Yaptıkları açıklamada ‘Türkiye’nin deprem sorununu, içinde boğulduğumuz diğer sorunların önüne almalıyız’ diyen Işık Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Esin İnan ve Prof. Dr. Faruk Karadoğan, devletin alması gereken önlemlerde bilimselliğin, yurttaşların alması gereken önlemlerde ise bilinçlenmenin önemine dikkat çekti. İnan ve Karadoğan’ın ‘Deprem, Devlet ve Yurttaş’ başlıklı açıklamada 16 maddede sıraladıkları uyarı ve öneriler şöyle:
1. Deprem konusundaki yerleşik yaklaşımımızı değiştirmemiz, deprem konusuna büyük planlamalarla yaklaşmamız gerekiyor. Çünkü son 25 yıllık İstanbul alt ve üst yapısı ile bu yeni yaklaşımı daha da zorunlu kılıyor. Bilhassa deprem güvenliği açısından yeterli düzeyde olmayan yapı stokunun deprem güvenliği arttırılmayı bekliyor.
2. Deprem Master Planı’nı ve Deprem Konseyi’nin hazırladığı Stratejik Plan çalışmalarını uygulamalıyız. Türkiye’nin deprem sorununu, içinde boğulduğumuz diğer sorunların önüne almalıyız.
3. Kentsel dönüşümü bilimsel içeriğine kavuşturmalıyız. Yapı stokunu ada ve bölge bazında ele almalıyız, kentsel dönüşümü rant üreten bir yöntem olmaktan çıkarmalıyız. Ekonomik açıdan yetersiz kesimlerin barındığı yapıları bir bütün olarak ele alıp yeniden üretmeliyiz.
4. İmar barışının getirdiği ve kaçak eklentilerden ve usul dışı uygulamalardan doğan ek sorunları dikkatle incelemeliyiz.
5. İnşaat Mühendisliği eğitimini yeniden ele almalıyız. Sayısı yılda 13 bine varan İnşaat Mühendisliği bölümü mezunlarını, yapıların deprem güvenliğini sağlayacak şekilde yetiştirmeliyiz.
6. Bugün en öncelikli iş yurttaşlarımızı uyarmak ve bilinçlendirmektir. Ona bazı pratik kuralları hatırlatmaktır. Unutmayalım ki halka mal edilmeden deprem güvenliği sağlanamaz.
Bu durumda, bir yurttaş olarak;
7. Yaşam Üçgeni kavramını unutmamalıyım öncelikle. Uyurken yakalanırsam depreme hemen yatağımın yanına kayıp başucu komodini ile yatak arasında, başımı ellerimle korumalıyım sarsıntı geçene kadar. Bina yıkılmadıysa yerimden fırlayıp dışarı kaçacağım. Asansörü kullanmadan, eğer ağır hasar görmemiş ise merdivenleri kullanarak çıkacağım binadan. Binam hakkında yetkililer izin vermeden içine girmeyeceğim.
8. Okulda veya iş yerinde isem deprem sırasında yine gözüme bir yaşam üçgeni kestirmeliyim depremden önce. Masa altına değil yanında bir yerde olmalı, kafaca bu koşullara hazır bulunmalıyım.
9. Bina yıkıldı ise ve ben eğer yaşam üçgeni içindeysem önceden hazırladığım yerdeki, örneğin yatak ucundaki komodinimin içindeki, düdüğü var gücümle öttürerek yerimi belli etmeliyim.
10. Elbise dolaplarını, kitap dolaplarını duvarlara ve tavana uygun yerlere bağlamış olmalıyım ki depremde düşüp bize zarar vermesinler.
11. Islak hacimlerin bulunduğu banyo tuvalet gibi yerlere ulaşabilme imkânı varsa oralarda kurtarılmayı beklemek uygun olacaktır. Böbreklerin uzun süre susuz kalmaması gerekmektedir. Bir deprem çantası hazırlamak önemlidir.
12. Deprem öncesi bulunduğum yapının yöneticisini uyardım mı, diye soracağım kendime. Binanın deprem güvenliği olup olmadığını inceletmek için girişimde bulunmak yakınlarımı uyarma görevim var.
13. Binam hasar gördü; ne yapmalıyım, ne yapabilirim? Nerede toplanıp geçici de olsa bir süre barınabilir, günlük gereksinimlerimi giderebilirim? Toplanma yerlerine hızla ulaşmalıyım.
14. Bina sahibi ya da yöneticisi olarak aynı sorumluluğu duymak ve duyurmak görevini ihmal etmemeliyim. Binalarımızın projeleri elimizde mi? Önceki depremlerde hasar görmüş müydü? Projesi yoksa ne yapılabilir? Bunların sorgulamalıyım.
15. Devlet olarak, yerel yönetim olarak geçim derdindeki bir vatandaşın öncelikli probleminin deprem olmadığını bilmeliyim. Bu yurttaşın depreme dayanaklı bir konut edinebilmesi için çalışmalıyım.
16. Unutmamalıyım ki yeter deprem güvenliği olmayan binaları da güçlendirmek için basit yöntemler geliştirilmiştir. Toptan göçmeyi önlemek esastır. Bu kolayca sağlanabilir, mal kaybolsa da can kurtarılabilir. Pek çok ülkede var olan güçlendirme için teşvikler alınmasını istemek bir vatandaş olarak görevim sayılır.