İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri
Tuna, ekonominin, cari açığın azalmasına yol açacak soğuma işaretlerini
henüz vermediğini belirtti. Tuna, İSO Meclis toplantısında
yaptığı konuşmada, Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük'ün yurt dışında olması
nedeniyle bu ay yönetim kurulu adına görüşleri kendisinin dile getireceğini
söyledi. Küresel ekonomide belirsizliklerin arttığı bir konjonktürde, 2011'in
sonuna doğru yaklaşıldığını, dünya ekonomisi ve siyasetinin belirsizliklerin
gölgesinde olduğunu ifade eden Tuna, 2012'nin zor bir yıl olacağını dile
getirdi. Türkiye'de ise ekonomik göstergelerin çoğunda olumlu bir tablo ile
karşılaştıklarını belirten Tuna, ''Yıl sonu için öngörülen yüzde 7,5'lik
büyümeye ulaşmanın kuvvetle muhtemel olduğunu şimdiden söyleyebiliriz'' diye
konuştu.
Büyümenin beraberinde, ekonomi için
bir kırılganlık unsuru olan yüksek cari açığı da getirmesi nedeniyle
sevinçlerini rahatça yaşayamadıklarını söyleyen Tuna, en son ödemeler dengesi
verilerine göre, eylül itibarıyla son bir yıllık cari açığın 77,5 milyar dolar
olduğunu hatırlattı. Tuna, eylül ayında 10,8 milyar dolarlık ihracat, 21,2
milyar dolar ithalat gerçekleştiğini, bunun yüzde 74'ünü ara malı ithalatının
oluşturduğunu, dolayısıyla dış ticaret yapısında, sık sık dikkati çekmeye
çalıştıkları aksaklığın aynen devam ettiğini vurguladı. Öte yandan, eylül ayı
sanayi üretim verilerine, alt sektörler itibarıyla baktıklarında, en yüksek
oranlı artışların sağlandığı sektörlerin daha çok iç pazara dönük sektörler
olduğunu gördüklerini ifade eden Tuna, şunları kaydetti:
''Bu durum, üretimdeki artışı, esas olarak iç
talepteki ivmenin desteklediğini düşündürüyor. Dolayısıyla ekonomi, cari açığın
azalmasına yol açacak soğuma işaretlerini henüz vermiyor. Türkiye ekonomisi,
küresel ekonominin bu çalkantılı döneminde, 'sırttaki yumurta küfesi' olarak
tarif edebileceğimiz, yüksek cari açık yükü ile yol alıyor. Çok şükür ki,
şimdiye kadar finanse etmekte bir sorun yaşamadık. Ki, son veriler, sevindirici
bir gelişme olarak, doğrudan yatırım girişinde geçen yıla göre artışa işaret
ediyor. Fakat, cari açığımızın büyük bölümü hala kısa vadeli sermaye girişi ile
finanse edilmekte. Bu kadar yüksek cari açığın, her koşulda bir kırılganlık
unsuru olduğu tartışmasızdır.''
''Türkiye yüksek büyüme-cari açık kısırdöngüsünü kırmalı''
Türkiye'nin cari açıkla mücadelesinin
büyümeden, yüksek boyutlu fedakarlıklar yapmak anlamına gelmemesi gerektiğini
ifade eden Tuna, ''Türkiye yüksek büyüme - yüksek cari açık kısırdöngüsünü
mutlaka kırmak zorundadır. İnanıyoruz ki, ilgili tüm taraflar el ele verdiği
takdirde, Türkiye, yüksek büyüme - yüksek cari açık sorununu aşacak çözümleri
mutlaka üretebilecektir'' dedi. Nuri Tuna, ''Önümüzdeki mesele, bu fırtınalı
ortamda ülkemizi, ekonomimizi en az yara ile sakin sulara ulaştırabilmek ve
değişimin kazananları arasına girebilmektir. Ekonomimizde bazı sorunlar var ama,
pek çok açıdan da avantajlı bir durumdayız. ülkemiz küresel ekonominin
yıldızlarından biri olarak görülüyor. Yapmamız gereken, güçlü ve zayıf
yönlerimizi iyi analiz etmek, gerekli önlemleri zamanında alabilmektir'' diye
konuştu.
Önümüzdeki zor dönemi atlatmada, en
büyük görevin yine sanayiye düşeceğini vurgulayan Tuna, ''Savaşa giden bir
neferin daha teçhizatlı hale getirilmesi gerektiği, üzerinde tartışılmayacak,
temel bir gerçektir. Faiz oranlarının artış eğilimine girdiği, kurdaki
dalgalanmanın belirsizlik yarattığı bu ortamda, sanayimizin rekabet gücüne
destek verecek reformların süratle gerçekleştirilmesi her zamankinden önemli
hale gelmiştir'' dedi. Tuna, şunları kaydetti:
''Bu yeni dönemde hükümetimizin sanayimizin sorunlarının çözümüne ve
sanayimizin desteklenmesine daha fazla önem vereceği konusunda çok ümitli idik.
KKDF'nin yüzde 6'ya çıkarılması gibi bazı uygulamalarla bir miktar moralimiz
bozulsa da ümidimizi hala koruyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi, Türkiye
ölçeğinde bir ülke güçlü bir sanayi sektörü olmaksızın ilerleyemez, sorunlarını
çözemez.''
''2012'de dünyanın genelinde
bir durgunluk göreceğiz''
İSO Meclis
toplantısına konuk konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ercan
Uygur da Türkiye'nin 2010'da hızlı büyümesinin sebebinin yurt dışından
ülkeye giren büyük sermaye akışı olduğunu belirtti. Uygur, ''Gelişmekte olan
ülkeler hala gelişmiş ülkelere bağlılar. Bunlardan biri finansman. İkinci olarak
talep tarafından bu ülkeler gelişmiş ülkelere bağlı. Onun için bir ayrışma
mucizesi doğrusu bence önümüzdeki dönemde de göreceğiz çok büyük ölçüde
olmayacak. Dünyanın genelinde 2012'de bir durgunluk göreceğiz'' dedi.
Bu dönemde Türkiye'nin en zayıf yanının cari
açığın yüksekliği olduğunu söyleyen Uygur, bunun da tasarrufların, özellikle
özel tasarrufların düşük olmasından kaynaklandığını, ikisinin birbiri ile
karşılıklı etkileşim içinde olduğunu kaydetti. Uygur, ''Tasarruf konusunun çok
ciddi ele alınması gerekir. Cari açığı önlemek için yerli otomobil düşüncesi...
Sadece arz tarafına bakıyor, finansmanına bakılmıyor. Eğer bu proje dışarıdan
finanse edilecekse cari açığa olumlu etkisi olmayabilir. Bu tür projelerin ancak
ve ancak içerideki tasarruf oranındaki artışlarla düşünülmesi uygundur'' diye
konuştu.