İBB’ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA), “6 Şubat Depreminin 1. Yıldönümünde İstanbul’un Güçlendirilmesi ve Dayanıklılık Çalışması” raporu yayımladı.
Sözcü’de yer alan habere göre; raporda Türkiye’de meydana gelen her deprem felaketinden sonra hatta yıkıcı bir etki yaratmayan depremlerden sonra bile depremin gündemin önde gelen başlığı haline gelmesine rağmen, deprem riskinin azaltılmasına yönelik atılan adımların hem yetersiz kaldığı hem de hem de uygulamalar açısından çelişkiler oluşturduğu vurgulandı.
Önleme ve risk azaltım kapsamında riskli yapıların dönüşümü için bugüne kadar pek çok yasal düzenleme hayata geçirilmiş, pek çok çalışma tamamlanmış olsa da gelinen noktada gerek İstanbul’un gerekse de diğer deprem riski yüksek kentlerin depreme dirençli kentler haline getirilemediğine dikkat çekildi.
“İstanbul 4 kere dönüştürülürdü”
İPA tarafından daha önce yapılan başka bir araştırmaya göre İstanbul’da donatı alanları, orman alanları ve askeri alanlar imara açılarak, mevcut imar parsellerine emsal artışı verilerek, toplam 85 milyar dolarlık bir kazanç sağlandığı hatırlatıldı.
Bu kazancın İstanbul’daki orta ve üzeri riskli yapıların tamamını 4 kere dönüştürebileceğinin altı çizildi.
Raporda Cumhurbaşkanlığına ait 2011-2022 yılları arasında “Gizli Hizmet Giderleri” toplamı ile İstanbul’daki orta ve üzeri riskli yapıların yüzde 26,9’unun vatandaşlara herhangi bir yük olmadan dönüştürülebileceğine de vurgu yapılarak “Bu durum ülkemizde merkezi yönetimin deprem riskine bakış açısını ortaya koymaktadır.” denildi.
“Kentsel dönümüşün yükü vatandaş ve belediyelerde”
İBB’nin 2019 yılından bu yana depreme hazır olma kapsamında pek çok çalışma yürüttüğü, geçtiğimiz yıl yaşanan Kahramanmaraş depremleri sonrasında da bu çalışmalara daha da hız verildiği anlatılarak “Konunun uzmanları ve paydaşları ile birlikte hazırladığı Deprem Seferberlik Planı çerçevesinde, İstanbul’u depreme karşı dirençli bir kent yapma konusunda çalışmalarına devam etmektedir. Ancak, Türkiye’de afete hazırlıklı olma durumuna yönelik faaliyetleri yürümekte olan AFAD tarafından hazırlanan İl Afet Risk Azaltma Planı’nda afet risk azaltımında sorumluluğu büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile vatandaşlara yönlendiren yaklaşım, İstanbul’un depreme dirençli bir kent haline getirilmesi konusunda İBB, ilçe belediyeleri ve İstanbulluları kentin fiziksel olarak hasar görebilirliğinin azaltılması yönündeki en temel çalışmalardan biri olan kentsel dönüşüm ve güçlendirme çalışmalarında ciddi bir yük altında bırakmış durumdadır. Bu durum, İstanbul’un beklenen Marmara depremine ve diğer tüm olası risklere karşı hazırlıklı olması için önünde uzun bir yol olduğuna işaret etmektedir.” denildi.
Raporda 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden geçen 25 yılda İstanbul’un depreme karşı dayanıklı bir kent haline getirilemediği belirtildi.
Olası senaryolara göre İstanbul’da 7,5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmesi halinde, gece olduğu takdirde 14 bin 150, gündüz olduğu takdirde ise 12 bin 400 can kaybı yaşanacağının tahmin edildiği aktarıldı.
İstanbul’daki binaların ortalama yüzde 17’sinin (yaklaşık 194 bin bina) orta ve üstü seviyede hasarlı, yaklaşık 972 bin binanın ise hasarsız veya hafif hasarlı olmasının beklendiği kaydedildi.