Lizbon'u Severiz; Lizbonluları da Severiz; Tarihlerine Sahip Çıkan Lizbonluları Daha Çok Severiz!
Portekiz hükümeti kentin tarihi semtlerinden biri olan Baixa’ya modern bir yapı yapmaya karar verir vermez, Lizbon'da ortalık karıştı.
1755 yılında meydana gelen deprem ve tsunaminin ardından Pombal Markizi tarafından Baixa bölgesi tümüyle yeniden inşa edildi. Pombaline Barok’u denen bir biçemin belirginleştiği bölgenin mimari yapılanması, yalnızca Portekiz’de değil, Sidney ve Rio de Janeiro gibi kolonileri de etkiledi. Bir gride göre düzenlenmiş olan sokaklar, meydana açılıyor ve deniz kıyısında basitliği ve bütünselliği ile hayranlık uyandırıyordu.
Buna rağmen, Lizbon tarihsel bir merkezin eksikliğini çekmiyor değil. Baixa bölgesi bugün tamamen Pombalina tarafından tasarlandığı gibi korunmuş durumda. Ancak bu bölgede de 18. yüzyıldan daha eski yapılar bulunmuyor. Tam da Lizbon Belediyesi’nin Dünya Mirası listesine girmek için başvurduğu bir dönemde kuşaklardır değişmemiş kıyı panaromasını tümden değiştirecek olmasından endişe ediliyor.
Tarihsizlik, tarihe kıskançlıkla sahip çıkmaya yol açmış durumda. Ne güzel! Ancak...
Avrupa Denizcilik Kurumu ile uyuşturucu kullanımına karşı bir Rehabilitasyon Merkezi’nin, Baiza’nın merkez meydanının çok yakınına inşa edilmesi planlanıyor. Bairro Alto bölgesinde yakın zamanda Siza Viera tarafından yapılmış olan yapı, yenileri için yolu da hazırlamış durumda.
Tarihi merkeze Lizbonluların sahip çıkması çok önemli! Ancak sahip çıkmak yalnızca ve yalnızca hiç dokunmamaktan geçmese gerek.
Hele ki tüm bir semt düşünüldüğünde, kentin 18. yüzyıl sonrasında Pombalina’dan bağımsız bir yaşam sürmüş olduğu bir gerçek.
Kentin tarihsel dokusunu dondurulmuş bir resim karesi gibi korumak, onun üç yüz yıla yaklaşan hayatını göz ardı etmek olabilir. Müzelerde itinayla korunan bir çok parçanın toplumsal yaşamdan ve kentlilerden ne kadar uzak olduğunu düşünmemek elde mi?
Ancak yine de,her müdahalenin pür dikkat yapılması gerekiyor. Yoksa, kentsel yaşantıyla iç içe geçmiş tarihsel bir kent merkezi kurmaya çalışırken kıyı şeridinin tümden kişiliksizleşmesi işten bile olmayacaktır.
Tam da bu yüzden, kentlerine sahip çıkan Lizbonlulara İstanbul’dan selamlar!