Mehmet Büyükekşi: Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,9 büyüme kaydetmesini oldukça önemli görüyoruz
TÜİK'in açıkladığı 2012 yılı 2. çeyrek büyüme rakamlarını yorumlayan Türkiye İhracatçılar Birliği (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, ''Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,3 büyüyen Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,9 büyüme kaydetmesini oldukça önemli görüyoruz. Türkiye'nin yakalamış olduğu büyüme rakamı, dünya ekonomilerindeki konjonktür ile kıyaslandığında istikrarlı bir başarı tablosuna işaret etmektedir. Yılın ikinci çeyreğinde Çin yüzde 7,6, ABD yüzde 1,7, Japonya yüzde 0,7, Brezilya yüzde 0,4 büyürken, AB ekonomileri binde 2 küçülmüştür'' dedi.
Ana ticaret partnerlerimizden Almanya'da büyüme hızının binde 3'e kadar gerilediğine değinen Büyükekşi, ''Fransa ne yazık ki hiç büyüyememiş. İngiltere ise yüzde 0,5 küçülmüştür. Diğer yandan ihracattaki düşüşün etkisiyle yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,9 büyüyen Güney Kore'nin, ikinci çeyrek büyümesi yüzde 0,3 olarak beklenmektedir. Dünya ekonomilerinin büyüyememe krizi ile baş etmeye çalıştığı bir ortamda, Türkiye ekonomisinin yüzde 2,9 büyümesini oldukça önemli ve anlamlı buluyoruz'' ifadelerini kullandı.
İhracatın, büyümenin hem barometresi, hem de lokomotifi olduğunu belirten Büyükekşi, ''İlk çeyrekteki yüzde 3,3'lük büyümede olduğu gibi, ikinci çeyrekteki 2,9'luk büyümede de ihracatın damgası vardır. İhracatımız ilk çeyrekte yüzde 12,4, ikinci çeyrekte ise yüzde 14,2 artmıştır'' tespitinde bulundu.
''İhracat, büyümenin motorudur, Türkiye ekonomisinin nirengi noktasıdır''
İhracatımızın 2. çeyrekte gösterdiği başarılı performans sonucunda, net ihracatın büyümeye katkısının 5,7 puan olduğunu, 2012'nin ilk yarısında bu rakamın 5,1 puan olarak gerçekleştiğini kaydeden Büyükekşi, ''Dolayısıyla içeride daralma yaşayan Türkiye ekonomisi, ihracat sayesinde büyüme hızını korumuştur'' dedi. ''İhracat, büyümenin motorudur, Türkiye ekonomisinin nirengi noktasıdır'' diyen Büyükekşi, bu gerçekten yola çıkarak, Türkiye'de her kesimin, dışa açık ve ihracatla rekabet eden bir büyüme modelini hayata geçirmek için daha istekli olması gerektiğine inandıklarını söyledi.
Büyükekşi, ''Biz 55 bin firmanın oluşturduğu ihracat ailesi olarak, büyümeye, üretmeye ve ihraç etmeye istekli olduğumuzu her fırsatta dile getiriyoruz. Türkiye'nin dinamik ihracatçıları olarak bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da büyümeyi sırtlamak için yüksek performansla üretip ihraç etmeye devam edeceğiz'' şeklinde konuştu.
Tanıl Küçük: Yılın tamamı için öngörülen yüzde 4'lük büyümenin yakalanması riskte
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, ikinci çeyrekte büyümenin beklentilerin altında kaldığını belirterek, ''İlk altı ayda ortalama büyümenin yüzde 3,1 olarak gerçekleşmesi, yılın tamamı için öngörülen yüzde 4'lük büyümenin yakalanmasını riske atmıştır'' dedi. Küçük, giderek düşme eğiliminde olan hane halkı tüketim harcamalarının ve yatırım harcamalarının eksiye geçmesinin, iç talepteki durgunluğun ikinci çeyrekte daha da ciddi bir boyuta ulaştığını göstermesi açısından önemli ve düşündürücü olduğunu kaydetti.
Küçük, iç talepteki durgunluğun, dolaylı vergi gelirlerinin katkısını da küçülttüğünü dile getirerek, elde edilen büyümede, kamu kaynaklı tüketim harcamalarının yanında özellikle ihracatın etkili olduğunun görüldüğünü belirtti. Bu noktada, dış ticaret verilerinin, ihracatta dolar bazında artıştan çok, miktar bazında artışa işaret ettiğine, dolayısıyla, ihracattaki nispi başarının pazarlarını korumak adına ihracatçıların fiyatından fedakarlık yapmasıyla sağlandığına dikkati çeken Küçük, ''Şu gerçeğin altını çizmeliyiz ki, iç ve dış talepteki olumsuz koşullara rağmen, sanayimiz görevini yapmış ve ilk çeyrekteki yüzde 3,3'lük büyümede 0,7 puan olan katkısını, ikinci çeyrekte 0,9 puana çıkarmayı başarmıştır. Diğer taraftan, Temmuz ayında sanayi üretimi yüzde 3,4 oranında arttı. Ancak, 2012'nin ikinci yarısını ve 2013'ü riske atmamak için sanayi üretiminde daha yüksek artışlara ihtiyaç vardır. Özetle, ekonominin, iç talebi canlandırıcı tedbirlerin artık süratle gündeme gelmesi gerektiğini hatırlatan bir noktada olduğunu söyleyebiliriz'' ifadelerini kullandı.Murat Yalçıntaş: Merkez Bankası'nın sıkı para politikasını biraz olsun gevşetmesinde fayda var
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, 2. çeyrek büyüme verileriyle ilgili olarak, ''Büyük bir ihtimalle 2012 yılı için hedeflediğimiz yüzde 4 civarı büyümeyi yakalayamayacağız gibi görünüyor. Merkez Bankası'nın sıkı para politikasını biraz olsun gevşetmesinde fayda var; yoksa yüzde 4 hedefini yakalayamayacağız'' dedi. Yalçıntaş, ''2012 yılının ilk çeyreğinde yüzde 3,3 büyümüştük, 2. çeyrekte beklentilerimizin biraz altında, yüzde 2,9 büyüdük. Bu büyümeyi dünya ile karşılaştırdığımız zaman dünyada 2. çeyrekte en hızlı büyüyen ülke yüzde 7,6 ile yine Çin oldu. Ama Avrupa Birliği ortalamada 0,2 daraldı. Bu bağlamda ekonomimizin dünya ortalamalarına göre normal, özellikle Avrupa Birliği ile kıyasladığımızda ise başarılı bir çizgide olduğunu söyleyebiliriz'' ifadelerini kullandı.
''Burada mühim olan bundan sonra ne olacağı'' diyen Yalçıntaş, şunları kaydetti:
''Alt kalemlere baktığımız zaman, bu Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'daki azalmanın iki ana sebebini görüyoruz. Birincisi hane halklarının yurt içi tüketiminde düşüş olduğunu görüyoruz. Sadece yüzde 0,5 azaldı bu. İkincisi ise özel sektör sabit sermaye yatırımlarındaki düşme. O da yüzde 7,9 azaldı. Bu iki kalem zaten GSYH'nin yüzde 95'ini teşkil ediyor. Ve iki kalemdeki azalma da bizim büyümemizin yüzde 3'lerde kalmasına neden oldu.''
İç talep ve özel sektör sabit sermaye yatırımlarındaki gerilemenin sebeplerinden biri olarak Avrupa'da sürmekte olan krizi gösteren Yalçıntaş, bir diğer sebebin de Merkez Bankası'nın uyguladığı sıkı para politikaları olduğunu kaydetti. Yalçıntaş, ''Sıkı para politikasının cari açığa olan olumlu etkisini gördük. Çünkü ilk çeyrekte dış ticaretimiz büyümeye pozitif katkı yapmıştı. Bu çeyrekte de dış ticaret büyümeye pozitif katkı yaptı. Çünkü ihracat yüzde 19,8 artarken ithalatta yüzde 3,2 azaldı. Bu da Merkez Bankası'nın uyguladığı politikanın cari açığı azaltmakta başarılı olduğunu gösteriyor'' dedi.
Nurettin Özdebir: Merkez Bankası freni gevşetmekte geç kaldı
Yüzde 2,9'luk büyüme rakamının, beklentilerin oldukça altında olduğunu; oysa söz konusu dönem için ekonominin yüzde 3,5 ile 4 arasında büyüdüğünü tahmin ettiklerini ifade eden Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir ise, beklentilerin altında kalan ikinci çeyrek büyümesinin, yıllık büyümenin yüzde 4'ün altında kalma ihtimalini güçlendirdiğini vurguladı. Büyümeye iç talebin negatif katkı yaptığına işaret eden Özdebir, iç talebin yavaşladığını gözlemlediklerini ama özel tüketim harcamalarındaki binde 5'lik ve özel yatırım harcamalarındaki yüzde 7,9'luk düşüşün, yavaşlamanın düşündüklerinden de sert olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Özdebir, Merkez Bankası yöneticilerinin, Temmuz ayından itibaren freni gevşetmeye başladıklarını açıkladığını hatırlatarak, ikinci çeyrek büyümesinin, Merkez Bankası'nın ayağını frenden çekmekte geç kaldığını düşündürdüğünü, bu nedenle ilk Para Politikası Kurulu toplantısında faiz indirim kararı alınması gerektiğini ifade etti.
''Artan zararlar şirketlerimizin öz kaynaklarını eritiyor''
ISO Birinci 500 ve İkinci 500 listesine girmeyi başaran şirketlerin neredeyse dörtte birinin zarar açıkladığını anımsatan Özdebir, şunları kaydetti:
''Düşen kar oranları, artan zararlar şirketlerimizin öz kaynaklarını eritmektedir. İç pazarda yavaşlama devam ederse bu şirketlerin bir kısmı kapılarına kilit vurmak zorunda kalacaktır. Dış talebin yavaşladığı bu dönemde iç pazarımızı kıskançlıkla korumamız gerekir. Son dönemlerde iç pazarımızın kalitesiz ve standart dışı mallarla adeta işgal edildiğini görmekteyiz. Gümrüklerde beyan edilen miktarların üstünde ve kalite standartlarına uymayan mallar ülkemize rahatça girmektedir. Bunu önlemek için hem gümrüklerdeki denetimler sıkılaştırılmalı hem de Piyasa Gözetim ve Denetim Sistemi mutlaka daha etkin çalıştırılmalıdır.''
Özdebir, karşılıksız çeke hapis cezasının kaldırılmasından sonra piyasa aktörleri arasında bir güven bunalımı yaşanmasının da ekonomideki yavaşlamada etkili olduğunu savunarak, çeklerin tahsil edilmesini kolaylaştıracak tedbirlerin alınmasının, müşteri sigortası uygulamasının daha iyi tanıtılmasının piyasalardaki güven bunalımının aşılmasına katkı sağlayacağına vurgu yaptı.Celal Sönmez: Ekonomideki soğutma önlemlerinin daha hızlı gözden geçirilmesinde fayda var
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkanı Celal Sönmez, 2012 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarını değerlendirdiği yazılı açıklamasında, ikinci çeyrekte iç talepteki yavaşlamanın iyice belirginleştiğini ifade etti. Büyümenin bileşenlerine baktıklarında ikinci çeyrekte dış talebin büyümeye katkısının 5,7 puan ile zirve yaptığını, buna karşılık stoklar dahil iç talebin büyümeye -2,8 puan düşürücü etki yaptığını gördüklerini bildiren Sönmez, ''Stoklar hariç iç talep 2009 yılı üçüncü çeyreğinden bu yana ilk kez büyümeye negatif katkı yaptı'' ifadelerini kullandı.
Sönmez, yılın ikinci çeyreğinde kamu harcamaları bir önceki yıla göre yüzde 2,1 artarken özel sektör harcamalarının yüzde 2,4 daraldığını belirterek, ''Özel tüketim harcamaları bir önceki yıla göre yüzde 0,5 özel sektör yatırımları ise yüzde 7,9 daraldı. Özel tüketim harcamaları en son 2009 yılı üçüncü çeyreğinde, özel sektör yatırım harcamaları ise en son 2009 yılı dördüncü çeyreğinde azalmıştı'' değerlendirmesinde bulundu.
İkinci çeyrekte sanayi ve tarım sektöründe büyümenin hızlandığını, inşaat sektörünün ise yavaşladığını vurgulayan Sönmez, şunları kaydetti:
''Öncü göstergeler yılın ikinci çeyreğinde ihracat artışının hız kestiğini, iç talepteki zayıf seyrin ise mevcudiyetini koruduğunu gösteriyor. Dolayısıyla ekonomide dengelemeden ziyade ciddi bir hız kaybının yaşandığını söylemek mümkün. Olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa yüzde 4'lük büyüme hedefinin altında kalınacak gibi görünüyor. Ekonomideki soğutma önlemlerinin daha hızlı gözden geçirilmesinde fayda var.''
Burcu Akdarı Toprak: Muhtemelen bu yılı en iyi şartlarda yüzde 3 büyüme ile kapatacağız
Genç Yönetici ve İşadamları Derneği (GYİAD) Başkanı Burcu Akdarı Toprak, 2012 yılı ikinci çeyrek döneminde büyüme rakamlarının yüzde 2,9 ile beklentilerin oldukça altında kaldığını belirtti. Toprak, yılın geri kalanında özelikle Merkez Bankası'nın daha gevşek bir politika ile iç talebi ve iktisadi faaliyetleri hareketlendirmesi gerektiğini bildirdi. Özellikle sanayi, inşaat, ticaret gibi alanlarda büyüme rakamlarının çok zayıfladığına işaret eden Toprak, şunları kaydetti:
''Sanayinin yanı sıra tüketim tarafında hane halkı harcamaları ikinci çeyrekte yüzde 0,5 geriledi. Yılın üçüncü çeyrek döneminde Temmuz ve Ağustos ayları da çok durgun geçti. Bu nedenle söz konusu dönemde daha zayıf bir büyüme gerçekleşecek. Muhtemelen bu yılı en iyi şartlarda yüzde 3 büyüme ile kapatacağız. Cari açık ve enflasyon ile mücadele için alınan önlemler ekonomiyi beklentilerin üzerinde yavaşlattı. GYİAD olarak bu ölçüde bir yavaşlamanın sürdürülebilir olmadığını düşünüyoruz. Aksi takdirde Türkiye ekonomisi durgunluğa girebilir. İş yerlerinde kapanmalar, işsizlikte yeniden artış, kredi geri ödemelerinde daha büyük sıkıntılarla karşılaşabiliriz. 2012 yılında gerçekleşen bu sert inişin ardından 2013 yılı için en azından yeniden alçak irtifa bir uçuş hedeflenmeli.'' Fatma Melek: İleriye yönelik beklentilerin olumsuz
Akbank Başekonomisti Fatma Melek, gelen verilerin daha zayıf bir görünüme işaret ettiğini, Merkez Bankası enflasyon raporunda çeyrekte ekonomik faaliyetlerdeki toparlanmanın ve dış talebin ilk yarıya kıyasla daha zayıf seyredeceğini belirtti. Melek, her ne kadar Temmuz ayı için açıklanan mevsimsellikten arındırılmış sanayi üretim verisinin yüzde 1,7 artış gösterse de ileriye yönelik beklentilerin olumsuz olduğunu kaydederek şu değerlendirmeleri yaptı:
''Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranları geriliyor. Ağustos sonu itibariyle reel kesim beklenti endeksi önümüzdeki üç aya ilişkin, üretim hacmi, ihracat ve iç piyasa sipariş miktarları ile toplam istihdamdaki artış beklentilerinin zayıflamaya devam ettiğine işaret ediyor. Ayrıca, gelecek on iki aya ilişkin yatırım harcamalarındaki artış yönlü seyrin zayıfladığı gözleniyor. İhracat verileri ağustos ayında geçen yıla göre daralma gösterse de bunda Ramazan ayının etkisi olduğu değerlendirilebilinir. Ancak önümüzdeki çeyreklerdeki büyüme görünümü global ölçekteki yavaşlamadan özellikle Avro bölgesi'nden dolayı çok daha olumsuz olabilecek. Dolayısıyla ilerleyen dönem göz önüne alındığında büyüme açısından çok temkinli olunabilecek bir görünüm yok.
Bu koşullarda enflasyon da yıl sonuna doğru düşme eğilimine girecek. Merkez Bankası'nın faiz koridorunun üst bandını yıl sonuna kadar kademeli bir şekilde azaltması kredi faizlerinin de gerilemesine imkan sağlayacak. Makro ihtiyatı açıdan alınacak önlemlerde de bu görünüm daha fazla gözetilebilinir. Yüzde 3'ün altına gerileyecek yıllık büyüme oranı Türkiye için yetersiz olduğu gibi bölgedeki istikrarsızlık ve komşular ile olan sorunlar da göz ardı etmemeli.''
Uğur Gürses: İşimiz daha da zorlaşacak
Ekonomist Uğur Gürses, toplam ekonominin yüzde 70'ine yakın olan hane halkı tüketimindeki büyümenin ilk çeyrekte sıfıra yakın olduğunu ve bunun geçici olmadığının ikinci çeyrekte de yüzde yarıma yakın küçülme ile anlaşıldığını kaydetti. Gürses, sözlerine şöyle devam etti:
''Yatırımlardaki yavaşlama da ikinci çeyrekte yüzde 8'e yakın bir küçülmeye dönüşmüş. İç talepteki küçülmenin yüzde 2 gibi bir orana gelmesi düşündürücü. İhracatın büyümeye 5,7 puanlık katkısı olmasaydı ikinci çeyrek büyümesindeki yüzde 2,9'luk orana ulaşamayacaktık. Avrupa'daki durgunluk ve komşu ülkelere olan ihracatın yavaşlaması gibi unsurlar üçüncü ve son çeyrekte daha belirgin hale gelecek. Dış talebin katkısı ilerleyen çeyreklerde azalabilir. İçeride faizleri düşürmek için fazla yer de kalmıyor. İşimiz daha zorlaşacak.''
Veyis Fertekligil: Özellikle inşaat sektöründeki yavaşlama dikkat çekici
T-Bank Baş Ekonomisti Veyis Fertekligil, büyüme verisinin biraz düşük geldiğini, ikinci çeyreğin ilk çeyrekten biraz daha iyi olabileceğini belirtti. Genel olarak bakıldığında ekonominin ikinci çeyrekte de oldukça yavaşladığının anlaşıldığını kaydeden Fertekligil, ''Üretim tarafında sanayi üretimi ve tarım sektörü büyümesi beklentiler dahilinde, ancak özellikle inşaat sektöründeki yavaşlama dikkat çekici'' değerlendirmesinde bulundu.
Harcamalar tarafına bakıldığında ise özellikle özel tüketimin çok yavaşladığını hatta düştüğünün görüldüğünü kaydeden Fertekligil, kamu harcamalarının ise sürdüğünü, yatırımlarda hem kamu, hem özelde negatif büyüme olduğunu, ihracatın büyümeye katkısının ise pozitif olduğunu, sonuçta büyüme verilerinin ekonomik yavaşlamanın sürdüğünü gösterdiğini ve üçüncü çeyrekteki verilerin çok iyi olmadığını söyledi. Temmuz sanayi üretimi verilerinin ise beklentilerden biraz daha iyi gelse de yine yavaşlamanın sürdüğünü teyit ettiğini belirten Fertekligil, şunları kaydetti:
''İç talep tarafında da canlı bir seyir izlenmiyor. Sonuçta, şu andaki görüntü ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 3-3,5 civarında kalacağı yönünde, o da dış konjonktür daha fazla kötüye gitmezse. Küresel ekonomiye baktığımızda ise Avrupa Birliği ekonomilerinin bu sene resesyonu atlatmaları çok zor, büyüme beklentileri 2013'e kalmış durumda. Amerika ve diğer gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme beklentileri de düşük gidiyor. O nedenle Türkiye'de de yılın son çeyreklerinde ekonominin ivme kazanması biraz zor görünmekte.''Özlem Derici: İç talepte ciddi bir toparlanma görmezsek, yıl sonu büyüme hedefi olan yüzde 3,5'e aşağı yönlü revize gelebilir
Ata Yatırım Kıdemli Ekonomisti Özlem Derici, GSYH'nın ikinci çeyrekte yüzde 2,9 ile beklentiler paralelinde geldiğini, dış talebin katkısının 5,7 puan ve iç talebinde 2 puan olduğunu belirterek, ''Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın yıl sonu büyümesi 4'ün altında kalabilir sözünden sonra 2. çeyrek büyüme rakamını merakla bekleniyordu ve yüzde 2,9'un ardından piyasada aşağı yönlü revizyonlar görebiliriz. Bunu temel nedeni de iç talepteki yavaşlık olacak. Önümüzdeki döneme ait bir diğer tehlike de dış talebin katkısının bu kadar büyük olmayacağı. Çünkü ihracatta zayıflama yavaş yavaş görülüyor. İç talepte ciddi bir toparlanma görmezsek yıl sonu büyüme hedefi olan yüzde 3,5'e aşağı yönlü revize gelebilir, dolayısıyla riskler aşağı yönlü'' dedi.
Sanayi üretimi beklentini üzerinde gelmesinin olumlu bir gelişme olduğunu vurgulayan Derici, ''Büyüme göstergeleri çok karışık. Otomobil satışı, tüketim endeksi, kredilerdeki büyüme, elektrik satışları, kapasite kullanım oranını büyümeye bakarken hepsini değerlendiriyoruz ve resim çok karışık. Bazıları hafif hafif toparlanırken, bazıları zayıf seyrediyor. Sanayi üretiminde beklentilerin üzerinde gelmesi hafif hafif ekonomideki aktivite canlanıyor mu sorusunu beraberinde getiriyor. Tabii rakamlar geriden geldiği için Ağustos ve Eylül verilerini beklememiz gerekiyor. Ama rakamlar olumlu'' değerlendirmesinde bulundu.
Üzeyir Doğan: Merkez Bankası'nın yumuşak iniş senaryosu, rakamlar üzerinde etkili olmaya devam ediyor
Marbaş Menkul Değerler Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan, özellikle iç talepteki azalmanın büyüme rakamları üzerinde büyük bir baskı oluşturduğuna dikkat çekti. Doğan, ''Net ihracatın büyümeye olan katkısı 5,6 puan. Bu durum ihracatın etkisi olmadan iç talep kaynaklı büyümenin negatif olduğunu gösteriyor. İhracatımızda en büyük paya sahip olan Avro Bölgesi'ndeki krize rağmen, ihracatın bu katkıyı sağlamış olması ve büyümede net ihracat etkisinin bu denli hissedilmesi ilerleyen yıllar için oldukça olumlu bir durum'' yorumunda bulundu.
Açıklanan bu rakamlar ile yıl sonu büyüme hedefi olan yüzde 4'ün yakalanmasının zorlaştığını belirten Doğan sözlerine şöyle devam etti:
''Tahminen Türkiye'nin GSYH'sı bu yılın tamamında yüzde 3,5 ile yüzde 4,0 arasında büyüme sağlayacak. Fakat Avrupa Merkez Bankası'nın sınırsız tahvil alım süreci başlayacak ve Fed'den de beklenen yeni parasal genişleme (QE3) gelecek olursa, global likiditedeki artış, kurlar üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturacaktır. Bu durum net ihracatın büyüme üzerindeki etkisini sınırlayabilecek bir gelişme. Buna karşın düşük kur ve TCMB'nin faizlerde yapmak zorunda kalacağı bir indirim iç talepte yeniden hızlanma sağlayabilir. İç talepteki canlanmanın etkisinin daha fazla hissedileceği bu yeni koşullarda, GSYH'daki artışın önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde yeniden artması beklenebilir. Yani Türkiye'de anormal bir durum söz konusu olmadığı sürece yılın son ayları ve 2013'ün ilk çeyreğinden itibaren büyüme yeniden hızlanabilir.''Gizem Öztok Altınsaç: Tüketimden ziyade yatırım talebinin ciddi anlamda daraldığını görüyoruz
Garanti Yatırım Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH'nin önceki döneme göre yüzde 1,8 arttığını belirterek, ''Büyümenin kompozisyonuna baktığımızda, dış talebin toplam büyümeye 5,7 puan katkısı olurken, stokların 0,8 puan, iç talebin ise 2 puan düşürücü etkisi oldu'' dedi. Dış talebin katkısının 3. ve 4. çeyreklerde azalacağını hesapladıklarını belirten Altınsaç, iç talep göstergelerinin de büyümenin daha da yavaşladığına işaret ettiğini söyledi. Büyüme açısından 3. çeyreğin çok daha sıkıntılı gözüktüğüne dikkat çeken Altınsaç, ''Son çeyrekte ise yılın en düşük büyüme rakamını bekliyoruz. 2013 yılına ilişkin büyüme beklentilerinin de aşağı çekilmesi söz konusu olabilir'' dedi.
Özellikle global anlamda 2013 yılının 2012'ye göre çok daha sıkıntılı bir yıl olmasını beklediklerini kaydeden Altınsaç, şu değerlendirmede bulundu:
''Türkiye'nin de bu resmin dışında kalması çok olası gözükmüyor. Hem Merkez Bankası politikalarının hem de global ölçekteki yavaşlamanın Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini belirgin şekilde görüyoruz. 2011'in son çeyreğinde ve 2012'nin ilk çeyreğinde oldukça yükselen faiz (gösterge faizin yüzde 8'lerden yüzde 11'lere yükseldiği dönem) ekonomik yavaşlamada rol oynadı. Bundan sonraki süreçte Merkez Bankası'nın düşen enflasyonun da yardımıyla gevşek para politikasına geçmesine kesin gözüyle bakıyoruz. 18 Eylül'deki toplantıda koridorun üst bandında 50 baz puanlık indirim bekliyoruz. Faizin ana yönünün de halen aşağı olduğunu düşünüyoruz. İç talepteki daralma dikkat çekici, tüketimden ziyade yatırım talebinin ciddi anlamda daraldığını görüyoruz.''
Nilüfer Sezgin: Görünen o ki, ikici çeyrekte ekonomik aktivite piyasanın tahmininin altında seyrediyor
Gelen verinin Ekspress yatırımın yüzde 3,2 olan Türkiye 2. çeyrek büyüme tahmininin altında kaldığını belirten Ekpress Yatırım Başekonomisti Nilüfer Sezgin, sanayi üretiminin Temmuz ayında yıllık bazda öngörüleri olan yüzde 2,9'un üzerine çıkarak yüzde 3,4 oranında büyüdüğünü hatırlattı. Sezgin, ''Görünen o ki, ikici çeyrekte ekonomik aktivite piyasanın tahmininin altında seyrediyor. Ayrıca performansın bir yıl öncesinde Merkez Bankası'nın varsayımınından da zayıf olduğunu kabul ediyoruz. Buna rağmen, sapma pek görünür değil. Dahası, Temmuz ayı sanayi üretimi verileri ekonomik aktivitenin yumuşak modelde büyümeye devam etiğini gösterdi'' ifadelerine yer verdi.