“İstanbul Artık Yaşanmaz Hale Geldi...”



Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Prof. Dr. Deniz İncedayı, kentin gittikçe yaşanmaz hale geldiğini dile getirerek kurumlar arası iletişim sorununun bunun en önemli nedeni olduğuna dikkat çekiyor.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Prof. Dr. Deniz İncedayı, “İstanbul, bulunmaz bir hazine. Elimizde eser var kültür var mekan var. Onları dönüştürmek ve hayatımıza olumlu anlamda katmakta ilerleme kaydetmediğimiz gibi geriye gidiyoruz” diyor. Prof. Dr. Afife Batur’dan 12 yıl sonra ilk kez bir kadın, Mimarlar Odası’nın en büyük şubesi olan İstanbul’da başkanlık yapıyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı da olan Prof. Dr. İncedayı, İstanbul’un en önemli sorununun “kontrolsüz ve aceleci bir şekilde bütünsel plana sahip olmadan” büyümesi olduğunu düşünüyor. İncedayı, 1960’lardan itibaren hızlanan göçün yaratığı kaçak yapılaşmanın artık biçim değiştirdiğini vurgulayarak “Son 20-30 yılda kaçak yapılar ticarete, spekülatif bir araca dönüştü. Kent arazilerinin yağmalandığı rant kaynağına dönüştü” diye konuşuyor.

Olumlu bir örnek yok

Kentin en can alıcı noktalarında en önemli kültür varlıklarının üzerinde planlanan kentsel dönüşüm projelerinin yanlış bir şekilde ele alındığını ifade eden İncedayı, “Bu nedenle halk da sivil toplum örgütleri de projelere tepki gösteriyor. Rant yaratma kaygısı ön plana çıktı” diyor. Kentsel dönüşüm projelerinde olumlu bir örnek sergilenemediğini vurgulayan İncedayı şöyle konuşuyor:

“Örneğin Sulukule’de insanları adeta tecrit ederek oradan ayrılmaya zorladılar. Onları standart konutlara yerleştirmek hapishaneye koymak gibiydi. Fener-Balat’ta da Tarlabaşı’nda da Süleymaniye’de de aynısı oluyor. Oraların çağdaş yaşam standartlarına ulaşmaya ihtiyacı var. Ama bu iyileştirmeyi yaparken yöntem çok önemli. İnsanlara ayrımcılık güderek sermayeye öncelik vererek projeler de hazırlayabilirsiniz, oraları kente ve kentliye kazandırma hedefi de belirleyebilirsiniz. İkisi de farklı yaklaşımlar ve mimariye de çok farklı şekilde yansıyor.”

TOKİ kötü bir referans

İncedayı alt gelir gruplarına sosyal konutlar üreten TOKİ’nin kentsel dönüşüm sürecinde rantsal dönüşüme alet edildiğini ve artık çok kötü bir referensa sahip olduğunu belirtiyor. TOKİ’nin Ataköy’de olduğu gibi dilediği yere tabela koyup konut alanları üretebildiğini dile getiren İncedayı “Bunu yaparken yeşil alanlara, su havzalarına, kültür değerlerine zarar verebiliyor. TOKİ’nun uygulamaları şu an çok eleştiriliyor. Projeleri, birçok alanı sorgulamaya açtı” diyor.

Kültür mirasımız tehlikede

İstanbul’un yıllardır UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nden çıkma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken İncedayı şu önemli noktaların altını çiziyor:

“Mimar olan büyükşehir belediye başkanımızın aynı hassasiyeti göstermesi gerek. Övünerek bunu paylaşmamız eller üstünde tutmamız gerek. O listedeki bir şehrin yöneticisi olmak dünya çapında bir insan olmak demektir. Sivil toplum örgütleriyle, akademi dünyası ile yerel yönetimlerin işbirliği kurarak çözüm üretebilirdi. Listeden çıksak da farketmez diyemeyiz. Liste, simgesel değeri olan bir tescildir.”