İstanbul'da önemli konut projelerinin sahiplerini
biraraya getiren İstanbul İnşaatçılar Derneği'nin yönetim
kurulu üyesi Necati Akyazıcı, etik dışı davranan bankalar
yüzünden sektörün kilitlenmeye başladığını söylüyor. Dernek olarak bu tür
bankalara karşı tavır geliştirmeye hazırlandıklarını açıklayan Akyazıcı,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan da randevu istediklerini
belirtiyor.
Necati Akyazıcı'yı dünyada
uluslararası firmaların tekelinde olan kozmetik sektöründe yarattığı
İpek markasıyla tanıdık. "Şampuanınıza servet ödemeyin"
sloganıyla yıllarca pazar lideri olan Canan Kozmetik'i global
rekabette şansı kalmadığı için 2007'de Fransız kozmetik devi
L'oreal'e satan Akyazıcı, 2006'dan beri Canan Yapı ile
gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteriyor.
Akyazıcı, başkanlığını Yaşar Aşçıoğlu'nun yaptığı,
aralarında Serdar İnanlar, Ağaoğlu gibi
İstanbul'daki önemli konut projelerinin müteahhitlerinin bulunduğu İstanbul
İnşaatçılar Derneği'nin yönetim kurulu üyesi. İnşaat sektöründe durgunluğun
etkisini arttırmaya başladığını vurgulayan Akyazıcı, bankaların etik dışı
davranışlarla krizin daha da derinleştirdiğini söylüyor. Dernek olarak iyi
günlerinde peşlerinde koşan bankalara karşı tavır geliştireceklerini kaydeden
Akyazıcı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan da randevu istediklerini söylüyor.
İnşaat sektöründe ilk projesini 259 konutluk Canan Residence'la Ataşehir'de
yapan Akyazıcı'ya göre konut sektörünü bayramdan sonra daha zorlu günler
bekliyor.
Dünyada ciddi bir kriz
yaşanıyor. Mortgage da bu krizin önemli nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.
Size göre bu krizin nedeni ne?
Küresel krizin kaynağı, ABD'de yaşanan mortgage krizi olarak gösteriliyor.
Ancak yüzyılın en büyük krizi olarak ortaya çıkan bu ölçekli bir krizi mortgage
ile izah etmek, 2001 de ülkemizde yaşanan büyük krizi Anayasa kitapçığının
fırlatılmasına bağlamak kadar basit olur. Bence mortgage sadece finans
sektöründe oluşan balonu patlatan bir iğne. Asıl sebep finans piyasalarının
büyümesinin kontrolden çıkarak her şeyi yönetir hale gelmesi, bilinen temel
ekonomik kuralları yok sayarak kendi kontrolsüz kurallarını oluşturması ve bunun
sürdürülebileceğini zannetmesidir. Bu ne kadar sürdürülebilirdi, düşünülmedi.
Şimdi ekonomi kuralları yeniden belirlenecek belki kısmen eskiye dönülecek,
belki yeni kurallar oluşacak. Ancak bu işin tamamıyla finans piyasalarına
bırakılamayacağı kesin.
Bu krizin
Türkiye'ye yansıması nasıl oldu? Bu krizi sektörünüz nasıl
hissediyor?
Şu anda projeler iptal ediliyor.
Sıkıntının büyüyerek devam etmesi endişesi artıyor. Belirsizlik gerçekten endişe
verici. Aslında Türkiye yüksek faiz, düşük kur ile sıcak paranın büyük ölçekte
girdiği, gelişmekte olan bir ülke. Krizle birlikte finans piyasalarındaki
likidite sıkıntısı ve önemli miktarda para çıkışı ile kurun bir miktar
yükselmesi gayet doğal. Bugün Türk Lirasının hâlâ değerli olduğunu
söyleyebiliriz. Sorun yükselen kurdan ziyade krizin getirdiği belirsizlik ve tüm
dünyada yaşanan ekonomik daralma tehdidi. Yüksek faizler ve daraltılan
kredilerin gayrimenkul sektörünü olumsuz etkilemesi
kaçınılmaz.
İstanbul İnşaatçılar Derneği
üyeleri olarak başlıca sorunlarınız neler?
Sektörümüzün önemli sorunları var. Harçların yüksekliği, bürokratik engeller
gibi. Ama en önemli sorunumuz bankaların uygulamaları. Bugünlerde tek konumuz
bankaların usulsüz olarak kredileri geri çağırması. Bankalar bugünü kurtarmak
için 100-150 kategoriyi ilgilendiren bu sektörü kilitliyor. Bu davranış etik
kurallara sığmaz. Can havliyle yapılan bu hareketlerin durması lazım. Finans
sektörünün tavrı bu olmamalı. Çeşitli duyumlar geliyor, herkesin kredibiletisi
aynı değil ama gelişmeler korku verici. Bankaların tavrı netleştikçe bizim de
tavrımız olacak. Kriz döneminde etik davranan bankalarla
çalışacağız.
Konut kredilerinde sıkıntı
var mı? Faizler ne durumda?
Konut kredi faizleri ekim ayından sonra aylık 1.55'den 2'nin üzerine çıktı ve
kısıtlamalar başladı. Ayrıca fiyat her an değişebildiği için bir aylık süre için
bile sabit bir kredi faizi belirlemek mümkün olmuyor, bu durum işlerliği
azaltıyor. Yani bir haftada üç kere değişen faiz oranlarıyla ne yapabiliriz?
Buna karşı bir tavrımız olacak ve olmalı. Bankalar üç ay sonrasını
düşünsün.
Konut taleplerinde nasıl bir
gelişme yaşanıyor. Erteleme var mı?
Krizle birlikte konut taleplerinde düşüş ve talep ertelemesi hemen
hissediliyor bu gayet normal. İlk şok atlatıldıktan sonra mutlaka ertelenen
talepler yeniden canlanacaktır. Ancak toplum psikolojinde duruş sert, harekete
geçiş ise yavaş olur. Bayramdan sonra daha ağırlaşacak. Şu anda yüzde 50 düşüş
yaşanıyor
Bu arada her sektör hükümetten
birşeyler istiyor. Sizin bir talebiniz var mı? Bunu hükümete ilettiniz
mi?
Sektörün önünü açacak kredi faizlerinin dışında birçok tedbir mevcut. Başta
yüksek harçlar (tapu, iskân, ruhsat vs.), KDV, yoğun bürokrasi, haksız rekabet
yaratan kaçak inşaatlar... Ayrıca gayrimenkul değerlerini aşağıya çeken çarpık
kentleşme, kötü şehircilik, yaşanması zor trafik ülke değerimize olumsuz etki
yapıyor. Likidite sorunumuz var. Bu dertlerimizi anlatmak için Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'dan da randevu istedik.
Randevunuza yanıt geldi mi? Hükümet yeni bir paket hazırlığında.
Sizi ilgilendiren bir karar gördünüz mü?
Henüz randevu yok. Pakette de inşaata ilişkin bir işaret yok. Son yıllardaki
büyümenin lokomotifi inşaattır. İnşaat basit bir konut üretimi değil. Yüzlerce
sektörü harekete geçirir. Bu arada alınan önlemlerin yeterli ve hızlı olduğunu
söylemek mümkün değil. Seçim atmosferi de ayrı bir
şansızlık.
Özellikle İstanbul'da konut
fiyatlarının şiştiği, çok yükseldiği söyleniyordu. Konut fiyatlarında düşüş
başladı mı?
Konut fiyatlarının şiştiği doğru değil. Fiyatları yükselten biraz da konutların niteliği. Konut stoğunun yüzde 80-90'ı 20 yıldan eski. Standartlar çok düşük, güvensiz konforsuz, ısı ve ses yalıtımı yok. Yüzde 100 fazla enerji harcanarak ısınıyor. Yazın ise klima ile soğutmak mümkün değil. Otoparkı yok, bahçesi yok, yeşil alan yok vs. Şimdi yapılan konutlar nitelik olarak mukayese edilmez. Fiyatlar ise son iki yıldır düşüyor, artan maliyetler fiyatlara yansıtılmıyor. Şimdi krizle birlikte yapılan kampanyalarda fiyatlar inanılmaz seviyede. Piyasaların düzelmesiyle artışlar yüzde 50, yüzde 100'ün üzerinde olacak.
İstanbul, Moskova'dan sonra yatırım yapılabilecek ikinci şehir olarak tanımlanıyordu. Yatırımcının ilgisi sürüyor mu, sektörü canlandırmak için neler yapılmalı?
İstanbul dünyada hiçbir şekilde mukayese edilmeyecek kadar tarihi ve kültürel mirasa sahip. Zengin doğal güzelliği ise eşsiz. İstanbul'a ilgiyi arttırmak için modern şehre yakışacak bir şehircilik ve planlama yapmak, çarpık yapılaşmaya son vermek, trafik sorununu çözmek ve çağdaş yapılaşmaya teşvik etmek gerekiyor.
Gayrimenkule girdiğim için pişman
değilim
Şirket olarak
kozmetikle başladınız. Şirketinizi satarak gayrimenkule döndünüz. Şimdi de bu
sektörde sıkıntı var. Pişman mısınız?
Şimdi tüm sektörlerde sıkıntı var. Kozmetik sektörü dünyada sadece büyük
ölçekli şirketlerin varlığını sürdürebileceği bir sektördür. İnşaat ise benim
severek ve isteyerek seçtiğim bir meslek. Şu dönemdeki sıkıntı geçici olacaktır.
İnşaat sektörünün özellikle Türkiye için gelecekte de önü açık olacak. Pişmanlık
söz konusu değil.
Geleceğe yönelik
şirket olarak planlarınız nedir?
Gelecekte tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de işini yapan,
kurumsallaşmaya önem veren firmalar ayakta kalacak. Canan Yapı, doğru ve
nitelikli işler yaparak, sektörde fark yaratarak gelecekte de katma değer
yaratacak bir firma olmayı hedefliyor.
Necati Akyazıcı kimdir?
1956 yılında Trabzon Of'ta doğdu. İlköğrenimini Sakarya'nın Akyazı ilçesinde tamamlayan Necati Akyazıcı, 1972 Pertevniyal Lisesi mezunu. 1977 yılında İstanbul Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. Babası da 1966-1980 yılları arasında inşaatçılık yapan Akyazıcı evli ve iki çocuk babası.