İstanbul nihayet bir kent müzesine kavuşacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tarih Vakfı ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Girişim Grubu’nun işbirliğiyle yapılacak müzenin yeri konusunda üç farklı öneri var.
Tarih Vakfı, Topkapı Sarayı Müzesi’nin dış bahçesindeki Darphane-i Amire binasını önermişti. Büyükşehir ise Sirkeci Garı ile Rami Kışlası’nda iki ayrı müze kurmayı hedefliyor: İstanbul Kent Müzesi, İstanbul Medeniyetler Müzesi. İstanbul 2010 ise Sirkeci Garı’nın müze için en uygun yer olduğunu savunuyor. Büyükşehir, müzenin yerini önümüzdeki hafta kesinleştirecek.
Müzenin yeri üzerine farklı düşünen bu kurumlar şekli ve içeriği üzerine anlaşmış durumda. 10 Ekim 2005’te Kültür Bakanlığı, Büyükşehir ve Tarih Vakfı yöneticilerinin altına imza attığı bir protokolde müze üzerine şu ortak noktaların altı çizilmiş: "Bakanlık, Belediye ve Tarih Vakfı, İstanbul Müzesi’ni, bu şehirde yaşayan 10-12 milyon kişinin, bulundukları kentin tarihini daha yakından ve derinlemesine tanıma ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde, İstanbul’u ziyaret eden milyonlarca yabancı turist için bir oryantasyon merkezi, tüm İstanbulseverler için bir bilimsel araştırma-tartışma platformu, sivil toplum kuruluşlarının İstanbul’a ilişkin çalışmaları bakımından buluşma yeri, kısaca bir iletişim, üretim ve eğitim merkezi olarak değerlendirmektedir."
Bu protokolde, müzenin yeri olarak Darphane-i Amire binası belirlenmişti. Osmanlı döneminde paraların basıldığı yer olan Darphane’deki makine ve teçhizatın olduğu gibi korunarak, yapı topluluğunun bir kısmının, Arkeoloji Müzesi ve bakanlıklardan gelecek sikkelerle zenginleştirilerek bir müzeye dönüştürülmesi hedefleniyordu.
Yepyeni Bir Müzecilik
İstanbul Müzesi, objelerin vitrinlerde sergilendiği, ziyaretçilerin önünden geçtiği, mesai saatleriyle sınırlı müzecilik anlayışından uzak, dünyada son 20 yılda ortaya çıkan çağdaş yaklaşımla kurulacak. Tarih Vakfı Başkanı Halim Bulutoğlu, yeni müzenin çerçevesini şöyle çiziyor: "İstanbul’un Kentsel Gelişmesi, İstanbul’da Özel Yaşam, İstanbul’da Kamusal Yaşam, Çocukların İstanbul’u ana bölümleriyle birlikte Darphane-i Amire Müzesi, müzik seksiyonu gibi özel uzmanlık bölümlerinden, geçici sergi, eğitim-üretim mekanlarından oluşacak."
2010 Yürütme Kurulu Başkanı Nuri Çolakoğlu ise Sirkeci Garı’nın yeni müze için en uygun yer olduğu görüşünde. Çünkü, Marmaray’dan sonra tren hattının başlangıç istasyonu Kazlıçeşme’ye taşınacak. Tarihi Yarımada içindeki raylar sökülecek. Böylece, 1872’de parçalanarak, denizle, kıyıdaki yapı topluluğuyla bağı koparılan Topkapı Sarayı yeniden birleştirilecek. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Marmara kıyısındaki semtleri ve havaalanını Eminönü’ne bağlayan Sahil Yolu’nun yeraltına çekileceğini ve böylece sarayın denize kadar ineceğini açıklamıştı. Kültür Bakanlığı’nın geçen ay içinde bu projeye verdiği destekten sonra Sirkeci Garı’nın akıbeti üzerine çeşitli fikirler ortaya atıldı.
Müzenin boşaltılacak gar binasında kurulması önerisi de işte o günlerde ortaya çıktı. Nuri Çolakoğlu, "Garın Topkapı Sarayı’nı da bünyesine alan Sur-u Sultani’yle bitişik olması büyük bir avantaj" diyor.
Şehirde Zaman Tüneli
Çolakoğlu başkanlığındaki İstanbul 2010’un hazırladığı taslak projeye göre İstanbul Müzesi, gar binasının bulunduğu yerden başlayıp eski peron yapıları, tamir ve bakım atölyeleri, şu anda bir şahsa ait benzin istasyonu, idare binası ve trenlerin feribot iskelesine kadar uzanacak. Peronlardaki raylar sökülmeyecek, üzeri camla kaplanarak bir meydana dönüştürülecek. Peron dışında kalan ray hatlarından biri korunacak. Bu hatta çalışacak buharlı tren, İstanbul Müzesi’ni Topkapı Sarayı, İncili Köşk, Yeraltı Kilisesi ve Çatladıkapı’daki Bukaleon olarak adlandırılan Bizans Yazlık Sarayı’na bağlayacak.
Büyükşehir Belediye Bakanı Kadir Topbaş da Nuri Çolakoğlu’nun projesine yakın duruyor. Ama Topbaş’ın planında İstanbul Medeniyetler Müzesi ile İstanbul Kent Müzesi başlığı altında iki ayrı müze yer alıyor. Sirkeci’nin Marmaray’ın tamamen bitmesinden sonra boşaltılacağını söyleyen Topbaş, Kent Müzesi’nin 2010’a hazır olması için şimdiden çalışmaya başlanması gerektiğini savunarak, "Bunun için alternatif olarak Rami Kışlası’nı düşünüyoruz. Sirkeci, boşaltıldığında ise orada bir İstanbul Medeniyetler Müzesi kuracağız" diyor.
Topbaş, kent müzesinin bugüne kadar kurulamamasının büyük eksiklik olduğunu söylüyor: "İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olacağı 2010’u kent müzesiz karşılamak, Türkiye için tam bir skandala dönüşür. O yıl İstanbul’u ziyaret edecek milyonlarca misafir, öncelikle kentin geçmişten günümüze serüvenini merak edecek. Kadınlar eskiden bu şehirde nasıl yaşardı, işçilerin sosyal hayatı nasıldı, çocuklar hangi oyuncaklarla oynarlardı, İstanbullu nasıl eğlenir, hangi müzik aletlerinden, ne tür müzik dinlerlerdi, gibi sorulara da cevap verecek geniş kapsamlı bir müzeden söz ediyoruz. 2010’a varmadan açmayı hedefliyoruz."
Vakıf da müze bünyesinde Müzik Galerisi ve Çocukların İstanbul’u adlı iki bölüm tasarlamış. Bu arada, Kültür Bakanlığı, Üsküdar’daki eski Tekel binalarında İstanbul Müzik Müzesi’ni kurma hazırlığında. Kent Müzesi bünyesinde yer alacak müzik seksiyonunda ise, Bizans ve Osmanlı döneminde kullanılan müzik aletleri sergilenecek. Bizans ve Osmanlı müzik eserlerinin seslendirildiği CD’ler ziyaretçilere sunulacak, müzenin ortasındaki salonda klasik müzik konserleri yapılacak. Çocuk Müzesi’nde, başta Eyüp oyuncakları olmak üzere, İstanbul çocuklarının eski Roma’dan günümüze kadar, tarih boyunca oynadıkları, rüyalarını süsleyen oyuncaklar sergilenecek. Benzerleri üretilen bu oyuncaklar da satışa sunulacak. Karagöz, ibiş, ortaoyunu gibi sahne ve perde sanatlarından örnekler İngilizce ve Türkçe sahnelenecek. İstanbul Müzesi’nin bu bölümü, aktif, şen şakrak, deli dolu bir yer olacak.
Büyükşehir kuracak, Tarih Vakfı işletecek
Kadir Topbaş, İstanbul Müzesi’ni kurma şerefinin İstanbul’un sahibi olan belediyeye ait olması gerektiğini savunuyor. Topbaş, Büyükşehir’in müzeyi kuracak olanaklara sahip olduğunu belirterek Tarih Vakfı’nın da bir rol üstleneceğini vurguluyor. Ama iş müzeyi kurmakla bitmiyor. Yeni müzecilik anlayışıyla, müze işletmesinin ehil ellere teslim edilmesi çok önemli. İstanbul Müzesi, Feshane girişiminde olduğu gibi, binbir emek ve zahmet vererek açılıp bir müddet sonra kapanan bir müze olmamalı. 2005’te Bakanlık, Büyükşehir ve Vakıf yöneticilerinin imzaladığı protokole göre, İstanbul Müzesi’ni Tarih Vakfı işletecek. Vakıf, özel sektör kuruluşlarının ve belli başlı bankaların projeye sponsor olması için girişimde bulunacak, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Milli Piyango İdaresi, Odalar ve Borsalar Birliği ile UNESCO, Dünya Anıtlar Fonu, ICOMOS, ICOM, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi gibi kuruluşların fonlarından yararlanmak için gerekli projeleri ve başvuruları yapacak.