İstanbul Bitti, Sıra İzmir'e Geldi!



Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre, Mimarlar Odası Toplantı salonunda gerçekleştirilen basın toplantında kurum temsilcileri sırayla söz alarak yapımı planlanan projelerle ilgili görüşlerini açıkladı. TMMOB İKK Sekreteri Melih Yalçın basın açıklamasının adının "İzmir kamuoyuna zorunlu ve tarihi açıklama" olduğunu belirterek, “Özellikle İstanbul Ankara gibi büyük şehirlerde uygulanan rant politikaları bu kentleri yaşanmaz hale getirmiştir. Yaşanan son sel felaketleri bunun en güzel örnekleridir. Ancak özellikle İstanbul’da ranta çevrilecek alanlar azaldıkça AKP gözünü İzmir’de ranta çevrilecek alanlara dikmiştir. Eğer İzmir'in İstanbul gibi olması istenmiyorsa rant amaçlı bu projelere karşı durmamız gerekiyor" dedi.

Şehir Plancıları Odası İzmir şube Başkanı Özlem Şenyol, 1/100000 Manisa-İzmir Çevre Düzeni Planı'nı anlattı. Planda yapılan projeksiyonlarda 2025 yılına kadarki nüfus artış oranının çok yüksek olduğunu belirten Şenyol, "Bu planın, kapsadığı coğrafyada yer alan çok nitelikli tarım arazileri, zeytinlik alanlar, orman alanları, su havzaları vb korunması gerekli doğal değerlerin yok olmasına sebep olacağı ortadadır" dedi.

Planda makilik, fundalık ve doğal yapısı korunacak alan tanımlarının yapılmadığını aktaran Şenyol, planda noktasal müdahalelerle bazı kişi ve kurumlara rant aktarmaya yönelik spekülatif değişikliklerin yapıldığını tespit ettiklerini kaydetti. Körfez Geçişi projesi ile ilgili TMMOB olarak yaptıkları çalışma ile ilgili de bilgi veren Şenyol, “Çıkan sonuç mevzuata açıkça aykırılıklar içeren, bilimsellikten uzak, gerçekçi olmayan, hem proje bedeli hem de çevresel etkileri bakımından kamu yararının aksine çok büyük kamu zararı oluşturacak, gelecekte telafisi mümkün olmayan bir mega proje olduğu ortaya çıkmaktadır" dedi.

‘Bilime, hukuka, kamu yararına aykırı’

Planla bölgedeki doğal sit alanlarının statüleri değiştirilerek bu alanlarının yapılaşmaya açılmasının hedeflendiğini ifade eden Şenyol, "Yapılan incelemede  belirlenen sit alanlarının sınır ve kategorilerinde endemik, dar yayılışlı ve tehlike altındaki kuş ve bitki türleri ve belirlenmiş, alanda yer alan kıyılarımızda nesli kritik derecede tehlike altında olan Akdeniz foku ve önemli fauna ve floranın yaşam alanları açısından ciddi tehlikelerin oluşabileceği ortaya çıkmıştır. Bu durum; hukuka, mevzuata, bilime, kamu yararına, koruma esaslarına açık bir şekilde aykırıdır" diye konuştu.

Ramsar alanlarını talanın önü açılacak

Projelerin Gediz deltasına ve özellikle kuş türlerine etkileri ile ilgili Doğa derneği adına açıklamalarda bulunan Itri Levent Erkol, Türkiye’deki 13 Ramsar Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası, aynı zamanda doğal ve arkeolojik sit alanı olarak da koruma altında olduğunu ifade etti. Gediz Deltasının barındırdığı türler bakımından önemine dikkat çeken Erkol, Deltanın koruma sınırları çizilirken mevzuatta hiç bir karşılığı bulunmayan bir koruma bölgesinin alanın yarıdan büyük bir kısmını kaplayacak şekilde kararlara işlendiğini, bu durumun yapılan çalışmanın bilimselliğini ve hukuki geçerliliğini ortadan kaldırdığını dile getirdi. Gediz Deltasında yapımı planlanan değişikliklerin ve Körfez Geçişi projesinin uluslararası anlaşmalara aykırı olduğunu dile getiren Erkol, eğer Gediz Deltasında bu proje yapılırsa Ramsar Sözleşmesine göre korunan 19 alanda da benzer tahribatların yaşanmasının önünün açılacağını kaydetti.

‘Büyükşehir belediyesi kararını vermeli’

EGEÇEP Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Ali Osman Karababa da İzmir Körfez Geçişi Projesindeki depremsellik ve fay hatları konusundaki çelişkilere dikkat çektiği konuşmasında, İzmir Büyükşehir belediyesine açık çağrıda bulundu. "Bu projelerini rant odaklı olduğunu hepimiz biliyoruz. İzmir'in ekolojisini alt üst edecek bu projelere karşı İBB bir karar vermek zorunda. AKP'nin rant projelerinin yanında mı olacak, İzmir halkının yanında mı" dedi.

'Hukukla değil siyasetle çözülebilir'

Raporun sonuç kısmını okuyan TMMOB İKKK Sekreteri Melih Yalçın, "1/100000 Çevre Düzen Planındaki tarım alanlarının konut ihtiyacının ötesinde yapılaşmaya açılması ve dolayısıyla aşırı bir nüfus artışı, doğal sit derecelerinde bu alanların yapılaşmaya açılması yönündeki değişiklik kararları, aynı şekilde kuzeyde Gediz Deltasındaki Sulak Alanların sınırlarına ilişkin değişiklik kararları, İzmir'in bu zamana kadar korunmuş ekolojik anlamda hassas korunması gerekli alanların yapılaşmasını daha hızlandıracak son talan projesi olan İzmir Körfez Geçişi (İKG) Projesi ile tüm bu sürecin fiili olarak hayata geçmesinde önemli bir bağlayıcı yol olarak ortaya çıkmaktadır" dedi.

İzmir üzerinde planlanan rant politikalarının en önemli aracının imar planları olduğunu ifade eden Yalçın, bu plan ve Körfez Geçişi Projesine karşı açılan davalara dikkat çekerek, "Ülkede hukukun geldiği yer belli. Bu talan projeleri maalesef hukukla değil siyasetle durdurulabilir" diye konuştu.