Buca’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ısrarla onayladığı imar planları bir kez daha iptal edildi. İmar planlarının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle dava açan Mimarlar Odası İzmir Şubesi ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından yapılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İzmir İli, Buca İlçesi, İnönü Mahallesi’nde yer alan 7777 ada 1 nolu parsel, 7778 ada 1 nolu parsel ve 7779 ada 1 nolu parsele (eski 550 ada 91, 92 ve 580 ada 11 parsel) ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanarak 18.11.2020-17.12.2020 tarihleri arasında 1 ay süreyle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce askıya çıkarılan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının yürütmesinin durdurulmasına ve takiben iptaline karar verilmesi talebiyle, TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından dava açılmıştır.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, mülkiyeti Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri (TEKEL) AŞ’ye ait alanlar, kamusal niteliği korunmak yerine, özelleştirme süreçleri ve planlama aracılığıyla sermayeye devredilmeye çalışılmaktadır.
Kent içerisinde yurttaşların sosyal ve teknik altyapı ihtiyacını karşılayacak kamusal bir mülkiyetin çok sayıdaki mahkeme kararına rağmen ısrarla yeniden onaylanması hukuksuzluğun alışkanlık haline getirildiğinin somut örneğidir. Geldiğimiz noktada söz konusu alanlara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2020 yılında onaylanan imar planları da daha önceki kararlarda yer alan gerekçelere benzer gerekçelerle bir kez daha mahkeme kararıyla iptal edilmiştir.
Yetkili idarelere sesleniyoruz: Yapılan işlemin hukuksuzluğuna ikna olmanız için bir idari işlemin kaç defa iptal edilmesi gerekmektedir?
Bakanlık daha öncesinde onanmış planlara ilişki alınmış mahkeme kararlarını dikkate almadan mükerrer onayladığı son imar planlarının iptaline ilişkin alınan İzmir 3.İdare Mahkemesinin 2021/200 Esas, 2021/1540 sayılı Kararında; ticaret kullanım kararı ile ilişkili ulaşım kararları açısından 14.10.2019 tarih ve E.2019/14761 sayılı Danıştay kararındaki iptal gerekçesinin de karşılanmamış olduğu belirtilmiştir. Ayrıca mahkeme kararında hukuka aykırılık gerekçesine ilişkin olarak ‘…kamusal hizmet alanı kullanımlarının bir sosyal altyapı alanı olarak kabul edilmesi gereği ile dava konusu plan değişikliklerinde kamusal hizmet alanı azaltılarak bölgedeki kamusal – özel alan dengesi bozulmak suretiyle plan ana kararları bütünlüğünün bozulduğu ve kaldırılan sosyal altyapı alanı karşılığında hizmet etki alanı içinde eşdeğer bir alan ayrılmadığı, dava konusu alanda ticaret alanlarının yolculuk üretme potansiyelinin ortaya konulduğu ulaşım altyapısı ve trafik etüdünün yapılarak Plan Açıklama Raporu’na ve plan kararlarına aktarılmadığı, dava konusu planlar içerisinde 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı kararlarında “Belediye Hizmet Alanı”nın İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği hizmetlerden hangisine yönelik olarak kullanılacağının kesinleştirilmemiş olduğu…’ denilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu’nun ‘Kararların sonuçları’ başlıklı 28. maddesinde idarelerin yargı kararlarının tüm gereklerini yerine getirerek işlem tesis etme yükümlülükleri açıkça öngörülmüştür. Yargı kararının kısmen veya yalnızca yüzeyde uygulanmasının ise bu yükümlülüğü karşılamadığı, hatta yargı kararının arkasından dolanmak gibi kötü niyetli tutumlar olarak algılanmasının kaçınılmaz olduğu açıktır. Bu hukuksuz uygulamalar esasen görevi kötüye kullanma fiilini doğurmaktadır.
Öte yandan bu hukuksuzlukta ısrar edenler, Buca ilçesinin önemli bir kamusal ihtiyacını karşılayacak alanın yıllarca plansız kalmasına neden olarak vatandaşları önemli bir kamusal alandan mahrum bırakmışlar, kamu kaynaklarının halk yararına kullanılmasına engel olmuşlardır. Sonuç olarak şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılığı defalarca tespit edilen böylesi uygulamalara karşı mücadelede ısrarcı olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”