Teatral sanatların, bedenin, müziğin ve performansın bir araya geldiği bir mekansal boyuta sahip olduğu düşüncesi, yapının genel formuna yansımış durumda. Opera Evi, akışkan bir süreklilik içeren yapısı ile bu düşüncesi ifade ediyor.
Geleneksel Doğu ve Batı tarzı performanslar için olduğu kadar, verili Opera Evi kurgusunu aşan bir tasarım yapılmış.
Tasarım, açık bir strüktür sayesinde yapının her yönde çevresiyle bütünleşmesi üzerine kurulu. “Yüksek sanat”la popüler sanat, sanatçı ile ziyaretçi, sahne ile seyirci, iç ile dış arasında sayısız karşılaşma böylelikle mümkün kılınıyor.
Ses Kafesi, hem yatayda hem de dikeyde sürekliliği olan bir ağ. Daha konser salonlarına girmeden bile, Ses Kafesi, esnek ve etkileyici bir akustik mekan olarak algılanıyor.
Sıkışık ve yüksek yapıların yoğun olduğu bir bölgede, parkın içine yapılacak olan Ses Kafesi, yalnızca iç mekanda fuayeleri, restoranları, Sanatlar Plaza'sını, atölyeleri ve konser salonlarını birbirine bağlayan bir iç içelik yaratmıyor. Aynı zamanda bu iç mekanı park ile de birbirine bağlıyor.
Nöron-benzeri ağ düğümlerini su ve yeşil öğeler halinde parkın içinde sürdürürerek, yapıyı çevresiyle bütünleştirmiş Toyo Ito.
Ana giriş yeşil aksın bitimine yerleştirilmişken, yapı, diğer cephelerinde de davetkar bir yüzey oluşturarak, birden fazla ön-cephe tanımlıyor.
Taichung Opera Evi, Büyük Tiyatro’da 2009 kişi, Oyunevi’nde 800 kişi ve Siyah Kutu’da 200 kişilik oturma kapasitesine sahip.
Siyah Kutu, deneysel bir sahne olarak, küçük bir tiyatro için uygun ortamı sağlıyor. Ancak tiyatronun çevresini saran geniş boşluk fazladan bir esneklik getiriyor. Öyle ki, salon, çatı terasına bile bağlanabiliyor.
Zaha Hadid'in ikincilik ödülü kazanmış projesi
Claus en Kaan Architecten'in üçüncülük ödülü almış projesi