TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanı ve tüm çalışma yaşamı mevzuatının, kamuculuk ve sosyal devlet ilkeleri uyarınca yeniden düzenlenmesinin gerekliliği vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2003 yılında, meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesi amacıyla 28 Nisan tarihini Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü ilan etmiştir.
Meslek ve uzmanlık alanlarımız arasında yer alan işçi sağlığı ve iş güvenliği (İSİG) üzerine onyıllardan bu yana mesleki eğitim, belgelendirme, periyodik kontrol, kongre, sempozyum, panel, söyleşi, seminer, rapor vb. çalışmalar yapan Odamız, her yıl 27-28 Nisan’da yaptığı açıklamalarla konuyu gündeme taşıyarak kamusal sorumluluğunu yerine getirmektedir.
Sağlıklı ve güvenli ortamlarda çalışma temel hakların en başında gelmesine karşın sermaye çıkarlarının esas alınması bu hakkı neredeyse yok etmiştir. İSİG önlemlerinin yetersizliği veya yokluğu nedeniyle her yıl yüzbinlerce yurttaşımız iş kazalarına maruz kalmakta, binlerce yurttaşımız ölmekte ve yaralanmakta, işgöremezlik (sakatlık), işsizlik ve daha ağır yoksulluk koşullarına mahkum olmaktadır.
Covid-19 salgını bu sınıfsal sorunları daha da yakıcı hale getirmiştir. Salgın koşullarında emekçilere adeta ‘çalışarak öl’ ya da ‘açlıktan öl’ seçeneksizliği dayatılmaktadır. Üretim ve hizmetlerin daha ağır koşullarda devam etmesinin başka bir anlama gelmediği bizzat emekçiler tarafından haykırılmaktadır. Milyonlarca işsiz, kamu kaynakları ve İşsizlik Fonundan yararlanamamaktadır.
Salgın süreci, İSİG’e ilişkin yıllardır dile getirdiğimiz yaklaşımın gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur: İSİG, sadece belirli işyerleri ve 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanununun kapsamı ile sınırlı olmamalıdır. İSİG; insanca çalışma, tam zamanlı, kadrolu, iş güvenceli, sosyal güvenlik, örgütlenme, insanca yaşanacak ücret ve emeklilik hakları başta olmak üzere temel sosyal haklardan ayrı tutulamaz.
Kısaca belirttiğimiz bu sorunlardan hareketle yapılması gereken acil düzenlemeler şunlardır:
- İş Kanunu ile İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu başta olmak üzere çalışma yaşamı ve İSİG ile ilgili tüm mevzuat; sendikalar, meslek örgütleri ve ilgili bilim çevrelerinin katkısı ile kamuculuk ve sosyal devlet politikaları temelinde yeniden düzenlenmelidir.
- İş güvencesi ile İSİG’in birbirini tamamladığı gerçeğinden hareketle, tüm çalışanlar insana yakışır norm ve standartta bir sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmalıdır.
- Zorunlu ve acil işler dışındaki tüm işler, emek, meslek, bilim çevrelerinin önerileri çerçevesinde durdurulmalıdır.
- İşyerlerinde bulaşı önlemek için Odamız iklimlendirme Teknik Kurulu önerileri başta olmak üzere bilimi, insanı, sağlığı esas alan önlemler alınmalı, İSİG yönünden denetimler yapılmalı, denetimler sonucunda tespit edilen eksiklikler için etkili idari para cezaları uygulanmalıdır.
- Covid-19 vakaları, başka bir değerlendirmeye gerek duymaksızın iş kazası ve meslek hastalığı olarak değerlendirilmelidir.
- Meslek hastalığı tespit süreci, SGK’nin bilim dışı verilerinin aksine, tüm vakaların tespitine olanak sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
- 6331 sayılı İş Sağlığı Kanunu’nda var olan “çalışmaktan kaçınma hakkı” talepleri kabul edilmeli, işyeri koşulları uygun hale getirilmelidir.
- İşten çıkarma ve ücretsiz izin yasaklanmalı, işveren beyanına dayalı olarak işten çıkarmanın gerekçesi olarak kullanılan Kod 29, 42-50 uygulamaları yürürlükten kaldırılmalıdır.
- İşsizlik Fonu ödemelerindeki ön koşullar salgın sürecinde uygulanmamalı; Fondan yapılan ödemeler ileride de işsiz kalınması durumunda “mahsuplaşma” gerekçesi olmaktan çıkarılmalıdır.
- Köprü, tünel, otoyol, havaalanı, şehir hastanesi vb. için verilmiş olan yolcu, araç, hasta vb. garanti ödemeleri durdurulmalı, bu kaynaklar işsiz kalanlar ve işyerlerini kapatmak zorunda kalanlara destek olarak verilmelidir.
- Sigortasız ve sendikasız çalıştırma yasaklanmalı, sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır.
- Özel hastaneler kamulaştırılmalı, tüm sağlık hizmetleri ücretsiz olmalıdır.”