Bolu-İstanbul yolunun bu kadar geniş, bu kadar boş olduğunu bilmezdim. Yolun iki yanında yükselen gökdelenvari sitelere baktıkça şaşırmamak elde değil. Köyler kasaba, kasabalar kent. Abdüllatif Şener haklı; 5 yıla kalmaz, köy nüfusu yüzde 20, kent nüfusu ise yüzde 80 olur. Beş yılı az görmeyin, kent görünümlü kasabaları yaratmak için çok bile uzun bir zaman.
Kat Mülkiyeti Kanunu TBMM'den bir geçtikten sonra, süre daha da kısalacak. Çünkü, kanun taslağındaki 25 maddelik değişiklikle ''Mortgage'' in önündeki birkaç engel de temizlenmiş olacak ve... Yapı kullanma izin belgesi alınmış ve tamamlanmış katla,r 1 yıl içinde kat mülkiyetine geçecek.
Nasıl mı? Eğer taslak bugünkü haliyle yasalaşırsa...
* Bugüne kadar kat mülkiyetine geçmemiş binalar iki yıl içinde zorunlu olarak kat mülkiyetine geçecek. Bu durumda olanlara 'faiz affı' getirilecek.
* İçinde oturulduğu halde kat mülkiyeti bulunmayan binaların vergi ve harçları, bir defaya mahsus faizsiz ve cezasız olarak alınacak.
* Binaların kat mülkiyetine geçişini engelleyenler cezalandırılacak.
* Daha önce kat irtifakı alınmış binalarda, yönetim planı olmasa dahi kat mülkiyeti kurulabilmesine imkân tanınacak.
* Arsa payları, binadaki dairenin değerine göre belirlenecek. Bunu da eskiden noter yaparken, bundan sonra projenin mimarı yapacak.
* Binaların taşıyıcı kolon ve kirişleri, binanın ortak yerlerinden sayılacak. Herkes istediği gibi kolon ve kirişleri yıkıp yapamayacak.
* Bir daire içinde kolon, kiriş gibi binanın bağımsız bölümlerinden birinde yapılması gereken çalışmalar, gerekirse bir başka dairede de sürdürülebilecek.
Hani devlet zoruyla adam olmak denir ya!.. Mortgage sisteminin yaptığı da bu.
Ceza sistemi nasıl işler bilinmez ama... Mortgage sisteminden bankaların yanı sıra devletin de iyi gelir elde edeceği kesin!.. Bunun somut kanıtlarından biri de Mortgage'in getirdiği kat mülkiyeti edinme zorunluluğu. Aksi takdirde bankadan kredi almak mümkün değil.
Türkiye'de kaç konutun mülkiyeti var dersiniz? Gazetelere yansıyan haberlere bakılırsa her 100 konuttan ancak 20'si kat mülkiyetine sahip. Geri kalan 100 konuttan 80'inin elinde ise sadece arsa tapusu var. Çünkü 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre tek parselde kat mülkiyeti edinmek mümkündü.
Toplu konut yaşamının sosyal bir zorunluluk haline geldiği günümüz için aynı şeyi söylemek tabii ki mümkün değil. Özellikle de devletin mülkiyeti kayıt altına almakta zorlandığı bizim gibi bir ülkede.
Afişlerdeki ''kira öder gibi ev'' sahipliği; bugünlerde herkesin rüyasının böyle olumlu bir yanı da var.
Öte yandan ipotekle ev sahipliği olarak tanımladığımız ''Mortgage'' aslında: IMF'yle yaptığımız stand- by'daki mali reformun günlük yaşamdaki doğal sonuçlarından biri. Özellikle de piyasaların yeni kaynak gereksinimi içinde olduğu şu sırada.
Vatandaş ''Kira öder gibi ev sahibi olayım'' derken hem sürekli ve uzun bir zaman diliminde piyasalara fon yaratacak.. hem de henüz sahip olmadığı konutun sigortasını üstlenerek sigorta sektörünün ürünlerinin sürekli tüketicisi haline gelmekte.
Kaldı ki, sosyal güvenlik reformunun amaçlarından biri de özel sağlık sigortacılığına piyasa açmak olduğuna göre.. Mortgage sırasında yaşam sigortasının şart koşulmasına şaşmamak gerek.
Daha önce de söylediğim gibi bireyin sorumluluğu aylık taksitleri ödemekle de bitmemekte! Birey, taksitlerin zamanında ödenememesi ve birikmesi riskini yüklenirken konutun geleceğiyle ilgili riskleri de yüklenmekle zorunlu tutulmaktadır.
Mortgage yoluyla ev sahibi olmak tabii ki mümkün. İş ki sistemi finanse edecek gelire sahip olun. Yoksa, ev sahibi olayım derken, borç batağına düşmek de var!