Geçtiğimiz Temmuz ayı içerisinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından inşaatlardaki şantiye şeflikleriyle ilgili bir yönetmelik taslağı yayınlandı. Şantiyelerin denetlenmesinden ve inşaat projelerinin uygulanmasından sorumlu olan şantiye şefleri ne yazık ki uygulamada çoğunlukla kağıt üzerinde kalıyor ve yerinde denetimde yetersizlik söz konusu oluyor. İlgili Bakanlığımız bu durumu iyileştirmek adına, 7 Temmuz 2022 tarihinde yayınladığı “Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı”nda görüldüğü üzere şantiye şeflerinin sorumluluk alanı, sayı ve kapsamında bir düzenlemeye gidiyor. Bu çalışmanın tüm toplum açısından önemli ve umut verici olduğunu belirtmek isteriz. Denetim mekanizmasını iyileştirmeyi amaçlayan her fikrin destekçisiyiz.
Biz yapı denetim şirketleri de Bakanlık yetkisi ile inşaatları denetlemekle sorumlu kuruluşlarız. Tabi olduğumuz 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun gereği denetimlerimizde şantiye şefleriyle, yani teknik personelle ortaklaşa hareket etmemiz gerekirken, maalesef sahada işleri şantiye şeflerinden değil, ustalardan, kalfalardan teslim almak durumunda kalıyoruz. Geçtiğimiz yıllar içerisinde denetimini üstlendiğimiz şantiyelerin büyük bir kısmında şantiye şefi olarak çalışan teknik personelin şantiye sahasında olmadığı gerçeği ile mücadele etmek zorunda kaldık.
Şantiye şefini belediyeler atamalı
800 üye firma ve 12 bin kişilik doğrudan istihdam ile ülkemizde yapı kalitesi ve güvenliği denetiminde aktif rol alan Yapı Denetim Kuruluşları Derneği olarak Bakanlık tarafından yayınlanan taslak metni incelediğimizde, düzenlemelerde daha etkin bir şantiye denetiminin hedeflendiği çok net anlaşılıyor. Ancak taslak metindeki teknik eksiklikler bir yana, bizler asıl sorunun şantiye şeflerinin görev dağıtımında olduğunu düşünüyoruz. Çünkü mevcut yönetmelik ve işleyişte, inşaatın denetimini belgeleyen tutanaklarda “şantiye şefi VEYA müteahhit” ibaresinin kullanılması, müteahhit tarafından seçilen şantiye şefini aslında bir noktada saf dışı bırakıyor. Müteahhidin işveren, şantiye şefinin işçi olduğu bu denetim yapısının bir sonucu olarak, biz yapı denetim kuruluşları sahada teknik eğitimi olmayan kişilerle baş başa kalıyoruz.
Bize göre bir inşaatın şantiye şefi yapı müteahhidi tarafından değil, doğrudan o inşaata ruhsat veren ilgili idare (belediye) tarafından atama usulü ile belirlenmeli. Bu sayede şantiye denetim sayısı kısıtlamasına gerek kalmadan, şantiye şeflerinin denetim mekanizmasındaki etkinliği arttırılacaktır. Hatta böyle bir düzenleme ile şantiye şefliği, teknik meslek erbabı meslektaşlarımız için ek bir iş olarak değil, başlı başına bir iş alanı, ayrı bir meslek olarak değerlendirilecektir. Bu bağlamda şantiye şeflerinin, yapı denetim kuruluşlarının ve laboratuvarların beton dökümleri aşamasında bilfiil inşaatın başında bulunmasını sağlayan ve GPS sinyalleri ile konum belirleyen EBİS’e (Elektronik Beton İzleme Sistemi) dâhil edilmeleri de sağlanarak, teknik denetim pekiştirilmiş olacaktır.
Şurası bir gerçek ki, yapı denetim kuruluşları mühendislik alt yapısı çok güçlü ve sahada en aktif rolü üstlenen, etkin bakanlık temsilcileridir. Dolayısı ile şantiye sahasına denetim yapıldığı sırada her türlü imalatın yetkin teknik personel tarafından, yani şantiye şefleri tarafından denetim kuruluşuna teslim edilmesi hayati bir önem taşımaktadır. Deprem kuşağında yer alan ülkemiz için inşaat denetimlerinin önemini ayrıca açıklamaya gerek yok.Her şantiyede şantiye şefinin tam zamanlı olarak bulunması günümüzde artık olması ve uygulamaya alınması gereken çok önemli paydaş bir sorundur. Bu noktada Yapı Denetim Kuruluşları Birliği olarak Bakanlığımıza önerimiz, denetim sistemi içerisindeki şantiye şeflerinin doğrudan EBİS sistemine katılımlarının sağlanmasıdır.