İstanbul İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre henüz 2 ayını geride bıraktığımız 2015’te en az 206 işçi yaşamını yitirdi. Bu rakam bin 886 işçinin yaşamını yitirdiği 2014 yılının ilk 2 ayında 185’ti.
Çalışma hayatında adı facialarla özdeşleşen 2014’te ortaya çıkan ‘kara tablo’, 2015’te de sürüyor. İSİG Meclisi’nin gazetelerden ve emek-meslek örgütlerinden gelen bilgiler ile işçiler ve işçi yakınlarının bildirimleri ışığında hazırladığı ‘İş Cinayetleri Raporu’na göre 2015 yılının ilk iki ayında en az 206 işçi çalışırken yaşamını yitirdi. Ocak ayında en az 125 işçinin, Şubat ayında ise 81 işçinin hayatını kaybettiğini gözler önüne seren verilere göre, işçi ölümleri inşaat, taşımacılık, tarım ve enerji işkollarında yoğunlaşıyor.
Bir günde 7 işçi toprağa verildi
Arif Balkan'ın Milliyet'te yayımlanan haberine göre, geçtiğimiz yıl Ocak ayında 101 işçi hayatını kaybederken, 2015 yılının ilk ayında bu rakam daha da arttı. 125 işçi mesai esnasında canından oldu. 2014’ün Şubat ayında 84 işçi iş kazasında ölürken, 2015 Şubat’a gelindiğinde en az 81 işçi yaşamını yitirdi. İşçi ölümlerine yönelik kara tablo Mart ayında da değişmedi. Mart ayının ilk 7 günüde 8 işçi hayatını kaybederken sadece Parşembe günü 6 ayrı kazada 7 işçi toprağa verildi.
İş kazalarında hayatını kaybeden işçi ailelerinin bir araya geldiği ‘Adalet Arayan İşçi Aileleri Platformu’na hukuki destek sağlayan hukukçu Erbay Yucak, çalışma hayatındaki ölümleri değerlendirdi. İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı konusunda 6331 sayılı yasaya ekler içeren yasa taslağının TBMM’ye sunulduğunu belirten Yucak, “İş cinayetlerini önlemek adına mevzuatta belirtilen hükümler caydırıcı bir biçimde uygulanmıyor. Tablonun değişmemesinin en büyük nedeni bu. Kamusal denetim mercileri ve işveren ya da denetim aracıları gibi diğer denetim mekanizmaları etkin değil. Her iş cinayetinden sonra ortaya atılan söylemleri yalanlayan bir tablo söz konusu. Sorumluluk sahiplerine hukuki manada caydırıcılık hissetirilmiyor” diye konuştu.
‘Mevzuattan öte bilinç yeşermeli’
İSİG Meclisi üyelerinden Dr. Coşkun Adıvar da çalışma hayatındaki kara tablonun mevzuat uygulamasından öte bir durum olduğunu belirterek “Soma’da yaşanan facianın üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Sonrasında Ermenek, Torunlar ve daha niceleri yaşandı. Tüm bu olaylar bu coğrafyada, işçi katliamının tam içinde yaşadığımızı bir kez daha acı bir şekilde ortaya koyuyor. Her yıl en az bin 500 işçinin iş cinayetleriyle, en az 10 bin işçinin meslek hastalıklarıyla öldüğü bu ülkede mevzuattan öte bilinç yeşermeli” dedi.