'İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti' Komedisi



Nihayet, 2010 geldi. Malumunuz, bu yılın ismi konmuş bir özelliği var. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti. Bir süredir... Pardon, düzeltiyorum... Birkaç yıldır, birilerinin dilinde hep bu "Avrupa Kültür Başkenti" lafı var. Sözüm ona, tanıtımlar yapılıyor. Ama kimse ne olduğunu anlamıyor. Neden? Çünkü, kimse ne olduğunu bilmiyor. Neyi tanıtıyoruz? Kimin için tanıtıyoruz? Bu işin kime, ne faydası var? Tam bir muamma. Sadece bir kesim var, onlar biliyor. Zaten o kesim de, işin içinde.

Geçenlerde, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy ile sohbet ediyoruz... Kimsenin bilmediği ve kimsenin de pek fazla umursamadığı bu konuyu sordum. Başaran Ulusoy, "İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesini Başbakan başlattı, şimdi uğraşıyorlar. Keşke Kültür Bakanlığı bu konunun içinde daha aktif olsaydı" diyerek başlıyor anlatmaya ve İstanbul'un, sadece bir yıllığına değil de zaten dünyanın kültür başkenti olduğunu belirtiyor.
 
Helvayı kim yapacak

Başaran Ulusoy, ilginç bir tespitte de bulunuyor: "Kanun çıkmış. Hükümet parayı vermiş. Alın, yürüyün demiş. Gelip de kaşıkla helvayı yapacak artık hükümet değil ki. Bizim, buluşup anlaşmamız lazım."

Ulusoy'un bu söylemlerinden sorun olduğu anlaşılıyor. Belli ki, ortada bir proje var ve zamanı gelmiş ama halen kimin, ne yapacağı belli değil. Hatta bırakın kimin, ne yapacağını; projenin, başı ve sonu bile belli değil. Başaran Ulusoy'a göre değerlendirmeler bir yıl önce yapılsaydı, çok daha iyi olurdu. Ayrıca, içeriye yönelik tanıtım yapmanın da bir anlamı yok. Önemli olan, yurtdışına yapılacak olan tanıtım. Başaran Ulusoy, "Biz kendimizi içeride zaten anlatıyoruz" diyerek, "2016'da Avrupa Futbol Şampiyonası olacak. Olimpiyatlar var. Turizm bu insanları birbirine bağlıyor. 2010 projesi yine de şansını yakalamak mecburiyetinde" şeklinde konuşuyor.
 
Proje, Hayati Yazıcı'ya kaldı

Yeri gelmişken bilmeyenler için şu bilgiyi de vereyim. Bu projeyi, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı yürütüyor. Yazıcı, aynı zamanda da İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Koordinasyon Kurulu Başkanı... Başaran Ulusoy, projenin sadece Kültür Bakanlığı ya da Hayati Yazıcı'nın değil, tüm Türkiye'nin işi olduğuna dikkat çekerek, bir önerisini ortaya atıyor:

"Bana göre bu proje 2010'da bitmesin. Bir yıl daha müsaade versinler. 2011'in sonuna kadar bitirilmeyen işler bitirilsin. Mesela, müzeler. 2010 bitti, İstanbul bitti diye bir şey olamaz. Sadece Arkeoloji Müzesi'nin altındaki tarihi eserleri çıkarsak, bize 7-8 tane daha müze gerekir."

Başaran Ulusoy'a göre söz konusu İstanbul olunca, yapılacak çok iş olduğunu da vurguluyor. İstanbul'da yabancı turistler için ortalama kalışın 2 gün olduğunu ve bunu 7 güne çıkarmanın konuşulması gerektiğini belirten Ulusoy, sadece tarihi yarım adayı anlatmanın yetmeyeceğine de dikkat çekiyor.
 
Halen proje konuşuluyor

Sohbetimizin sonunda Başaran Ulusoy, proje kapsamında TÜRSAB'a verilen İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni devreye sokmaya çalıştıklarına da değiniyor.

Evet... Ulusoy ile, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti üzerine yaptığımız sohbet böyle. Anlaşılacağı üzere ortada bir proje ve bunun için de harcanan çok ciddi paralar var. Ama henüz net bir durum yok. Kimin bu projede, nasıl ve ne şekilde yer alacağı bile belli değil. Aynı şekilde proje kapsamında nelerin yapılacağı da...

Yanlış anlaşılmasın... Yıl, 2010. Daha açık anlatımla... İstanbul, Avrupa Kültür Başkenti. Tabi, sözüm ona. Biz ise halen proje diyoruz.