İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın (İKSV) ilkini 2012’de yapmayı planladığı Uluslararası İstanbul Tasarım Bienali’nin ilk etkinliği Uluslararası İstanbul Tasarım Sempozyumu Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleşti. Ulusal ve uluslararası her alandan tasarımcıları buluşturan sempozyuma Emre Arolat, Deyan Sudjik, Bahar Korçan, Uğur Tanyeli, John Heskett gibi isimler katıldı. Tasarımı anlamak, anlatmak ve bu konudaki farklı tartışma noktalarını İstanbul’un kültür ve sanat yaşamının gündemine getirmek hedefiyle yola çıkan Tasarım Bienali’nin Direktörü Özlem Yalım bienali ve satır başlarıyla “Neden Bienal, Neden Tasarım?” sempozyumunu anlattı.
Tasarım Sempozyumu’nun ardından...
İlk gün tasarımın köklerine indik, güncel olmayan genel tartışmalar da oldu. Bunun nedeni belki de Türkiye’de böyle bir ihtiyacın gündeme getirilmemesiydi. İkinci gün ise inovasyon ve teknoloji gibi hızla gelişen konulara el atıldı. Tasarımın pratiğine dair konuşmalar katılımı da beraberinde getirdi. Özetle bu sempozyumla beraber hep birlikte bir düşünce süreci başlatmış olduk.
Neden tasarım?
Çünkü “tasarımsızlık” önemli bir konu... Herkesin dokunduğu şeylerin fark edilmeden tasarlanabileceği kanısındayım. Tasarımı bir vizyon, genel bir konu olarak düşünüyorum. O nedenle farklı tasarım alanlarından farklı konuların bir araya geldiği bir etkinlik planladık. Sokaktaki, kentteki insanın hayatına girebilir ve “Tasarım aslında öyle uçuk, ulaşılmaz, lüks bir şey değilmiş” dedirtebilirsek hedefimize ulaşmış oluruz. Sokaktaki insanın tasarım denince doğru bir fikri olması benim için en önemli hedef.
- Neden bienal?
Sempozyumun ana sorusu ‘farklı disiplinlerle bir araya gelmeye alışkın mıyız?’dı. Yanıtı elbette “hayır” oldu. Bienale de alışkın değiliz, bu kadar farklı disiplinlerin bir arada olmasına, güçlerimizi birleştirmeye de... Daha çok kendi veya mesleğimizin egosuyla hareket etmeyi biliyoruz. Bienallerin ticari fuarlardan farklı olarak genellikle bir şeyleri sorgulatmaya veya arkasında bir felsefe ve söylem yaratmaya yönelik bir etkinlik olduğunu da pek bilmiyoruz.
- Mekân-tema-küratör
Mekân teknik bir sorun. Sempozyumda Defne Koz ‘sokak bienali’ önerisi getirdi. Başka bir İngiliz konuk ise ‘ulaşım bir mecra olarak kullanılabilir mi’ dedi. Üzerine düşünülmesi gereken öneriler. Tema olaraksa tasarım şemsiyesi altında, mimari, iç mimari, grafik, kentsel, moda, yemek tasarımına kadar her şey bulunabilir. Tasarımcılar olarak sanatçılar gibi tek başımıza sorumlu değiliz. Yapacağımız işler, mekânlarımız sanat bienalinden çok farklı olacaktır. Dolayısıyla İstanbul’un kendisi sahip çıkmak durumunda bu bienale.
- 2012’ye kadar yapılacak etkinlikler
Sempozyumu deşifre edip, bir manifestoya ulaşmaya çalışacağız. Ayrıca söyleşilere devam etmek istiyoruz. 2011 yazında uygulayacağımız bir atölyeye hazırlanıyoruz. Tasarım odaklı bir marka üzerine çalışarak bu işin asıl üretimini yapacak olan öğrenci grubuyla işi yürütmek istiyoruz. Bir de üç yayın hazırlamayı planlıyoruz. Bugün Türkiye’de tasarım yayıncılığı alanında çok büyük bir eksik var. Bu yayınların belli konulara referans verebilecek olmasına çabalıyoruz.