İstanbul Depreminde Neler Olacak?



Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, özellikle 17 Ağustos Gölcük depreminin ardından Türkiye’nin en önemli kurumlarından biri haline geldi. Milliyet'ten Mert İnan'ın haberine göre, Enstitü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik ile Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat’ın yoğun mesai harcadığı proje ve çalışmalar aralıksız devam ediyor.

‘En riskli Türkiye’

İkili, son olarak AB’ye üye ülkelerin sismik araştırma merkezleri tarafından hazırlanan deprem risk haritası üzerinden Türkiye’yi bekleyen büyük tehlikeyi yorumladı. Haritada İtalya, Yunanistan ve Türkiye’nin içinde yer aldığı Akdeniz kuşağı deprem açısından en riskli bölgeler olarak kırmızı ve mor renklerle dikkatleri çekerken, bu üç ülke arasında deprem açısından en riskli bölgenin Türkiye olduğu tespit edildi. Dr. Kalafat, deprem risk haritasının Kandilli Rasathanesi’nin de içinde olduğu bir AB çalışması olduğunu, söz konusu harita ile üye ülkeler arasında deprem riski en yüksek alanların belirlendiğini söyledi.

‘250 yıllık zaman doldu’

İsviçre Sismoloji Bölümü tarafından basılan çalışma üzerinden Türkiye’deki durumu değerlendiren Erdik ve Kalafat, 17 Ağustos’un yıldönümünde gelinen son noktayı değerlendirdi.

Dr. Doğan Kalafat: “Marmara’da iki ana fay bulunuyor. Birincisi İzmit Körfezi’nden Adalar’ın güneyinden Saros’a uzanan hat, diğer kol ise İznik gölünün güneyinden, gemlik Körfezi’ne doğru uzanan ve buradan güneybatı yönüne giden fay hattı. İstanbul için olası büyük deprem riskini son olarak 1766’da kırılan kuzeydeki fay oluşturuyor. Üç parçalı bu fay tek bir parça olarak kırıldığı takdirde 7.6 büyüklüğünde deprem üretir. 2050’ye kadar fayın kırılma riski yüzde 50, bu tarihten sonra ise yüzde 75 oranında. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda büyük bir depremin olduğu kaynağın bir daha yeniden kırılması için 200-250 yıl geçmesi gerekiyor. Bu süre Doğu Anadolu Fay hattı için 500-600 yıl arasında değişiyor. Erzincan’ın doğusu ile Marmara’daki faylar 200 yıllık zamanlarını doldurdu. Ancak istatistikler ile deprem olma zamanını ayrı tutmamız gerekiyor.”

‘Yaklaşık 1 dakika sürecek’

“Hesaplamalara göre Marmara’da oluşacak ve İstanbul’u etkileyecek 7.2 büyüklüğünde bir deprem yaklaşık 1 dakika sürecek. Bu büyüklük ve zamandaki bir depremde 30 bine yakın binanın ağır hasar alması yani çökmesi tahmin ediliyor. Kent merkezinden fay hattına en yakın nokta 8-9 km mesafede bulunuyor. İstanbul’da 1.1 milyon yapı stoğu (bina) olduğu biliniyor.

Geçmiş depremlerde yapılan istatistiki çalışmalar sonucunda ağır hasarlı bir binadan ortalama 1 can kaybı 4 yaralı çıkartılıyor. İstatistiki verilere baktığımızda 7.2’lik olası bir depremde kentteki binaların yüzde 3’ünde çökme tehlikesi bulunuyor. Bu oransal değerlerin geçmiş yıllardaki istatiki verilerin sonucu olduğunu ifade etmek isterim.”

‘Her 2 yılda bir deprem’

“Türkiye’nin neresinde olursa olsun her 2 günde bir 4 büyüklüğünde deprem oluyor. Yılda ortalama 16 bin deprem kaydediliyor. Japonya’daki rakam 160 bin deprem. Türkiye’de ortalama her iki yılda bir 6 büyüklüğünde deprem yaşanıyor. Bazı yerlerde 50 yılda bir, bazı yerlerde 10 bin yılda bir olsa da 6 ve üzeri depremler 2 yılda bir görülüyor.”

‘128 kanallı izleme sistemi’

Prof. Dr. Mustafa Erdik: “Marmaray’da 128 kanallı deprem izleme sistemi kurduk. 24 saat boyunca Marmaray’daki titreşim ve depreme bağlı olası kaymaları takip ediyoruz. Marmaray, 7.5 büyüklüğündeki depreme dayanacak şekilde inşa edildi. Büyük bir deprem de belli noktalarda oturmalar olsa da yapının zarar göreceğini düşünmüyoruz. Deprem anında trenin raydan çıkma riskine karşı erken uyarı sistemini hayata geçirdik.

Deprem olursa sistem ortalama 7 saniye önceden sinyal vererek treni durduracak. Sinyali alacağımız noktalar Saros-Gölcük arasında olacak. Ancak erken uyarı sistemi anlık olarak sinyal vereceği için 10-12 saniyelik zamanda hareket halindeki tren durarak raydan çıkmasının önüne geçilecek.”

‘Bire bir simülasyon’

“İstanbul’da olası deprem ve tsunami zararlarının azaltılmasına yönelik olarak Japonlarla birlikte ‘Marmara Bölgesi Deprem ve Tsunami Zararlarının Azaltılması ve eğitim’ projesinin çalışmalarına başlamış durumdayız. Proje kapsamında olası 7 ve üzerindeki depremin simülasyon görüntüleri hazırlanıyor. Japonya için hazırlanan uygulamanın bir benzeri İstanbul’a uyarlanacak. Böylelikle proje kapsamında hazırlanacak modellemeler ve simülasyonlar sayesinde deprem anında İstanbul’da neler yaşanacağı gerçeğe en yakın şekliyle gösterilecek. Binaların yıkılma, insanların kaçış anları gerçeğin bire bire kopyası olarak hazılanacak. Çöken binalar, çatlayan yollar, sallanma ve yıkım anlarının da detaylarıyla yer alacağı görüntüler internet üzerinden halkın bilgisine sunulacak.”

‘Üst geçitler yıkılabilir’

Kalafat: “Boğaz köprülerinde depreme bağlı risk bulunmuyor. Barajlarda da sıkıntılı bir durum yok. Son 50 yıllık depremlerde sadece Sürgü Barajı küçük çaplı hasar gördü. İstanbul’da büyük depremde sadece Alibeyköy Barajı’nda küçük çaplı hasar oluşabilir ancak Alibeyköy Barajı da atıl durumda. İstanbul’da riskli semtler yerine riskli yapılar olarak değerlendirme yapmak daha doğru olur. Semtlerin nerede olduğu değil binaların durumu önemli. Yaya üst geçitleri de depremde zarar görecek riskli yapılar arasında.”

Tekirdağ’da eksik var

D.K.: “Marmara depremi denince sadece İstanbul konuşuluyor. Olası büyük depremden en çok etkilenecek yerlerden biri de Silivri ve Tekirdağ. Maalesef Tekirdağ’ın deprem konusunda çok fazla eksiği bulunuyor. Bu kentle ilgili özel olarak ilgileniyorum ancak yapılması gereken çok iş var. 7.2 veya 7.6 büyüklüğündeki bir deprem şu an itibarıyla Tekirdağ’da üzücü sonuçlar doğurur. Kent için acil önlemler paketi hayata geçirilmeli.”

‘En büyük risk Fatih Camii’nde’

D.K.: “Ayasofya, Süleymaniye, Sultanahmet, Topkapı Sarayı gibi tarihi yapıların depremde hasar görme riski bulunsa da yıkılmaları söz konusu değil. En riskli yapı Fatih Camii. Çünkü zemininin konumu olarak deprem hareketlerini büyüten bir durumda. Fatih’in yaptırdığı cami 1766’daki büyük depremde yıkıldı ve yeniden yapıldı. Olası büyük depremde risk taşıyor.”

‘Şebekeleri depreme dayanaksız’

M.E.: “İstanbul’un depremde en zayıf karnı elektrik şebekeleri ve trafolar. Trafo merkezlerinin çoğu depreme dayanaklı değil. Depremde elektrik sıkınısı çekileceğini söylememiz gerekir. Elektrik şebekelerinin bir an önce depreme karşı elden geçirilmesi gerekir.”

‘Hızlı tren’e uyarı sistemi

M.E.: “İstanbul-Ankara hızlı tren projesi için de tıpkı Marmaray’da olduğu gibi deprem erken uyarı sistemi kurmaya çalışıyoruz. Hızlı tren hattındaki uyarı sistemi çok kapsamlı şekilde olacak. Deprem anında erken uyarı devreye girecek ve hareket halindeki tren durdurulacak. Projenin toplam maliyeti 1 milyon dolar civarında olabilir. Viyadükler, İzmit Geçiş Köprüsü, 3. köprü, Marmaray, metrolar, yapımı düşünülen Akkuyu Nükleer Santrali ile stratejik yapılar depremde hasar görmeyecek.”