Deutsche Bank Uluslararası Forumu Alfred Herrhausen Topluluğu ile London
School of Economics tarafından düzenlenen Urban Age İstanbul Konferansı Esma
Sultan Yalısı’nda gerçekleştirildi. Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı Kemal
Derviş, Alman Deutsche Bank Yönetim Kurulu Başkanı Josef Ackermann, Washington
eski Belediye Başkanı Antony Williams, London School of Economics and Political
Scince Rektörü Howard Davies gibi isimlerin yanı sıra çok sayıda akademisyenin
de katıldığı konferansta, global ekonomik krizin dünya kentlerine etkisi,
kentsel süreklilik, iklim değişikliğinin kent hayatına yansıması ve topluma uyum
sağlayan çevre yaratmada kentsel tasarımın rolü gibi temel konular ele
alındı.
Yerel yönetimleri, siyasetçileri ve akademisyenleri bir araya
getiren Urban Age İstanbul Konferansı, dünyanın en önemli tarihi kentsel
merkezlerinden biri olan İstanbul’da yaşanan en son gelişme eğilimlerini ele
aldı. Konferansta, dünya kentlerinin konut, ulaşım, sağlık, eğitim, alt yapı ve
ekoloji konularında karşılaştığı ve karşılaşma riski taşıyacağı sorunlar mercek
altına alındı.
Konferansın açılışını Deutsche Bank Yönetim Kurulu Başkanı ve
Alfred Herrhausen Topluluğu Mütevelli Heyeti Başkanı Josef Ackermann yaptı.
Konuşmasına "Bu salonda İstanbul’un görkemli geçmişinin, heyecan verici
bugününün ve ipuçlarını görebildiğimiz geleceğinin birlikte yarattığı büyüleyici
ortamı hissedebiliyoruz. Etrafımızda bir Barok cami, bir sinagog ve bir kilise
var. Eski tarihi kenti ve Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan modern bir
köprüyü bir arada görüyoruz" sözleriyle başlayan Ackermann, Urban Age
şehirlerinin en eskisi İstanbul’un Londra ile birlikte Avrupa’daki tek megakent
olduğunu belirtti.
"Kentler, küreselleşmenin sıradan kent sakinlerince her gün
yaşanabildiği yerlerdir" diyen Ackermann sözlerine şöyle devam etti: "Kentlerde
dünyanın bütün sorunları tek bir alanda toplanmıştır. Kentlerimizde birinci,
ikinci ve üçüncü dünyayı bir arada görürüz. Kentler başarılı olmadan onların
içinde bulunduğu ülke başarılı olamaz. Kentlerin büyümesi 21. yüzyılda da
elbette devam edecektir. Bu yüzyılın sonlarına doğru dünyadaki insanların %75’i
kentlerde yaşıyor olacak. Dolayısıyla şu hayati sorulara cevap bulmamız
gerekiyor: Ne tür kentlerde yaşamak istiyoruz; nasıl ve nerede yaşamak
istiyoruz?"
Konferansta yaptığı açılış konuşmasında Urban Age Direktörü
Ricky Burdett, "Urban Age İstanbul Konferansı, İstanbul’un eşsiz ve merak
uyandıran doğasını sunmakta ve yeni geliştirilen kentsel temaları daha çok açığa
çıkarmaktadır" dedi.
Alfred Herrhausen Society
Yöneticisi Wolfgang Nowak ise, Urban Age projesini LSE ve Deutche Bank Alfred
Herrhausen Topluluğu’nun organize etmesiyle kentlerin sosyal, politik ve
çevresel mekanizmalarının daha iyi çalışmasını sağlayacak ortak bir dil
yaratmayı amaçladıklarını belirtti. Nowak, "İstanbul konferansının amacı,
gelecek için nasıl daha eşit şehirler yaratabileceğimizi daha iyi anlamak için
dünya çapındaki kentsel deneyimlerin bir araya getirilmesidir" açıklaması ile
Urban Age İstanbul Konferansı’nın amacının da altını çizdi.
Kemal Derviş: Eşi benzeri görülmemiş
dönem
Konferansta konuşan Brookings Institution Küresel Ekonomi ve
Gelişim Programı Başkan Yardımcısı ve Direktörü Kemal Derviş, dünyada yaşanan
ekonomik krizin uzun dönemde ekonomik büyümeyi çok yavaşlatacağını düşünmediğini
açıkladı. Derviş, modern ekonomik büyümenin aslında çok yeni bir kavram olduğunu
söyledi. Dünyada artan kentleşmeyi, kent liderlerinin düşünce şeklini ve
sürdürülebilir kent gelişimi pratiklerini etkinlikler ve araştırmalar
aracılığıyla ilişkilendiren Urban Age’in İstanbul Konferansı’nda Derviş, krize
ilişkin değerlendirmeler de yaptı.
Ekonomistlerin önümüzdeki 10-12 aya ilişkin bile öngörüde
bulunmak istemediklerine dikkat çeken Derviş, şu anda tarihte eşi benzeri
görülmemiş bir dönemden geçildiğini kaydetti. "Krizin, uzun dönemde ekonomik
büyümeyi çok yavaşlatacağını düşünmüyorum" diyen Derviş, şunları söyledi: "Ölçek
ve yoğunlaşmış ekonominin, kentsel gelişmenin DNA’sı olduğunu düşünüyorum. 20
yıl sonra modern ekonomik büyümenin sonuçlarını çok daha iyi
göreceğiz."
"Bizi yavaşlatan tek şey var; o da iklim değişikliği" diyen
Kemal Derviş, "Ben arz tarafında ekonomik büyümeyi sınırlandıracak, kentsel
büyümeyi zorlayacak en önemli unsurun iklim değişikliği olacağını düşünüyorum"
dedi. Gelişmiş ekonomilerin yüzde 2 ortalama hızla büyüdüklerine, Çin ve
Hindistan’daki büyüme tahminlerinin ise yüzde 7.5 civarında olduğuna dikkati
çeken Derviş, 2010’da Çin ve Hindistan’ın dünya ekonomisinin yüzde 12’sini
temsil etmesiyle "inanılmaz bir dönüşümün" görüleceğini, 2030’da ise dünya
ekonomisinin dörtte birini bu ülkelerin oluşturacağını vurguladı.
Kentsel büyüme ivmesi
Dünyadaki ekonomik büyümenin kentsel büyümeyle birlikte bir ivme
yakaladığını dile getiren Derviş, bu monuda 'yakınlaşma' ve
'ayrışma' kavramlarının önem kazandığını ifade etti. Kemal Derviş, kentleşmenin
bir 'yakınlaşma mı yoksa bir ayrışma mı' yarattığının tartışma konusu olduğunu,
duruma göre yakınlaşma da ayrışma da olabildiğini kaydetti. Nüfusa orantılı
eşitsizlik endeksine de dikkat çeken Derviş, Çin ve Hindistan hariç eşitsizlik
endeksinin arttığını, iki ülke dahil edildiğinde ise bu endeksin azaldığını,
dolayısıyla bu durumda bir yakınlaşma söz konusu olduğunu söyledi. Dünya tek bir
ülke olarak ele alındığında eşitsizlik endeksinin bir miktar arttığını belirten
Derviş, gelişmekte olan ülkelerin katkısından dolayı bunun hızının azaldığını
ifade etti.
Dünyanın en çok üreten metropol şehri
İstanbul
Konferansta ayrıca Londra merkezli London School of Economics'in
Urban Age ek araştırması da açıklandı. Yaptığı sunumda İstanbul ile dünyanın
önemli metropollerini karşılaştıran London School of Economics öğretim görevlisi
Ricky Burdett, araştırmalarda İstanbul'un dünyanın diğer metropollerine oranla
daha güvenli olduğunu söyledi. İstanbul'u New York, Şanghay, Londra, Meksika;
Johannesburg, Berlin ve Bombay gibi şehirlerle karşılaştırmasını yapan Burgett,
"İstanbul'un trafiğinden şikayet eden Bombay'a gitsin de görsün"
dedi.
Araştırmalarda dünyada İstanbul'un Şanghay'ın ardından en fazla
büyüyen ikinci şehir olduğunu belirten Ricky Burgett, "Türkiye'nin nüfusunun
yüzde 17'si İstanbul'da. İstanbul'un ekonomiye katkısı ise bu nüfus oranından
daha fazla... İstanbul dünyadaki büyük şehirler arasında en çok üreten şehir
olarak ön plana çıkıyor" dedi.
İstanbul'da suç oranlarının bir çok metropol şehre oranla düşük
olduğuna dikkat çeken Burgett, suçun en fazla olduğu şehirlerin başında ise
Güney Afrika'nın Johannesburg ve Brezilya'nın Sao Paolo şehirleri olduğunu
söyledi.
İlginç istatistikleri veren Burgett, Sao Paolo'da günde 900
otomobilin satıldığını, buna karşın İstanbul'da kişi başına düşen araç sayısının
Berlin'de kişi başına düşen araç sayısının ancak yarısına tekabül ettiğini
anlattı.
Çok sayıda uzmanın katıldığı Urban Age İstanbul Konferansı’nda
ayrıca, dünyaca ünlü Mimar Richard Rogers, New York Ulaşım Müdürü Janette
Sadik-Khan ve Columbia Üniversitesi’nden küresel şehirler konusunda uzman Saskia
Sassen’in yanı sıra Türkiye’nin en tanınmış planlama tarihçisi İlhan Tekeli ile
İstanbul’un önde gelen mimar ve tasarımcılarından İhsan Bilgin ve Korhan Gümüş
de sunum yaptı. Washington DC, Sao Paulo, Barselona ve Bogota’nın belediye
başkanları ve yönetim liderleri; Londra, Rotterdam, Lahey, Yeni Delhi,
Philadelphia, Berlin, Beyrut ve Meksika’dan politikacı ve mimarlar bir araya
geldi.