İç hava kalitesinin önemi konusunda Türkiye’de bir
farkındalık yaratılması gerektiğini vurgulayan İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı
Nedim Zalma, “Denizi temiz olan plajlar nasıl mavi bayrak ile
işaretleniyorsa, havalandırmasını kaliteli yapan kapalı mekanlar da ‘iç hava
kalitesi’ bayrağı taşımalı. Sağlıklı nesiller için hastalıkların azalması şart”
dedi.
Kapalı mekanlarda ‘iç hava kalitesi’nin iyileştirilmesi konusunda bir hareket
başlatan İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği’nin
(İSKİD) Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Zalma,
hastalıkların artmasına ve ciddi işgücü kayıplarının yaşanmasına yol açan iç
hava kalitesinin başta işyeri, alışveriş merkezi, hastane ve okul olmak üzere
insanların toplu halde bulundukları kapalı mekânlarda kontrol edilmesi
çağrısında bulundu. Türkiye’nin önde gelen iklimlendirme, soğutma, klima
cihazları imalatçısı ve ithalatçısı şirketlerinin kurduğu İSKİD’in bu konuda
Türkiye’de bir farkındalık yaratmak istediğini vurgulayan Zalma, sağlıklı bir
yaşam ve ekonomik bir işletme için zamanımızın büyük bir bölümünü geçirdiğimiz
kapalı mekânlarda iç hava kalitesinin kontrol edilmesi gerektiğini kaydetti.
Zalma, havalandırma sistemi doğru kurulmayan, yeterince veya düzgün
çalıştırılmayan kapalı mekânlardaki kötü iç hava kalitesinin hastalıkları
artırdığını ve ciddi işgücü kayıplarına yol açtığını söyledi.
Türkiye’de iklimlendirmede insan sağlığı, yaşam süresi ve performansı ile
ilgili yeni bir sayfa açmak istediklerini vurgulayan Zalma, “Soluduğumuz oksijen
miktarının beyindeki nöronları hızlandırmasından, ciğerlerimize olan faydasına
kadar sağlığımıza etkisi yadsınamaz. Bu toplantımızın amacı da iç hava kalitesi
konusunda toplumda bir farkındalık oluşturmak ve bireylerin kendi sağlığı için
telafisi mümkün olmayan sorunlarla karşılaşmadan talepkar olmalarını
sağlamaktır” diye konuştu.
Ciddi iş gücü kayıpları yaşanıyor
İnsanların zamanlarının yüzde 60-90’lık kısmını kapalı ortamlarda
geçirdiklerini vurgulayan İSKİD Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerjiler
Komisyonu Başkanı Oğuz Aydoğdu ise, “Günde 2 litre sıvı tüketiyor, 1 litre yemek
yiyor ama 20 bin litre hava soluyoruz. Bu örnek bile havanın kalitesinin ne
kadar önemli olduğunun göstergesi. Amerikan Çevre Koruma Örgütü’nün ölçümlerine
göre; modern binalardaki kötü iç hava kalitesi, kirli diye bildiğimiz dış ortam
havasına göre 70 kat daha tehlikeli. Amerikan Alerji Uzmanları Birliği’nden
yapılan açıklamaya göre de, hastalıkların oluşması ve yayılması yüzde 50
oranında bozuk iç hava kalitesinden kaynaklanmakta, alerjiden şikâyet edenlerin
1/6’sı bu nedenle doktora başvurmaktadır. Aynı kaynağa göre yüzde 4’leri bulan
işgücü verimindeki kayıp her yıl 60 milyar dolarlık milli gelir kaybına ve 1
milyar dolarlık sağlık giderine neden oluyor” dedi.
Temiz hava çalışma verimini artırıyor
Yapılan araştırmaların gökdelenlerde çalışanların yüzde 20’sinin iş
performanslarının etkilendiğini gösterdiğini anlatan Aydoğdu, “Kişi başına 12
litre/saniye dış hava ile havalandırılan ofislerde çalışanların, 24 litre/saniye
ile havalandırılan ofislerdekine oranla yüzde 35 daha fazla hastalık riski
olduğu da ortaya çıkan başka bir bulgudur. Amerikan Çevre Koruma Ajansı, Hasta
Bina Sendromu’nu mücadele edilmesi gereken ilk 10 sağlık sorunu arasında 4.
sıraya yerleştirmiştir” diye konuştu.
İç hava kalitesini sağlayan binaların daha ekonomik olduğunu anlatan Aydoğdu,
temiz havanın çalışma verimini artırdığını ve sağlık sorunlarını azalttığını
vurguladı. Aydoğdu, iyi bir iç hava kalitesi için de bina sahibi, mimar,
mühendis, müteahhit ve işletmeciye görevler düştüğünü
kaydetti.