Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı odalar, 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nın iptali için İstanbul İdare Mahkemesi'ne başvurdu. Odalar, planın rant ve pazarlama öncelikli bir anlayışın ürünü olduğuna dikkat çekerek, yasal açıdan da yok hükmünde olduğunu vurguladılar.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) şirketlerinden BİMTAŞ A.Ş. bünyesinde oluşturulan İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi (İMP) tarafından hazırlanan 1/100.000 ölçekli plan, büyükşehir belediye meclisinde 14.07.2006 tarihinde oybirliği ile kabul edilmesinin ardından 22.08.2006'da Kadir Topbaş tarafından onaylandı ve 28.08.2006'da askıya çıkarıldı. Plana yasal süreç içinde İBB nezdinde itiraz edildi. İtiraz dilekçelerinin 60 gün içinde yanıtlanmayarak zımnen reddedilmesi üzerine planın iptali için dün yargıya başvuruldu.
Çevre Mühendisleri, Elektrik Mühendisleri, Harita ve Kadastro Mühendisleri, İnşaat Mühendisleri, Mimarlar, Peyzaj Mimarları, Şehir Plancıları ve Ziraat Mühendisleri Odaları İstanbul şubelerince açılan ortak davanın dilekçesinde planın hazırlanma sürecinde kendilerinin hiçbir şekilde görüşlerine başvurulmadığı belirtildi.
"Katılımcılık ve şeffaflık maskesi" ile pazarlanmaya çalışılan çevre düzeni planının teknik açıdan yetersiz olduğuna dikkat çekilen dilekçede, "Çevre Düzen Planı, planlama ciddiyeti ile hiç bağdaşmayan, ciddi sakıncalar içeren, kente insan öncelikli değil rant ve pazarlama öncelikli bakan bir yaklaşımın ürünüdür. Uygulanması halinde İstanbul'un sorunlarını çözmek bir yana gelişimini bugünkünden daha tehlikeli boyutlara sürükleyecek, kentin tarihi ve doğal değerlerinde geri dönülmaz tahribatlar yaratacaktır " denildi.
Dilekçede, plan yapma yetkisi bulunmayan İMP tarafından hazırlanan bu planın "yok hükmünde" olduğuna vurgu yapıldı. Özellikle Haydarpaşa-Zeytinburnu kıyı ve liman alanlarında, Küçükçekmece ve Kartal'da, bir üst plana dayanmaksızın gündeme getirilmiş olan birçok sakıncalı kentsel dönüşüm projeleri ve yatırım kararlarının plana aynen işlenmesi eleştirilen dilekçede şu ifadeler yer aldı:
"Bu ve benzeri durumlar, planın bu tür projeleri yasallaştırmanın bir aracı gibi algılandığı ve ona göre hazırlandığı konusundaki düşüncelerimizi güçlendirmektedir."