İstanbulSMD (İstanbul Serbest Mimarlar
Derneği), hakkında tartışmaların artarak sürdüğü, uygulama aşamasındaki
yeni Haliç köprüsü ile ilgili olarak, daha önce çeşitli
platformlarda dile getirdiği görüşlerini bir bildiri halinde yayımladı.
Bildiride, “Haliç’te kent siluetini olumsuz etkilemeyecek bir köprü yapmak
mümkün, proje yeniden tasarlanmalı” deniliyor.
İstanbulSMD Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Öztuzcu imzasıyla
yayımlanan bildiri şöyle:
"İstanbul Serbest Mimarlar Derneği olarak, kentimizin kesintisiz çalışan,
yaşamı ve ulaşım olanaklarını geliştiren bir metro ağı oluşturulmasına
ihtiyacı olduğuna kesinlikle inanmakta ve bu konuda yapılan her türlü çalışmayı
şüphesiz desteklemekteyiz. Bununla birlikte, yapılacak çalışmalarda sadece
mühendislik çözümlerinin değil aynı zamanda ve hatta öncelikle tarihi doku ve
yakın çevresiyle kurduğu ilişkinin de düşünülmesi gerektiğine inanıyoruz. Kentte
yapılacak her türlü altyapı ve özellikle üstyapı faaliyeti, tüm parametreler
düşünülerek titizlikle yapılmalıdır.
D100 karayolu bağlantısı köprüsü dışında, bugüne kadar Haliç üzerinde
yapılmış olan köprüler kent siluetini bozmamıştır. Ancak yeni köprü, şu ana
kadar yayımlanan kaynaklardaki görsellerinden anladığımız projeye göre
uygulanırsa, İstanbul’un tarihi kent silueti ve görünümünü çok büyük ölçüde
olumsuz yönde etkileyecektir. Çok yüksek pilonlar ve perde şeklinde gergi
kabloları gerektiren bu köprü tipi çok yanlış bir seçimdir. Tasarlanan köprünün,
geçilen açıklık düşünüldüğünde bu derece vurgulanmış ve dokuyu zedeleyen
taşıyıcılara ihtiyacı yoktur. Aynı verileri dikkate alan farklı statik
çözümlerle bu köprü tipolojisine mahkum olmaktan kurtulabiliriz.
Öte yandan böylesine önemli bir proje için müellif seçim yöntemi de
ciddi soru işaretleri içermektedir. Müellif mimar meslektaşımızın hangi
kriterlere göre proje için görevlendirildiği yetkililerce açıklanması gereken
bir husustur.
Konuyla ilgili olarak UNESCO gibi bir kuruluştan çevreye yeterli duyarlılığın
gösterilmediği uyarısını almayı üzüntü verici buluyoruz. Proje UNESCO’ya
sunulmadan önce yetkililer gerekli duyarlılığı göstermiş olsalardı böyle bir
durum söz konusu olmayacaktı.
Kendi kültürel mirasımızı koruyacak bilince ve gelecek nesillere örnek
tasarımlar bırakacak tasarımcılara sahip olduğumuz konusuna inancımız tamdır.
Özetle, İstanbul Serbest Mimarlar Derneği olarak, şu andaki proje
sahiplerinin iddialarının aksine, olumlu etki yaratan bir köprü yapmanın
mümkün olduğunu düşünüyor, daha fazla geç kalmadan, kısıtlı kaynaklarımızı doğru
şekilde kullanarak İstanbul’umuzu bu köprünün yaratacağı olumsuz etkilerden
kurtarmak amacıyla projenin yeniden tasarlanması gerektiğine
inanıyoruz".