Bu yazıyı Nice’den yazıyorum. Önceki gün, kalktığımda otel lobisinde Herald Tribune gazetesinin kuşe kâğıtlı dış kapağında eski Rusya çizgilerini taşıyan Moskow Region yazısı etkileyiciydi. Hemen aldım. Meğerse Mipim fuarı çerçevesinde bir reklâmdı bu. Bu hafta Fransa’daki bütün yayınların kapağında Mipim reklamı yer alıyor.
“Cannes” deyince film festivali aklımıza geliyor. Ancak, Fransız sahillerinin bu küçük şehrinin en büyük fuarı Mipim, yani emlak fuarı. Bir fuarı değerli kılan, katılımcılar, ziyaretçilerdir. Dünyanın en büyük emlakçıları bu haftayı Cannes’da geçirdi. Nice ve Monaco’ya kadar uzanan çizgide neredeyse bütün işletmeler Mipim için hazırlanmış, sokaklar fuar duyurularından geçilmiyor. Cannes’daki fuarın yoğunluğu Nice’de trafik sıkışıklığına neden oluyor. Ziyaretçi girişinin 1400 Euro olduğunu da göz önünde bulundurun.
Emlak fuarından ötede bir etkinlikten bahsediyorum. Moskova, Londra, Paris belediye başkanları fuarın ziyaretçileri arasında ve değişik etkinliklerde bulunuyor. Moğolistan’dan Florida’ya, İrlanda’dan Suriye’ye her ülke bölgesel projelerini sergilediği dünya emlak trendlerinin tartışıldığı bir atmosfer söz konusu.
Mipim’in sponsoru Dubai International ve en gözde projesi Levent’e yapmayı düşündüğü ikiz kuleler. Basın sponsorunun da Emaar olduğunu belirtmek isterim. Emaar da Dubai International’ın hedef yatırım alanı Türkiye. Körfez’den başka yatırımcılar da gözlüyor Türkiye’yi. Konuştuğumuz Avrupalı yatırımcıların da Türkiye’den olduğumuzu duyduklarındaki ilgisi şaşırtıcıydı.
Peki Türkiye, fuarın neresinde? Ne yazık ki seyirci bile olamadı. Fuara katılımcı olarak yer alan ciddi bir proje yok. Ne hükümet var ne de herhangi bir belediye. Geçen yıl, başarısız bir katılım gösteren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni arayan pek çok yabancı var. İstanbul’un projeleri medyanın gündeminden inmiyor; ama dünya yatırımcılarına sunacağımız projeler, en büyük platformda yer almıyor.
İstanbul’dayken Küçükçekmece projesinin, Formula 1 yakınlarında yapılacak projelerin burada sergileneceği duyumları gelmişti. Ne yazık ki, ne yetkili görebildik ne de bir stant.
Nice ve Cannes’ın en büyük özelliklerinden biri; Türk işadamlarının en fazla konut sahibi oldukları bölge olmasıdır. Nice’de konuştuğum bir emlakçı her apartmanda bir iki Türk’ün daire sahibi olduğunu belirtti. Bunu, orada evi olan ünlü bir işadamımız da teyit etti. Belki de bu yüzden ziyaretçi olarak pek çok Türk’ün yer aldığını söyleyebiliriz.
Fuara ilgi o kadar geniş ki, televizyonlardan gördüğünüz ünlü Cannes plajı kurulan çadırlarla fuar alanı olarak seçilmiş. Dahası, yabancı bayraklı yüzden fazla yat, ofis olarak marinada kullanılıyor. Savarona yatını düşündüm. Türkiye’yi tanıtan ne güzel bir obje olurdu. Türkiye yok ki, yatı olsun.
Fuarla ilgili söylenebilecek pek çok şey var. Haber niteliğindeki gelişmeleri yarın ve sonraki gün ulaştırmaya çalışacağım. Ancak eğilimleri değerlendirmek için kısaca şunlar söylenebilir:
Arazi değerlendirmenin yanı sıra, Türkiye’de kentsel dönüşüm olarak gündeme gelen rönavasyon projeleri Avrupa’da başta olmak üzere ağırlığını daha da hissettiriyor. Şehirleşme konusunda elli yıllık hatalarımızı, kentsel dönüşüm projeleriyle hızla düzeltme şansını ne yazık ki belediyeler değerlendirmede yavaş davranıyor.
Arazi her geçen gün kıymetleniyor. Şehir merkezleri cazibe merkezi olmaya devam ediyor. Öyle ki, şehir içinden geçen otobanlar yeraltına çekilip, yerüstü yeniden yapılandırılıyor.
Şehirlerin yarışı niteliğindeki Mipim’de tanıtımlar, devletlerin desteğinde ve ulusal konsept içinde sunuluyor. Hangi nitelikte olursa olsun, gayrimenkul projeleri, bireysel ve kurumsal dünya yatırımcılarına açılıyor. Projelerde çevresel etkinlikler mutlaka göz önünde bulunduruluyor. Ayrıca modern yapıların yanı sıra, geleneksel izler de yapıların karakterlerine yansıtılıyor.