans’ta Henri
Prost’un 1905 yılında Kemalettin Bey ile çalıştığından bahsettiniz. Bu
İstanbul’a kaçıncı gelişine denk geliyor?
Üçüncü gelişine...1905 ile 1906’daki geliş masrafları
Villa Medici tarafından karşılanmıştı. Daha sonra 1911’de Türk hükümeti
tarafından davet edildi.
Ve biraz da bu sayede, yani İstanbul’u iyi
tanıdığı için nâzım plan çalışmasına seçiliyor...
Hiçbir zaman için emin olamayız
ama bu yönde bir tahminde bulunabiliriz. Neden Prost lehine bir seçim olduğunu
tam bilemiyorum.
Peki Prost’u seçen belediye mi hükümet mi?
Theo Leveau’nun, 1950’lerde Turing Kulüp dergisinde yayımlanan
makalesine göre, Prost ilk olarak
belediye tarafından İstanbul’a davet ediliyor. Bu davetin Bayındırlık Bakanlığı
ve Atatürk tarafından da onaylandığını belirtiyor Leveau. Dolayısıyla seçim
konusunda belediyenin inisiyatif aldığı söylenebilir ama nedenini bilmiyorum.
İstanbul’a ilk davet edildiğinde nerede
kalmıştı,Florya Köşkü’nde
mi?
Florya’ya Atatürk’ü ziyarete
gitmişti. Ama bunu 1938’de yayımlanan bir haberden biliyoruz, dolayısıyla bunun ilk seyahati sırasında olacağını
sanmıyorum. Çünkü İstanbul’a ilk geliş tarihinin Aralık 1935 olduğunu biliyoruz.
Atatürk ile daha önce karşılaşmış mıydı bilemiyorum ama her halükarda Aralık
1937’de bir araya geliyorlar. Çünkü Ocak 1938’de Le Figaro gazetesinde
yayımlanan Atatürk röportajında bu görüşmeden bahsediliyor. Belki de daha önce
karşılaşmışlardır ama bunu Türkiye’deki arşivlerden kontrol etmek
gerekiyor, çünkü Fransız
arşivlerinde kişisel belgelerden çok, mesleki belgeler bulunuyor. Fransız Mimarlık
Akademisi arşivlerinde sadece teknik belgeler yer alıyor. Yani raporlar ve
planlar. Kişisel Prost arşivine nerede bilemiyorum. Belki de bir yerlerde bir
şeyler vardır. Ama çocuğu dahi olup olmadığı konusunda bir fikrim yok. Yani bu
konuda ciddi bir araştırmaya gereksinim var denilebilir.
Prost’un İstanbul nâzım imar planını
şehircilik tarihi içerisinde nasıl
konumlandırıyorsunuz?
Prost’un İstanbul nâzım planı biraz ilginç bir
plan çünkü iki dünya savaşı arasına denk gelen bu çalışmanın bir gelişim planı
olması isteniyor. Bu gelişim planların ismi de ‘güzelleştirme ve gelişim planı’
olarak geçiyor.
1928 yılında Fransa’da
yürürlüğe giren Cornudet Yasası, tüm
Fransız kentlerinin bir gelişim planı olmasını şart koşuyor. Bu, Prost’un daha önce Anvers kenti için de yapmış
olduğu plan tipi. O döneme kadar Fransa’da tarihi kentlerin dönüşümüne ilişkin
herhangi bir proje bulunmuyor. Ancak 19. yüzyılda yapılmaya
başlanıyor.
Yani İstanbul’da
1935’ten itibaren başlanılan modernleşme operasyonları Fransa’da, İkinci İmparatorluk döneminde 1850-1870 arasında
gerçekleşiyor.
Yoğunluk nedeniyle nefes alamaz
hale gelen büyük kentlerdeki sirkülasyon sorunu için Haussmann’ın Paris’te
hayata geçirdiği çözüme,
Prost, 70 yıl aradan sonra
İstanbul’da başvuruyor. Ki bu gerçekten de, büyük tarihi kentlerde hareket edebilmek için tek
çözüm.
Bulvarların açılması gibi büyük
imar operasyonlarına, 1950’lerden
sonra, örneğin İran’da İsfahan
kentinde tekrar rastlıyoruz. Bu yöndeki çalışmalar daha sonra da devam
ediyor.
Sizce Prost’un planı hazırlandığı
dönemde, İstanbul için başka bir
çözüm mümkün olabilir miydi?
Başka bir çözüm mü? Hayır. Çünkü
tarihi kentin yanına yeni bir kent yapılması, merkezdeki sorunu çözmüyor. İstanbul’un tarihi
ticari merkezi ve Kapalıçarşı için,
yeni bir yol açılmasının dışında başka bir çözüm yolu yok. Öyle ki Prost da bir
yandan Divanyolu’nu genişletiyor,
diğer yandan Eminönü ve Beyazıt arasında başka bir yol açmaya çalışıyor. Bugün
bu noktada halen trafik sıkıntısı yaşanıyor. Sırtında yük taşıyanlara
rastlıyoruz. Eminönü ve Kapalıçarşı arasında bugün de hamallara ihtiyaç
duyuluyor.
Eğer Prost’un planda öngördüğü
düzenlemelerin tümü gerçekleştirilebilseydi neler değişirdi İstanbul için?
Gerçekleştirilseydi
demek, tüm bunların 1950’lerde
yapılmış olacağı anlamına geliyor ki bu durumda uygulandığı tarihte zaten
güncelliğini yitirmiş bir olacaktı. Çünkü bu plan ilk olarak 1935’te ele
alınıyor ve ancak 1950’lerde hayata geçirilebiliyor.
Yine de az çok uygulandı.
Tarlabaşı’nın genişletilmesi,
Edirnekapı ve Topkapı’ya giden yolların açılması… Sonuçta bunların hepsi
Prost’un önerileri. Ama eğer bu planlama çalışması daha uzun sürseydi muhtemelen
dönüştürülürdü diye düşünüyorum.
Prost’un kendisi bu 15 yıl boyunca planı
revize etmiyor mu?
1951 öncesinde sadece Atatürk
Bulvarı, Divanyolu ve Tophane’nin
altından geçen yol düzenleniyor yani Prost İstanbul’da bulunduğu süre zarfında
çalışmaların tümü hayata geçirilmiyor. Dolayısıyla uygulamayı görüp revize etme
şansı olmuyor.